Tanıtım

10 3 0
                                    

Hayatinda nasıl ve nerde oldugun önemli değilmiş bunu çok iyi anladim aslinda yapmam dediklerimle yargılandığımda söylemediklerimle sorumlu tutuldugumdan bu yana hiçbirşeyin düşündüğüm gibi gitmedigini öğrendim. Aslinda hayatimizi şekillendiren birileri var ve kendi kararımız olmasada o kararlara sadık kalmayı seve sevede olmasa öğrendim en acisida ne biliyormusun ben ençok öğrenmekten nefret ettim...İnsanlar birazda garip değilmi? Bence çok garipler herşeye rağmen gülüyoruz. Atılan kazıklara, edilen ihanetlere karşı pekte dirençli değiliz.

Yıllar geçiyor, günlerin haddi hesabı yok. Ve gün gün birşeyler daha öğrenip keşfediyoruz.

Güney ışıklarıyla evden çıktım. Serin havanın yarattığı esinti bütün yaprakları savuruyordu. Sonbahar gelmişti ve bütün ağaçlar benliklerine soyunuyordu. Yaprakları renk değiştirmiş savruluyordu. Üzerimdeki koçuğuma dahada sarıldım. Başımdaki beremi taktığıma binlerce şükür ettim. Herkez bir telaşla durağa ilerliyordu. Bende durağa gelince dolmuşu bekledim. Soğuğun verdiği etkiyle sabırsızlıkla beklenen dolmuş geldiğinde bindim. İş arıyordum. Ailem bir kazada vefat etmişti. Ben ozamanlar daha küçüktüm. Yetiştirme yurdunda büyüdüm. Devlet belli bir zaman sonra memurluk veriyordu. Ve okul kapandı devlet yurdundan çıkıp bir aparta yerleşmiştim. 5 ay sonrada memur olacaktım ama o zamana kadar geçim sağlamam lazımdı. Bazen diyorum Annem, babam, abim hepsi yanımda olsaydı. Sıcak bir yuvanın kuşu olsaydım. Ama elden ne gelirki. Hayat herkese altın tepsi uzatmıyordu. Dolmuşta yer bulduğum içinde aşırı mutluydum. Şehrin kalabalığı bazen dolmuş kaçırmama bile sebepti. Dolmuş son durağına gelince inmiştim. İnternetten görüştüğüm kafenin adresine titreyen elimle baktığımda uzak olduğundan yürümeye başladım. Bir haftadır gitmediğim konuşmadığım yer kalmamıştı. Okuyanlar parttime çalıştığından işde yoktu. Son çalıştığım yerde bir müşteri pahalıya patlamıştı bana. Sadece Kahfesinin yanındaki çikolata sıcakla eridiği için rencide etmişti beni herkezin içinde bende cevap verince olan oldu. Bu zamanda kimseye ses çıkaramıyorsun. Herkezde bir şişkinlik var. Hep bir büyüklenme. Ama Allah bildiği gibi yapsın. O adamın yüzü canlanınca yaşına başına bakmadan sarf ettiği sözler sinirlendirmişti yine beni. Para herşey demek değildirki. Düşüncelerimden sıyrılıp önünde durduğum kafeden besmele çekerek girdim. Etrafta kasvet kol geziyordu.Koyu renk dizayn edilmiş masalar, koltuklar, aksesuarlar. Kasa bölümüne yürüdüm usul usul. Kasadaki genç beni görünce gülümsedi.

-Buyrun efendim. Deyip eline not defterini almıştıki
-Ben buranın sahibiyle görüşücektim. Dediğimde not defterini bırakıp beni süzüp devam etti.

-İş.İçin gelen kız senmisin? Dediğinde bir kaşını havalandırdı.

-Görüşmeye geldim evet dediğimde bir saniye işareti yapıp kapıdan çıktı. Bense bu kasfetli mekanı inceliyordum. Geri aklıma o kasadaki genç adamın beni süzdüğünü hatırlayıp yandaki camdan yansımama baktım. Beyaz boğazlı kazağım, mavi taşlanmış dar paça, siyah postalım, zümrüt yeşili şişme kocuğum, başımda black yazan beyaz berem, sıradan sırt çantam vardı. Ne diye öyle süzmüştü beni. Ne yani garsonluğa uygunmuyum değilmiyim diyemi.Ahhh çok saçma insanlar. Kocuğumun önünü açıp ellerimi cebime girdirdim. Nerde kalmışlardı bunlar. Kapı geri açıldığında deminki genç ve orta yetişkinlikte bir adam geldi. Adam 30 larındaydı belli. Üzerinde mekanın sahibi benim diye çığlık atıyordu. Lacivert takımı da yakışmıştı. Esmer adam elini uzattı.

-Merhaba ben Erbek nasıl yardımcı olabilirim buyrun masaya geçip konuşalım.Deyince bende elini sıktım.Ve gösterdiği masaya oturduğumuzda cevap verdim.

-Ben iş ilanı için geldim.
Adam da beni süzdü maşllah kevgir gibi süzüyorlar. Gülümseyip.

-Önceden bir deneyiminiz varmı?
Sinsiyce gülüşü rahatsız etmişti beni.

EfsunkarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin