"Dede?"

2 0 0
                                    

„Iste burasida senin odan, sen yerles biraz dinlen istersen. Aksam yemeginden önce sana biraz Hastaneyi gezidiririm." , dedi ve gülümseyip odadan cikti.

Odalar pekte ic acici degildi simdi dogruya dogru. Cok soguk, cok kasvetli bir odaydi. Neyse ki sadece 1 ay kalicaktim burada.

Valizimi yataga koydum ve acip esyalarimi yerlestirmeye basladim. Odada iki kapakli bir dolap, yatak, ve masayla bir sandalye vardi tek.

Esyalarimi yerlestirdikten sonra Laptop'umu cantadan cikarip masaya koydum. Mio'sumun resminide basucuma yerlestirdim. Mio's benim Kedim. Malesef onu yanimda getiremicegim icin arkadasim Yeliz'e birakmistim.

Aradan iki saat gecmisti ve ben o süre zarfinda yatip tavani izlemistim. Gercekten burda hayat böyle mi geciyordu? Kesinlikle cok sıkıcı ve tuhafdı.

Kapı tıkladı ve Yonca Hanım içeri girmişti.

"Napıyorsun yerleştin mi?", diye sormuştu.

"Yerleştim. Tüm odalar böyle soğuk ve kasfetli mi?" , diye sormuştum kendisine.

Gülümsedi.

"Tüm odalar aynı evet." , demişti sadece. "Eğer istersen seni gezdireyim." , diye eklemişti birde.

"Olur."

Beraber koridor boyu yürüyorduk. Derin bir sessizlik vardı ve bu sessizliği bozan bir Kadın sesi olmuştu.

"Ordalar bırakın beni, sizde onlardansınız biliyorum.", diye bağırıyordu hemşirelere. Ordalar dediği yerde kimse yoktu. Sanırım iletişimde olduğu biz dünyalılar hariç başka kimselerde vardı.

Ürkmüştüm.

"Bu gördüğün ilk hasta." , demişti Yonca hanım sakin bir şekilde yürümeye devam ederken.

Sağol ya diye geçirmiştim içimden. Çok rahatlattın.

"Bu Naim Bey. Çocuğu ve eşini 30 yıl önce gözünün önünde yakmışlar. Geldiği günden beri hiç konuşmadı. Yani anlıcağın sesini daha hiç duyan olmadı." , demişti Yonca Hanım koridor'daki Bank'ta oturan amcayı işaret ederek.

"Hiç mi?" , diye sormuştum inanamayıp.

"Hiç."

"Peki ya ne zamandır burda?."

"30 yıldır burda. Ailesini kaybettikten hemen sonra geldi." , demişti Yonca Hanım.

"30 yıldır burda ve siz daha bikere sesini duymadınız öyle mi?", diye sormuştum şaşkın bir surat ifadesiyle.

Tam bana cevap veriyordu ki bir çığlık kopmuştu.

Çığlığın geldiği yöne koşmuştu hemen Yonca Hanım.

Ben ise orda öylece kalmıştım. Hemen sonra Naim Amcanın yanına yaklaştım ve ona yanında oturmamın onun için bir sakıncası olup olmadığını sordum.

30 yıldır bir kere bile konuşmamış adam cevap vericek değildi ya, haliyle vermedi. Bende usulca oturdum yanına.

Derin bir nefes aldım gözlerimi kapatıp. Aldığım kokuyla gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Burası dedem gibi kokuyordu.

"Biliyor musun Naim Amca." demiştim havaya bakarak.

"Aynı dedem gibi kokuyorsun.", demiştim ona dönüp.

Daha yeniden beri eğik olan kafasını kaldırdığındaysa şok olmuştum.

Deniz mavisi gözleriyle bana bakıyordu.

"Dede?", demiştim yutkunarak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 14, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kasavet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin