Düzenlendi
Siz sormadan ben diyeyim .
Taehyung sürekli olarak sınırlardan bahs edip jungkook'a aşık olduğu halde söylememesinin bir nedeni vsr tabi cünkü taehyung ne jungkook'a daha cok bağlanmak istiyor nede bağlanmak bu yüzden sınırları var.Keyifli okumalar 🌹
Bnuma dolan rahatıcı kahve kokusu
bile aklıma üşüşen onlarca düşüncenin yaratığı stresi bir nebze olsun azaltamamıştı.Tırnaklarım ahşap masaya kendi çapında bir ritim tuturarak çarparken, üzerimdeki bariz gerginliğe rağmen rahat bir izlenim verme çabası içerisindeydim.
Lâkin başarılı olamıyordum işte, zihnim patlayacak kadar dolu ,ruhum son kırıntılarını kullarınırken nasıl olurda sakin olurdum ki?daha öncesinde hiç böylesine çaresizlik hissiyatı hissetmemiştim.
Ne acı ama ben daha öncesinde hiç bir şey umursamayan sadece öldürmek için yaratılmış bir insan iken şimdi ise tanrıya yaşatmak için yalvarıyordum...
Lâkin biliyordum ki dualarım boşunaydı, birkere benim yaşatmak için yalvardığım adam istiyordu ölümü. Evet buda bana koyuyordu fakat, fakat bana en çok koyan benim henüz bir saç teline bile dokunmaya kıyamadığım adamın ölümü benden istiyor oluşuydu...
Düşünüyor ,düşünüyor ve düşünüyordum lakin bir çıkış yolu, mantıklı bir açıklama bulamıyordum.
Böylesine güzel gülen bir adam ne yaşamıştı ve ne yaşıyordu da kendini öldürtmek isteyecek raddeye gelmişti aklım bir türlü almıyordu.Nasıl böylesine aşık olacak birine kıymaya korkacak kıvama gelmiştim bilmiyordum. Hoş,bu durumdan rahatsız falan değildim aksine bu hislerini ilk yaşıyor oluşuma rağmen böylesine yoğun hissetmek beni çokça mutlu ediyordu.
Derin bir nefes alıp, dilim ile dudaklarımı ıslatarak karşıdaki saate göz ucu ile baktım. Jungkook 'un gelmesine biraz daha vakit vardı. Ben erken gelmiştim zira evde durdukça zihnim bir sürü düşünce ile savaşırken duvarlar üzerime gelerek beni yalın bir halde yakalayıp darlıyordu.
Aşkı bu kadar geç bulup erken kaybedecek olmanın bilincinde olmak boğazıma kızgın bir yumruk oturtup yutkunmamı engellerken , nefes alış verişlerimi zorluyordu. Lâkin yinde ona kıyma fikrinden soyutlanamıyordum. Zira o ölümü böylesine çok isterken nasıl olurda hayır derdim ki ona ? Eğer o mutlu olacaksa ben bir ömür acı çekmeye razıydım. O ölmek istiyordu ve bende ona istediğini verecektim, hemde sonucunda acı çekme pahasına...
***
"Hâlâ daha geç kalmadığımdan emin değilim , beni kendimi kötü hissetmem için kandırmıyorsun değil mi ?"
Jungkook'un şüphe ile sorduğu soru karşısında onu inandırmak istercesine gülümsemiş ve istediği cevabı ona vermekte gecikmemiştim."Hayır geç kalmadın sadece ben biraz erken geldim çünkü evde çok sıkılmıştım, üstelik seni neden kandırayım " kuşku ile tek kasini kaldırıp bir şey söylemek için dudaklarını araladığı sırada ,önce davranak konuşmuştum.
"Yemin ederim seni kandırmıyorum" dilim ile dudaklarımı yalayıp devam ettim" gerçekten" geldiğimden beridir onu kandırdığımı söyelip hayıflanarak beni bıktırmıştı.
Hayır konuşmasından rahatsız falan değildim aksine sesi ile beni kutsadığı için durumumdan memnun bile sayılırdım lakin sürkeli olarak aynı şeyleri söylüyor oluşu bir nebze de olsa beni bıktırmıştı.
Mahçupca gülümseyerek bakışlarını ellerini indirirken "Şey pekala " diyerek ağzının içinde mırıldanmıştı.
Utandığı için kızaran yanakları ile öylesine şirin gelmiştiki gözlerime utanmasam yanaklarını mıncırabilirdim,lakin her ne kadar dün bazı itiraflarda bulunmuş olsakta bir avcı ve avı arasında belirli bir sınır olmalıydı .
Ona baktıkça bakasım geliyor bir türlü ona doyamıyordum ve hiç bir zamanda doyamayacak olduğum gerçeği bir ok gibi beynime saplanırken ister istemez gerilmiştim. Belki ,belki bu gün onunla konuşarak herkesten sakladığı sırını öğrenir ve ona göre bir plan kurardım belli mi olur.
***
"Ve sonra da annem hem bana hemde babama çok kızmış ve kirletiğimiz kıyafetleri bir bir bize yıkatmişti, daha doğrusu babama çünkü ben henüz küçük olduğum için yıkayamazdım ve bu yüzden benimkini de babam yıkamıştı " jungkook cümlesini bitirir bitirmez ikimizde gülmeye başlamıştık.Günüm umduğumdan daha güzel geçiyordu, uzun bir süredir bu kahve dükanındaydık . Hava kararmaya başlamıştı lakin biz kendimizi konuşmaya o kadar kaptırmıştık ki ne saaten nede havadan haberimiz vardı .
Bu durum ikimizinde umrunda değildi, hata mutluyduk bile. Jungkook ilkez utanmadan benimle konuşmuş bana bir çok anısı anlatarak kendini bana bir kez daha açmıştı. O kadar ,o kadar huzurlu hissediyordum ki amacımı unutmuş, jungkook'u yarın öldürecek olduğum gerçi aklımdan silinip gitmişti.
Sanki bu gün son günümüz değilmiş , bu gün bizim son buluşmamız değilmiş gibi gülmüş, konuşmuştuk lakin gerçek çok başkaydı işte ne bugünü bir daha yaşayabilecektik nede jungkook bir gün daha fazla yaşayacaktı...
"Um saat geç olmuş sanırım gitmem gerek, yarın önemli bir işim var " jungkook sonunda gülmeyi bitirerek kurduğu cümle ile bende gülmeyi bitrerek kelimelerim ile onu onayladım.
" evet ,evet kalkalım benimde yarın önemli bir işim vardı zaten "
Hesabı ödeyip dükkandan çıkmıştık. Geceye bol yıldızı bir hava hakimken ,rüzgar ılık bir şekilde esiyordu . Sanki bir kış gecesi değilde ilk bahar geçesindeymişiz gibi.
Bakışlarımı gök yüzünden çekip jungkook'a indirdiğimde karşılaştığım manzara başta kendi canım olmak üzere bir çok şeye eş değerdi...
Kızarmış yanakları, alt dudağını kavrayan üst dişleri, kızarmış minik burnu ve sanki yıldızlar üzerine serpilmiş gibi parlayan kıvırcık saçları ile jungkook her bir saç teline ayrı ayrı şiirler yazabileceğim kadar güzeldi. Ona baktıkça hayran olurken aklımdan bir türlü çıkmayan gerçek sebebi ile yüreğim sızlıyordu lakin yinede onu öldürmeden bir gün önce mutlu ettiğim için mutluluğum bu ince sızıyı ört pas ediyordu.
Kendime gelmek için başımı iki yanıma hafifçe salamış, kirpiklerim ile irislerimi sıkıca örtüp açmıştım.
Parmak uçlarım ona dokunmak için uyuşurken dudaklarımdan bi çare "görüşürüz" çıkmıştı. Çok uzun değil, yarın görüşecektik biliyordum lakin o bilmiyordu ve öğrendiği zaman büyük ihtimal dünyası başına yıkılacaktı fakat şimdilik bundan daha büyük bir sorun vardı ortada ."Görüşürüz "demişti utuna-sıkıla . Şu an tam şu an içimden onu kendime çekip sıkı sıkıya sarılıp ölümden vazgeçmesi için yalvarmak gelirken yapamazdım. Sınırlar vardı ve ben o sınırları aşamazdım.
Kısa bir süre daha gözlerimiz konumuş daha sonra ise jungkook tekrar bana veda ederek yürümeye başlamıştı.
Bense onun onun karanlığa karışıp giden bedenini bakarken aklıma gelen şey ile gülümsemiştim.
Hatırlıyorumda bu işi kabul ettiğim zaman her avıma yaptığım gibi hakkında araştırma yaparken fotoğrafına denk geldiğim zaman güzeliği karşısında bir mum gibi erirken iç sesim bana 'yapma ikinizde yanarsınız 'demiş bense iç sesimi duymazdan gelerek 'belki bende yanarım fakat kül olan kesinlikle o olacak 'derken yanılmıştım.
Zira yananda ben olmuştum,kül olanda...
~
Evet sonunda yeni bölüm attım ve bu son geçiş bölümüydu.Eh bu bölümü aslında beğendim lakin sizin düşünceleriniz her zaman daha mühim benim için .
Ilkez uzun bölüm yazdım genelde bölümlerim daha kısadır. Ama.sanirim asıl bölümümüz yani bir sonraki bölüm daha uzun olacak.
Finale son 2 veya 3 bölüm daha uzun olsun isterdim ama ne yazık ki uzarsa konu dağılır ve ben konudan sapmak istemiyorm.
Neyse bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler?
Sizi seviyorum ♡
Vote +yorum lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer /taekook ✔✔
FanfictionJeon jungkook kendini öldürmesi için bir kiralık katil tutar ... |08.03.2020 | de tamamlandı