"Pizza"

1.6K 61 6
                                    

Yapacağım şeye emin olup,elimdeki tüyü Demir'in burnuna değdirdim. "Derin ne yapıyorsun?" Diye yerinde huzursuzca kıpırdandı. Dudaklarımı birbirine bastırıp,gülüşümü durdurdum. Demir uyurken çok masumdu ve onunla uğraşmaktan daha çekici bi işim yoktu. Uçaktan sabaha karşı inmiştik ve saat 2'ydi. Ben bile uyanmıştım. " Ya hadi kalk benim karnım aç. " gözlerini açıp "Git ye bunu da ben mi söyliyim? " gözlerimi devirdim . "Çok zekisin yemek yapamıyorum. " doğruydu yapamıyordum. "Yapabiliyosun sadece üşeniyorsun. " Evet bu da doğruydu. "Kalkmıyo musun sen şimdi? " gözlerini kapattı. Bu sanırım hayır demekti. "Peki bende yandaki yakışıklı komsumuzdan bana yemek yapmasını isterim. " heheh şimdi de kalkmasın  da görelim. Piç smile. Oflayıp yataktan kalktı. "Tam bir baş belasısın. "

***

Demir'in elini sakinlestirmek için tuttum. "Sakin ol. Bi çözüm buluruz." İş için Antalya'ya gelmiştik. Bir gösteri düzenlenecekti,  bir organizasyon ve Arıcan şirketinin gözetimindeydi bu. Gösteri yarındı, bizde kontrol etmek amacıyla yeri kontrol etmeye gelmiştik. Ama maalesef birisi işi bozmuştu. Yemekleri yanlış hazırlatmışlardı. " Nasıl sakin olayım Derin? Ilk defa babamın soyadına yaraşır bir şekilde bir işe girdim ama noldu? Mahvettim!" Ona sıkıca sarıldım. "Sen mahvetmedin,bak düzelticez sen Demir'sin." Geri çekilip yamuk gülüşünü yaptı. "Aferin öğrenmişsin. " gülümseyip "Yanii." Uzanıp burnumun ucunu öptü. "Teşekkür ederim yanımda olduğun için. " ne? Allah'ım bunun Replay tuşu yok mu? "Ssen bbbana teşekkür...teşekkür ettin! Senin içinde bi öküzden daha fazlası varmış. " kafama vurup "O kadar da öküz değilim." Elimi eh dercesine salladım - çok güzel bi tanım- "Kalk bakalım o zaman teşekkürün şerefine bu işi düzelticez. " Tek kaşını kaldırıp "Nasıl olacakmış o?" Küçük dağları ben yarattım bakışımı atıp elimi uzattım. Elimi tutup kalktı o da. Cebimden telefonumu çıkartıp babamı aradım.

***

"Eveet hazır mıyız?" Herkesi gaza getirmeye çalışıyordum. Bir restoranı kapatıp babamdan iyi aşçıların şirketini öğrenmiştim. Şimdi tek iş pizza yapmaktı. Yani Demir'le bizim işimizdi, Aşçılar diğerlerini yetistirebilceklerini söylemişlerdi. Pizza dediysem de 1 tane falan değil tam 30 tane yapcaktık. "Onlar hazırdır da sen pizzayı becerebilicek misin bakalım? " göz kırpıp "Izle ve gör. "  Dedim. Malzemeleri önümüze getirdim. Ilk alt tabakasını hazırladım. Demir'e baktığımda  onun da yapmaya çalıştığını gördüm.

Kübra'dan;

Derin'de Antalya'daydı. Kıvanç'la küsmüştüm. Canım da çok sıkılmıştı. Napabilirim ki diye düşünürken telefonumun melodisini duydum. Telefonun ekranındaki "tek gerçeğim" yazısını görünce gülümsedim. Ama ona soğuk davranıcaktım. Kalbimi çok kırmıştı çünkü. " Selam." Sesi biraz pişman gibi çıkıyordu. "Selam." Gayet soğuk söylemiştim. "Nasılsın? " Ne kadar sıradan konuşuyoduk öyle. " Iyiyim sen?" Cidden çok sıkıcıydı bu. "Iyiyim. Imm şey buluşalım mi?" Eveeet diye bağırmak istiyordum sonuçta hem canım sıkılmıştı, hem de Kıvanç'ı özlemiştim. "Olur. Yarım saat sonra al beni evden." Deyip telefonu kapattım. Hemen kalkıp sevinç dansımı yapıp, dolabımdan pembe askılı tişörtümü ve siyah mini eteğimi çıkarttım. Sarı saçlarıma biraz dalga verip, hafif makyaj yaptım. Pembe vanslarımı da ayağıma geçirip aşağı indim. Kıvanç'ı arabasına yaslanırken gördüm. Kafasını kaldırıp beni görünce gülümsedi, bende gülümseyip "Selam." Dedim. " Selam. Gidelim mi?" Kafamı sallamakla yetindim. Arabanın içine yerlesip kemerimi bağladım. Hoş bir restorantın önünde durduk. Kemerimi çıkartıp restorantın içine doğru ilerledim . Kıvanç da bana yetişip karşıdaki masayı gösterdi. Sanırım rezerve yapmıştı. Masaya oturup, yemeğimizi sipariş ettik. Sıradan şeylerle konuşuyorduk. Hani bunun beni affet kısmı?  "Kübra ben şey Imm Özür dilerim." Heeh en sevdiğim kısma gelmiştik.  Bana mavi - yeşil arası gözleriyle bakıyordu. "Kalbimi çok kırdın Kıvanç. " kafasını sallayıp "Farkındayım ama çok sinirliydim. Ben senden uzak kalamıyorum. " Sanırım artık barışabilirdim . "Peki bakalım. Ama eğer bidaha sinirlenip bana patlarsan bu kadar kolay barışmam. "  Garson gelip masaya yemeklerimizi koydu. "bakalım kısmet. " Kaşımı kaldırıp "Öyle mi Kıvanç?" Dedim. Ellerini yukarı kaldırıp "Şaka şaka. " gülüp yemegime döndüm. Tabi ki de şaka yapacaktı.

Derin'den; 

Gülümseyip şaheserlerimize baktık. Cidden 30 tane pizzayı hazırlamıştık. Sabah ezanı okunalı 2 saat oluyordu. Acaip yorulmustuk ama eve gidip uyuyamacaktık. Gösteriyi izleyip değerlendirmemiz gerekiyordu. Bu da çok üzücü bir durumdu. Demir gelip beni öptü. Iyi bari (!) aşçıların yanında yanağımdan öpmüştü. Yaşlı bir amca gelip "Olum bak bu kızın kıymetini bil. Bu devirde böyle hanım hanımcık kızlar bulmak zordur." Demir kahkahaya boğulunca ona ters bir bakış attım. "Derin tam bir hanımefendidir zaten amca." Adam neye uğradığını şaşırıp yanımızdan gitti. Demir'e vurup "Salak!" Diye bağırdım. Gülüp kolunun altına aldı beni "Sus bakalım ufaklık. " Tam ufaklık dediği için kızacakken Demir'in telefonu çalınca sustum. Kim arıyorsa Demir'in sinirlendigi belliydi. " Ne var? Ulan varya elime bi geçsen" gibi hakaretlerle telefonu kapattı. " Noluyo?  Kimdi o?" Siniri o kadar belli oluyordu ki. Korkmustum. "Mert'ti şerefsiz. Yemekleri iptal ettiren oymus. "  Işte bu cidden kötü olmuştu. Demir'i kaçırdığında ileriye gitmişti, Demir'i Mert'i bosvermesi için zor ikna etmiştim. Şimdiyse babasıyla ilgili bi işi bozmuştu, işte şimdi asla sakinleştiremezdim .

Üvey Kardeşim(!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin