'10

740 35 12
                                    

>Dorcas'ın ağzından<
-5. sınıf-
İksir dersinden çıkınca yatakhaneye gittim. Alice oradaydı. Çok mutlu görünüyordu. Nedenini sorunca "Emily, Frank Longbottom ve Remus Lupin'i konuşurlarken duymuş! Remus Frank'e benden bahsetmiş!" dedi sevinçle. Ona Remus'la çıktığımızı daha söylememiştim. Biz tek Marls, Lily, Sirius, James ve Peter'a söylemiştik. Yani en yakın arkadaşlarımıza. Açıkçası ben Alice'ten pek hoşlanmamıştım. Şimdi ona olan nefretim 2 katına çıkmıştı! Demek Remus beni sevmiyordu, Alice'i seviyordu. Koşa koşa yatakhaneden çıktım. Alice'in arkamdan bağırışlarını duymazdan geldim. Ortak salonda Sirius'la Remus ödev yapıyordu. Remus'un yanına gittim ve "Demek öyle Remus! Demek beni sevmiyorsun ha?" diye bağırdım. Ortak salon boştu o yüzden istediğim gibi bağırabileceğime sevindim. Remus "Sen neyden bahsediyorsun? Tabii ki seni seviyorum ben!" dedi. O ve Sirius da ayağa kalkmıştı ama Sirius Remus'tan biraz daha arkada duruyordu ve kavgaya karışmak istemiyormuş gibi bir hali vardı. Her neyse ben "Alice'ten bahsediyorum. Ondan hoşlanıyormuşsun, kendisi söyledi!" diye bağırdım. Remus bana şaşkın gözlerle bakınca "Emily senin ve Frank Longbottom'ın Alice hakkında konuştuğunuzu duymuş!" dedim. Remus "NE?" diye haykırdı. "Hayır öyle bir şey yok Doe bunları nerden uyduruyorsun bilmi-" derken sözünü kestim. "Demek bunu uyduruyorum ha? Sen şimdi bana Frank'le Alice hakkında konuşmadığınızı mı söylüyorsun?" diye sordum. Remus "Evet bir kere konuştuk ama-" yine sözünü kestim. "Demek ötle Remus?" gözümden yaş aktı. "Demek Alice'i seviyorsun. Gidip onunla çıksana! Orda senin birine ondan bahsettiğini duyunca sevinçten dört köşe olmuş Alice varken kimim ki ben?!" diye bağırdım. Artık sadece bir damla göz yaşı değil resmen ağlıyordum. Remus "Neyden söz ediyorsun hiçbir fikrim yok ben-" derken yine sözünü kestim. "Şimdi de bilmemiş numarası yapıyorsun ha? Üzgünüm Remus ama senin karşında keriz yok!" dedim. Remus "Bu kadar ayrılmak istediğini bilmiyordum!" dedi "Eğer bu kadar istiyorsan ayrılalım!" diye bağırdı. Ben de ellerimi yüzüme kapatıp koşarak yatakhaneye çıktım. Marlene ve Lily de arkamdan geldi. Onlar ne zamandır ordaydı hiçbir fikrim yok. Meğer kavganın başından beri izliyorlarmış ama benim haberim bile yokmuş. Neyse ki yatakhanede Alice yoktu yoksa onu asasız boğabilirdim. Neyse sonra "i-iyi misin Doe?" diye sordu Lily. Ben evet anlamında başımı salladım. Marlene "Hayır sen iyi değilsin." dedi kararlı bir şekilde. "Sirius'u görünce onu boğacağım." diye ekledi. "İyi de Sirius'un bu konuyla ne alakası var ki?" diye sordum. Marlene "Sirius Remus'un arkadaşı değil mi? Arkadaşının 1 yıllık sevgilisi var ve başka birinden hoşlanmasına izin veriyor! Hayret bir şey bu." dedi.

     Mcgonagall biçim değiştirme dersinden sonra bütün Gryffindor'ları ortak salona çağırdı ve noel balosu olacağını söyledi. Eyvah! Ne olacaktı şimdi? Remus'tan ayrılmıştım. Kiminle baloya gidecektim? Aslında kendime çok belli etmesem de içten içe Remus'u özlüyordum. Keşke ayrılmasaydık. Belki de gerçekten doğruyu söylüyordu, belki de gerçekten Alice'in hakkında konuşmamıştı? İçimi suçluluk duygusu kaptırdı ama kendime dürüst olması gerekirse ondan özür dilemeye utanıyordum çünkü yaptığım şey o kadar berbat ki kendimden bile utanıyordum. Alice yüzünden dedim kendi kendime. Alice yüzünden ayrıldık. Onu öldüreceğim.

       Ertesi gün Ravenclaw'dan bir çocuk tam ortak salona gidiyordum ki yanıma geldi. "Sana bir şey so-sorabilir miyim?" dedi. Ben de başımı evet anlamında salladım. Çocuk"Benimle baloya-" tam önümüzde bir tezek bombası patladı. Diğeri çocuğun tam suratının önünde. Benim de görüş alanımı kapattı. Sonra bir kol beni kendine çekti. Tezek bombasının olmadığı bir yere gelince beni çekenin Sirius olduğunu gördüm. Arkamı döndüm ve tezek bombasını atanın da James olduğunu gördüm. Sirius'a "Ne yapıyorsun sen? Aklını mı kaçırdın? Nereye götürüyorsun beni Remus'a mı?" diye peş peşe sorular sordum. O sırada dışarı çıkmıştık. Sirius "Evet, sakın o çocuğun teklifini kabul ettiğini söyleme!" dedi. Ben de "Teklifinin yarısında tezek bombası patlattığınız için kabul de edemedim ama zaten etmezdim çünkü..." dedim. Ama çünkü Remus'la barışmayı bekliyorum dersem Sirius Remus'a söylerdi. Sonra kolumu çekiştirmeyi boraktım ve Sirius'un beni Remus'a götürüyor olmasını diledim. Dışarıda bir ağacın önünde Remus duruyordu. Sirius sırıtarak beni oraya yürüttü ve yanımızdan gitti. Remus benim ellerimi tuttu ve "Ah Dorcas ben çok özür dilerim-" derken sözünü kestim "Hayır senin suçun değil hepsi benim suçum. Asıl ben çok özür dilerim. Alice'e inanmamalıydım. Daha doğru olup olmadığını bilmeden sana bağırıp çağırdım. Çok üzgünüm lütfen-" bu sefer o benim sözümü işaret parmağını dudağıma götürerek kesti. "Şşşt!" dedi. "Senin suçun değil." dedi. Ben de "Beni a-affediyor musun yani?" dedim. Gözümdeki yaşı sildim. Hangi ara gözümden yaş gelmişti? "Tabii ki ediyorum! Peki be-benimle baloya gelmek ister misin" diye sordu. Yüzü kızarmıştı ve büyük ihtimalle benim de. "Tabii ki isterim." dedim ve dudağına bir öpücük kondurdum sonra el ele tutuşup KSKS sınıfına gittik.

Çapulcular DönemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin