Etrafa yayılan perşomenle karışmış parfüm kokusuyla kafasını yavaşça kaldırdı Hermione. Öyle cezbedici bir kokuydu ki Hermione bile önündeki iksir kitabına odaklanmakta zorlanmıştı. O koku saniyeler içinde kaybolurken saatin fazlasıyla geç olduğunu fark ederek oturduğu yerden kalktı.
Sabah Profesör Snape ile dersi vardı ve şişmiş gözlerle Snape'e bakması bile o adamın Gryffindor'dan puan kırması için yeterli bir sebepti. Gününün yarısından fazlasını geçirdiği kütüphaneden çıkmak üzereyken yakında yaşanacaklar hakkında en ufak fikri yoktu.
Yorgun adımlarla kuleye doğru tırmanmaya başladı. Hogwarts'ın kasvetli koridorlarından geçerken eskiden hissettiği ürpertiyi artık hissetmiyordu. 6 sene boyunca öyle garip şeyler yaşamıştı ki daha kötü ne olabilir diye düşünüyordu. Bu düşünceyle kendi kendine kıkırdamaya başladığında, sanki biri görecek ve deli olduğunu zannedecekmiş gibi kendini toparladı. Tablonun önüne geldi ve şifreyi söyledi. Tablo kırmızı - sarı renklerine açıldığında uykusunun geldiğini fazlasıyla hissetmişti.
Hermione gözlerinin ışığa alışmasını beklerken kahvaltıya 1 saat olduğunu gördü.
Asla geç uyanmaz, hiçbir yere geç kalmazdı. Bir de işin içinde sorumlulukları varsa onu herhangi bir yere gecikmiş göremezdiniz. Alnına Avada Kadevra laneti yemiş olsa bile kalkıp derse gidebilirdi.
Hermione yataktan doğrulup aynaya yüzünü buruşturarak baktı. Kabarmış saçları, şişmiş göz kapakları ve morarmış göz altlarıyla tam olarak ruh emici gibi gözüküyordu.
Yatağını toplayıp üstünü değiştirdikten sonra saçından iki tutam alıp arkaya doğru küçük kıskaçlı bir tokayla tutturdu. Kitaplarını da yanına alarak enerjik adımlarla ortak salona indi.
Hermione, Harry'nin görüş açısına girince Harry, koltukta uyuklayan Ron'u dürttü. Ron gözlerini bıkkınlıkla açtı.
"Merlin aşkına! Her gün ders işlemek zorunda mıyız? Bir gün bile olsa rahat uyku çekemeyecek miyim?"
Hermione, Ron'un bu sözlerine gözlerini devirdi. 6.sene daha yeni başlamıştı ve şimdiden mızmızlanmalarını dinlemek Hermione gibi biri için eziyet sayılırdı.
"Şikayet etmek için harcadığın enerjiyi ayağa kalkıp yürümek için harcamaya ne dersin?"
Hermione arkasını dönüp yürüyordu. Ron'un ise arkasında kendisinin taklidini yaptığını biliyordu. Her zamanki Ron diye düşündü. Hiçbir zaman büyümeyecekti.
Kahvaltıya indiler. Gryffindor masası yine en çok gürültünün çıktığı masaydı. Sabahın erken saatlerinde bile sakalaşıp gülüşüyorlar, Quittich hakkında konuşup Snape'in dedikodusunu yapıyorlardı.
Hermione, Harry ile sohbet ederken kendisini izleyen bir çift gözden habersizdi. Bu bir çift gözün sahibiyle yaşayacakları şeylerden habersiz olduğu gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wild and woolly | dramione
FanfictionHiçbir temas bu kadar yakıcı, hiçbir amaç bu kadar tehlikeli olmamıştı. dramione hikâyesidir başka ship bulunmamaktadır* hikaye başlığı ingilizce bir deyimdir ve 'kural tanımaz' anlamına gelir*