'11

709 32 12
                                    

>Sirius'un ağzından<
Evett sonunda Remus'un işini hallettik. Dorcas'la barıştıkları gün Dorcas'tan ayrılınca(ayrılmaları gece yarısını buluyordu) erkekler yatakhanesinde bize "Size ne kadar teşekkür etsem az! Sonunda Dorcas'la barıştık. Çok teşekkür ederim! Siz olmasanız ben ne yaparım?" deyip durdu. Ben de "Tabii ki mükemmeliz. Hiç önemli değil Remus!" dedim. Remus da bana belli etmemeye çalışsa da açıkça göz devirdi. "Her neyse sıra Sirius'da. Şimdi acaba nasıl Marlene'i sıkıştırmanın yolunu bulsak?" dedi James. Ben "Benim aklımda bir şey var aslında. Yarın İksir'den hemen sonra Remus sen Dorcas'la sınıftan çıkacaksın. James sen de Lily'ye benim Marlene'e baloya gitme teklifi edeceğimi söyleyip ordan uzaklaştıracaksın ve Marlene yalnız kalmış olacak. Sonra ortak salona gitme yoluna yere bir muz kabuğu koyacağız ve Marlene ona takılıp düşecek. Tabii ben onun arkasında olup onun düşmesini engelleyeceğim ve onu öpeceğim. Sonra onu baloya davet edeceğim. Hepsi bu." Remus "Peki sence o muz kabuğunu Marlene fark etmeyecek mi?" dedi. "Aa doğru. Orayı unutmuşum." dedim ben. Remus yine göz devirdi. Onu birazcık tanıyorsam içinden ben neden bu aptallarla arkadaşım diyodur. Her neyse James "O zaman onun arkasında olduğun için tam o adım atarken asanla yeri ıslatırsın. " dedi. Gerçekten de mantıklıydı. Ben de başımı 'evet' anlamında salladım ve yataklarımıza gittik.

Ertesi gün İksir dersinden sonra ben eşyalarımı toplarken Remus ve Dorcas çıkmıştı bile. James de Lily'ye söylediği gibi onlar da çıkmıştı. Sakarlığım tuttu (!) ve geçerken yanlışlıkla Marlene'in tüy kalemini düşürdüm. Arkasını döndü ama ben çoktan kalabalığa karıştığım için beni görmedi. Sınıftan çıkınca yanda bekledim. Sınıftan en son o çıktı ve ben de onun arkasından ilerledim. Beni fark etmemişti. Her neyse yolda tam basacağı yeri ıslatmayı başardım. Planımdaki gibi yere düşüyordu. Onu tam zamanında kafasını çarpmadan yakaladım. Beni görünce hemen ayağa kalktı. Ben de "İyi misin Marls?" diye sordum. Marlene "E-evet iyiyim teşekkür ederim." dedi. Yüzüme bakmıyordu. "Marlene?" dedim ben. "Evet?" dedi Marls. Yüzüme bakmaya başlamıştı. Kızarmıştı biraz da. "Benimle baloya gelmek ister misin?" diye sordum. Sanırım benim de yüzüm kızarmıştı. Marlene "Şey ben-ne evet yani-" Hafifçe eğilip onu dudağından öptüm. Artık iyice kırmızıydı. Sonra parmak uçlarına yükselip o da beni öptü. Ahh ne kadar tatlı bu kız! Sonra geri çekildi ce güldü. "Tabii ki isterim." dedi ve uzunca sarıldık. Sonra ortak salona gittik. Marlene kızlar yatakhanesine çıktı. Ben de hala olayın şokunda ortak salonda kendimi bir koltuğun üzerine attım. Biraz sonra James ve Remus geldi ve iki yanıma oturdular. "Güzel gitti sanırım ha?" dedi James. Ben kısaca başımı salladım. "Şimdi sıra James'de" dedim. James "Sizin yapmanız gereken bir şey yok ben gidip 65. kez ona teklif edeceğim." dedi. "Peki tamam" dedi Remus. Az sonra kızlar yatakhanesinden Dorcas, Lily ve Marlene çıktı. James kalkıp Lily'nin yanına gitti ve "Benimle baloya gelir misin Lils?" diye sordu Lily'ye. "Hayır Potter, bu 65. edişin. Hayır dedim ya hayır!" dedi Lily. Bir el parmaklarını parmaklarımın içinden geçirdi. İrkildim ve yana baktım. Marlene gelmişti. Ne ara gelmişti ki. Sonra beni yanağımdan öptü. Ona gülümsedim ve "Bak şimdi James ne diyecek" diye fısıldadım. "Ve şimdi 65 defada da yılmadım ve 66. için buradayım. Benimle baloya gelip balodaki en havalı çift olmaya ne dersin?" dedi. Marlene alçak sesle güldü. Lily de güldü. "Off peki tamam. Ama seninle geldiğim için kendini bir şey sanma Potter!" dedi. Ortak salonda olan herkes James ve Lily'yi alkışladı. Ben de hem gülüyor hem ağlıyordum. Koşarak gidip James'e sarıldım. O ağlamıyorken benim ağlamam da ayrı bir durumdu. Alkışlar bitince tekrar Marls'ın yanına döndüm. Hala alıyordum. Sonunda başarmıştı. O kadar gururlanmıştım ki ehı. Ehı...ehı ehı(ağlama sesi) Lily de gülüyordu James de. Çok mutluydum ehı ehıı. Sonra dayanamayıp ben de Marls'ı öptüm. O da geri beni öptü. Aww. Bu hayatımın en güzel günü!

Peter, Emily'ye teklif etmiş o da kabul etmişti. Onunki hiç zor olmadı Emily'nin onu zaten kabul edeceğini biliyorduk ama Pete bir türlü gidip etme cesareti bulamadı. Sonunda bizim zorumuzla parmaklarını yiyerek gitti. Her neyse dördümüz de artık çok mutluyduk. Ama tabii en mutlumuz James'ti. 4 senedir 428 kere çıkma teklifi ettiği kız şimdi çıkma teklifi olmasa da baloya gitme teklifini kabul etmişti.

Çapulcular DönemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin