𝖁𝖑𝖎𝖛𝖊🐰🐥

3.1K 149 87
                                    

"Pekala, millet. Bugün üyelerimizin solo performanslarını gördük. En sevdiğiniz hangisi oldu?" Namjoon performansın hemen sonrasında nefes nefese sorduğunda diğerleri düşünmeye dalarken, Jungkook mikrofonu dudaklarına yaklaştırmıştı. Konserin son dakikalarındaydılar.

"Birinci ben söyleyebilir miyim?" diye sorduğunda Namjoon onayladı.

Jimin onun ne diyeceğini bildiği için yüzündeki flörtöz gülümseme ile ona yaklaşmaya başladı, Jungkook da onu görünce kendini tutma gereği duymadan gülmeye başladı.

"En iyi şarkı hangisi, Jungkook?" dedi neredeyse dibine girerek. Çığlıklar kulaklarını sağır edecek derecede güçlüydü.

"Benim için..."

"Beklenildiği gibi, değil mi?" dedi eli ile onun ceketinin yakasını tutarken.

"Beklenildiği gibi." Jimin yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ona bakarken, Jungkook tam da tahmin ettiği şarkıyı, "Serendipity" i söylemeye başladı. Bunu duymaları ile çığlıklar daha da yükselmişti. Jimin kendi isimleri ile tezahürat yapan fanlarını rahatça duyabiliyordu.

Jimin eli ile ona devam etmesini işaret ederken, Jungkook elini onun beline doladı. Tam olarak şuan flört ettiklerinin farkındaydılar ama hiçbiri geri çekilmiyordu.

Sonrasında üyeler sıra ile favori solo performanslarını söyledikten sonra son performansı sergileyip, hayranlarla vedalaşarak sahneden inmişlerdi.

Yönetim artık onların bu hallerine alıştıkları için ve hayranlarının sevdiğini gördükleri için her hangi bir uyarı yapmamışlardı.

Üstlerini değiştirdikten kısa bir süre sonra otele gitmek üzere stadyum alanından ayrıldılar. Jimin ve Jungkook ayrı, Namjoon, Hoseok ve Yoongi ayrı, Taehyung ve Jin ayrı bir arabada gidiyordular.

Jimin oynadığı telefondan kafasını kaldırdığında sevgilisinin de telefonu ile ilgilendiğini görünce sırıtarak telefonunu yan koltuğa bıraktı ve onun yanına geçti.

Telefonunu elinden çektiğinde Jungkook başını ona çevirdi. "Bebeğim, ne oldu?" diye sordu ama Jimin şoför ile arka kısmı ayıran siyah camın olmasını fırsat bilerek sevgilisinin kucağına çıktı.

"Seni özledim." dedi cilveli ses tonu ile. Jungkook ise sırıtarak ona baktı, Jimin istediği zaman çok yaramaz olabiliyordu.

"Arabadayız, bebeğim. Otele az kaldı, sabretmen gerek."  dedi elini onun beline sarıp kendi göğsüne yaslarken, kendisi de koltukta geriye yaslanmış ve üst üste uzanmış olmuştular bu sayede.

Jimin başını onun boyun girintise yerleştirip daha çok sokuldu sevgilisine. Jungkook kıkırdayıp elini onun sırtına koydu ve kucağında minicik kalan sevgilisinin sırtını okşamaya başladı, bir sevgilisinden geri aldığı telefonla uğraşıyordu.

"İstersen uyu, ben seni otele ulaştığımızda seni uyandırırım, güzelim." Jimin kedi gibi mırıldanarak onu onayladı ellerinden birini onun göğsüne koyarken, diğerini de gevşekce beline doladı. Jungkook onun rahat etmesi için koltuğun yanındaki düğmeye basarak koltuğu geriye yatırdı.

"Konserde söylediğin gibi, otele gidince yayın açacak mısın?" diye sordu, uykuya daldığını sandığı sevgilisi. Jungkook birkaç saniye düşündükten sonra konuşmaya başladı.

"Onlara söz verdim, bu yüzden açmam gerek. Ve sen uslu olacağına dair söz vermelisin." Uyarısını yaptığında Jimin kıkırdadı. "Hmm, söz veremeyebilirim." 

ᴏɴᴇsʜᴏᴛs | ᴊɪᴋᴏᴏᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin