İnanamıyorum! Ortaklarımızdan biri, Taehyung oppam mıydı?!
"Oppa?" dedim, şaşkınlıkla. Gülümsedi.
"Merhaba güzel bayan," dedi ve gülümseyerek uzattığım elimi öptü. Ayh! Eriyorum...
"Neden söylemedin?" dedim merakla. Hâlâ şaşkındım. Taehyung oppamın babasından kalma şirketi ve bizim şirket ortak olmuştu demek!
"Sürpriz olsun istedim. Fena mı oldu?" dedi gülümseyerek. Tebessüm ettim.
"Yoo, gayet de güzel." dedim ve çektiği sandalyeme oturdum. Annem ve babam da gelip, oturdu.
"Evet, bir ortağımız Taehyung. Diğer ortaklarımız da gelir şimdi." dedi babam. Kaşlarımı çattım. Şirketin kaç ortağı vardı?
"Ah, geldiler!" dedi annem ve ayağa kalktı. Annemin karşıya bakması, benim arkama denk geliyordu. Ayağa kalkmadan arkama baktım. Döner dönmez bir erkekle göz göze geldim. Hemen hemen benimle aynı yaşta biriydi. Beyaz tenli olmasına rağmen, tenine tamamen tezat renkte saçları vardı. Ayağa kalktım ve önümüze gelen dört kişiyle el sıkıştık. O çocuk, annesi, babası ve diğerine göre biraz daha büyük gösteren bir erkek daha vardı.
"Merhaba," dedim elimi uzatarak. Kafasını salladı ve uzattığım elimi sıktı. Ne kaba!
Diğerleriyle de selamlaşıp, oturduk."Kızım Lisa." dedi babam, beni tanıtarak. Gözlerimi Taehyung oppamdan ayırıp, karşımdakilere zoraki gülümsememi gönderdim.
"Memnun oldum Lisa." dedi kadın. "Bende efendim." dedim gülümseyerek.
"Bu oğlum Jungkook," dedi adam, kaba olan çocuğu göstererek. Birbirimize hafifçe yapmacık(!) bir gülümseme gönderdik.
"Bu da büyük oğlum Jiyoung." dedi adam, diğer oğlunu göstererek. Bana gülümsedi, ben de ona karşılık verdim.
"Eşim Nanehul." dedi adam, her tarafına boncuk takmış kadını işaret ederek. Kadın, kibirli suratıyla dudaklarını kıvırdı.
"Ben de Hong Ji." dedi gülerek. Sanırım hepsi bana tanıtıyordu. Yoksa ortaklıklarını yoldan geçen biriyle kurmuş olamazlar ya.
_________
Sıkıcı geçen yemek, hâlâ devam ediyordu. Arada Taehyung oppayla sohbet ediyorduk. Onun dışında herkes şirketle ilgili sohbetler ediyordu. Tabi bir ara Nanehul Hanım beni çok beğendiğini, fiziğimin çok hoş olduğunu ve elbisenin yakıştığını söyleyip; iltifat etmişti.
"Lisa," dedi annem. Ortamdakiler bana odaklanmıştı.
"Canım biliyorsun. Sen bizim tek varisimizsin." diye devam etti annem. Kafamı salladım gururla.
"Ve bizden sonra şirketin başına sen geçeceksin. İş tecrüben olsun isteriz." dedi babam, annemi tamamlayarak. Kelimelerin sonu nereye varacaktı, çok merak ediyordum.
"Biz bir karar aldık canım." dedi annem. Merakla ona döndüm.
"Şirkette işe başlayacaksın. Ortaklarımızdan birinin asistanı olarak. Daha sonra işinde başarılı olursan, terfi alacak ve bölüm şefliğine yükseleceksin. Sonrası zaten belli, şirket sahibi." dedi babam. Yutkundum. Daha önce böyle birşey...
"Okulum?" dedim merakla.
'Çok seviyordun ya(!)' diyen iç sesime hak verip, yine de merakla dinledim.
"Okuluna devam edeceksin. Ama bu üç aylık tatilde şirketin başında olman gerek. Zaten sonra özel üniversite okuyacaksın." dedi babam. Kafamı salladım. Demek tatil yoktu, ha?!
"Peki." dedim sadece. Ne de olsa ortaklarımızdan biri Taehyung oppamdı ve onun asistanı olmak benim için büyük bir fırsattı!
____________
...Domuz gribi ol İnşallaah! Bu şarkıyla yazdım, jsjxksndk! Yalnız bölüm güzeldi, kabul edin! Hadi canım! Yoruma yaz da görelim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snob • | • TaeLisKook
FanfictionEgolu, süslü bir genç kız ve onun cool, aileye yakışır bir kız olmasını isteyen bir aile!(...) Eh! Tabi bir de İŞKOLİK BİR PATRON var! Jeon Jungkook!! Kim Taehung'a hayran bir kızın, Jungkook'la anlaşması ne kadar olası bir durum olabili...