Çiçekler Kırlarda da Solarmış

16 2 0
                                    

Hayata ne için geliriz,ya da şunu sormak gerekirse insan doğarken öleceğini bilerek ne kadar mutlu olabilir ki.

Haziran ayının kavurucu sıcağı göz bebeklerime dek yakıyordu içimi ya da içimin yangını hapsetmişti tüm bedenimi...

Hayattan payını almış bir gençtim doğum günümde bir yangında ailemi kaybetmiş geriye kalan küllerine şahitlik etmiştim.Tüm hayatım ondan sonra şekillendi diyebilirim.

Herkesle arama perde çekmiş, güneşe yüz çevirmiş soğuk odamın duvarlarıyla sırdaşlık ediyordum.25 yaşında yalnız,kendini yazmaya adamış bir kızdım.Hadi o zaman papatyalara vurgun olan yüreğimin sonbaharda savruluş hikayesine bir göz atalım.

Adım Bahar,25 yaşında bir sahafım.Beni yıllarca çeken bir ton kitabım ve kır papatyalarım var.Unutuyordum bir de misafirden yoksun olan buram buram yalnızlığın koktuğu 3 odalı bir evim...

Sabah erkenden uyandım.Baş ucumda öten alarma göz ucuyla bakıp lanet okuduktan sonra zoraki yataktan kalktım.Odamda pencere yoktu daha doğrusu pencereyi ördürmüştüm bana yüz çeviren güneşe bakmaya içim elvermiyordu artık.Elimi yüzümü yıkayıp apar topar evden fırladım.Kahvaltıyı genelde sevmeyen biriyim bunu bana yalnızlığım öğretti tek başına aile olan ben,artık yalnızlığımla bağ kurmuştum.Kır papatyalarıyla bezenmiş mavi motoruma binerek sahaf dükkanıma doğru yola çıktım.İnsanlar birbirlerinden kopmuş bir şekilde telefonlara kitlenmişti o an yalnızlığımla gurur duydum çünkü telefon kullanmıyordum.Sahaf dükkanına vardığımda küçük bir sürprizle karşılaştım.Bizim mahallenin daha doğrusu evimi mesken bellemiş küçük yaramazı dükkanın önündeki "Hoş Geldiniz", yazısının üzerinde uyuklarken yakaladım.Topal çok sevimli beyaz tüylü bir köpekti.Topal dememin nedeni bir ayağının sakat olmasıydı.Bir ay önce araba çarpmış ve ölüme terk edilmişti.Neyse ki zamanında yardımına koşabilmiş onu hayata bağlamıştım.İkimiz de yaralıydık aslında onun yarası dikiş tutmuş benimki hala kanıyordu sadece.
Dükkana girmeden bakkal Salih Amca'ya uğrayarak topala süt ve biraz mama aldım birimizin mutlu edilmeye ihtiyacı vardı ne de olsa.
Dükkanın kapısına yanaştığımda birden uyandı ve üzerime atladı.
-Dur yaramaz çocuk ben de seni özledim biraz sakin ol ve yemeğini ye.
Sanki beni anlıyormuş gibi olduğu yere oturdu.Mamasını adı yazılı olduğu kaba koyduktan sonra hemen yemeğini yemeğe başladı.Dünyadaki en büyük iyilik belki de başkasını mesut etmekti.
Sahaf dükkanına girdiğimde iyi bir temizliğe koyuldum.Öğlen vakti çoktan yanaşmıştı.Biraz soluk almak için oturdum.Sahaf dükkanımın olduğu semt sakin bir o kadar da şirindi diyebilirim.Son rafa kitapları yerleştirirken birden bir çığlık yankılandı caddede.Bu ilk kez oluyordu ve gergin olduğum anlarda elim ayağıma dolaşıp nefesim daralıyordu.Elimdeki kitaplar ayak ucuma düşerken öylece donakaldım.Böyle bir şeye ilk kez tanıklık ediyordum gözlerim bana karşı gelircesine dondu kaldı gördüğüm şey bir rüya olmalıydı ya da kabus.Kitapları ardımda bırakarak sokağa fırladım.

HATIRLARSAM ÖLÜRÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin