11

13K 1K 622
                                    


Düzenlendi

Bir açıklama yapayım . Jungkook Taehyung' a ilk başta yeni aldigi bir numara ile yazdı sonra ise kendi numarasi ile konustular yani demeyin ki taehyung nasıl anlamadı diye sadece uğrasmak istemedi onun icin onemli olan paraydı gerisi DEĞİL.

Bu kadar dı

Keyifli okumalar 🌹

Avuçları arasındaki dumanı halen daha tütmekte olan fincanı yavaşça dudakları ile buruştururken sırtını yapımında tahta kullanılmış olan el yapımı sandelyeye biraz daha yaslamıştı.

Gözlerini kısıp karşısında oturduğu yerde ezilip büzülerek rahatlamaya çalışan beyaz tenli çocuğu keyifle süzdü.

"Ee jeon " dudakları üzerinde kalmış kahveyi dili ile temizlerken ,derin sesi ile devam etti."konuşmayacak mısın?"

Aslında konuşmasalarda olurdu çünkü jungkook çekingen bir tavırla irislarini taehyung 'un yüzü dışında her yerde dolaştırırken taehyung onun bu tavırlarını izlerken halinden oldukça hoşnutu fakat onunla uğraşmayı çok seviyordu işte bunu onunla mesajlaşırken de belli etmişti zaten.

"Ee şey ben-ben mi ama yani ne ko-konusabilirim ki hyung " jungkook'un heyecan ve utangaçliğın getirisi ile zar-zor kurduğu cümle karşısında esmer genç gülememek için yanak içlerini ısırmıştı.

"Jungkook neden yüzüme bakmıyorsun ki ?"esmer genç sesindeki oyuncu tını ile karşısındaki küçüğü ilen uğraşmaya devam etti. "oysaki mesajlaşırken yada içki içerken hiç te böyle değildin , haksızmıyım ?"

Jungkook aklına gelen konuşmalar ile utanarak kızaran tombul yanaklarını saklamak için elleri ile yüzünü gizlerken çekingence büyüğünü cevaplamıştı "ya hyung ,hatırlatmasana zaten çok utanıyorum " cümlesi biter bitmez kulaklarına dolan ilahimsi kahkaha ile vücudundaki bütün sinir hücreleri teker teker alınmış gibi vücudu rahatlarken bu anı kaçırmamak için ellerini alelacel yüzünden çekmişti.

Taehyung ,jungkook için bir tanrı kadar güzeldi.

Kahkaha atarken ortamda yankılanan kalın ve yumuşak sesi beyaz dişleri ,her bir ayrıntısı jungkook'u mest ederken Taehyung onun için bir tanrıydı.

Onun bu usta bir sanatkarın elinden çıkmış en güzel baş yapıtı gibi duran görüntüsü ve ondan geldiğine adı kadar emin olduğu limon çiçeği kokusu karşısında jungkook'ta daha fazla kendini tutamayarak ona katılarak kahkaha atmaya başlamıştı.
Kahkaha atarken çıkan sesleri sanki birbirleri için yaratılmışcasına birbirine uyarak kulaklarda hoş bir tını bırakırken ,şimdi susup izleme sırası Taehyung'a gelmişti.

Jungkook güzeldi.

Jungkook gerçekten taehyung'un değil öldürmeye dokunmaya kıyamayacağı kadar güzeldi. Fakat hayat acımasızdı işte ve taehyung ilkez hayatın adil olmayışından dolayı tanrısına isyan etmek istemişti. Ancak kader acımasız çarkını keyifle döndürmekten hiçte çekinmiyordu...

Irislerini beyaz tenli küçüğünün her bir santiminde dolaştırsada en çok tavşan dişlerini ve kıvırcık saçlarını sevmişti. Taehyung'a göre tanrı jungkook'u yaratmamış üzerinde üstün bir çaba sarf etmiş olmalıydı, çünkü küçüğü güzelim diyen kadınları bile kıskandırcak kadar güzeldi ve taehyung bunu onun fotoğrafını ilk gördüğü andan beridir biliyordu.

Biliyordu bilmesine ama onun için sadece bir av olan çocuktan böylesine hoşlanacağinı bilmiyordu. Hoş, bu durumdan rahatsız da değildi bilhakis ilkkez tatmakta olduğu bu hisler çokca hoşuna gitmişti gitmesine lakin acı gerçekler yüzüne soğuk bir su gibi çarpıyordu.

Jungkook bir avdı taehyung ise bir avcı .

Gerçi esmer genç jungkook'u öldürmeyecek olsa dahi onlar yinede bir olamazdı çünkü Taehyung öldürmek için yaratılmışken jungkook sanki yaşatmak için yaratılmıştı.

Esmer olanın gülümsemesinde takılı kalan yoğun bakışlarını hisseden jungkook vücudunu tekrar ele geçiren utanç dalgası ile susarak bakışlarını ellerine indirip onlarla oynamaya başlayınca taehyung karşısındaki mahsum tablo karşısında sıcak bir tebessüm etmişti.

"Güzel"demişti sanki kaybolmuş gibi çıkan sesi ile "Çok güzel gülüyorsun jeon" demiş ve sonra ise cümlesini 'o kadar güzel gülüyorsun ki yanında katilin olduğumu unutacağım kadar güzel gülüyorsun ' diyerek kendi içinde tamamlamıştı.

Jungkook ise anı gelen övgü ile yanaklarının biraz daha pempeleşmesine engel olamazken çekingence gülümseyerek kısık sesi ile konuşmuştu "sende öyle hyung sende çok güzel gülüyorsun " derken cümlesini 'hatta o kadar güzel gülüyorsun ki yanında ölecek oluşumu bile unutuyorum ' diyerek zihninde tamamlamıştı.

Jungkook hala daha esmer gence bakamazken taehyung gözlerini küçüğünden alamıyordu. 'Keşke 'demişti büyük olan içinden keşke seninle başka bir şekilde başka biri olarak tanışsaydım , o zaman sana aşık olurdum 'diyerek tamamlamıştı.

Aralarında garip bir hava vardı ikiside suskundu sanki konuşurlarsa aralarındaki bu sesizlik yemini bozulacakmışcasına susuyorlardı. Gerçi konuşmasalarda olurdu çünkü onlar zaten birbirlerine susarak çok şey anlatmışlardı mesala jungkook öleceği için büyüğünden af dilenirken taehyung onu öldüreceği için küçüğünün ayaklarına kapanmıştı.

Aralarındaki sessizliği bozan taehyung'un telefonu olmuştu. Taehyung mahcup bir şekilde küçüğünden özür dileyerek ekranı kaydırmış ve gelen mesaja bakmıştı.

Keşke bakmasaymış...

Ekranda yazan şey ile basından aşağıya bir kova buz boşaltılmışa dönmüştü . Her şeyi beklerdi her ihtimali bekliyordu fakat bunu asla düşünmemişti.

Annesi öldüğü zaman babası her gün ona annesinin geleceği yalanını söylerken bile böylesine kandırılmış hissetmemisti.

Dedim ya hayat acımasızdı. Bir av ve avcıyı birbirine aşık edecek kadar acımasız...

Yürüyen metal yığını
Dostum numaranın
Sahibi jeon jungkook isminde üniveriste 2. Sınıf öğrencisi.
(Görüldü)

.

Ehem evet böyle bir yerde bıraktığım için bana kızmayın hehehehe

Ehem bölüm geç geldiği için üzgünüm ancak ilham anca geldi işte.

Bu bölümü severek yazdım ve umarım sizde okurken seversiniz .

Bu çifti seviyorum yaw sizde seviyormusunuz?

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Lütfen yorum atın ben yorum okumayı çokseviyorum bshshwggege

Neyse uzatmayayım.

Sizi seviyorum 💕

Vote+yorum lütfen

Killer /taekook ✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin