Merhaba! Artık resmi olarak hikayeye başlamak istiyorum. Bu kitabıma yoğunlaşma fikrindeyim, haberiniz olsun :) Bu hikayemdeki karakterler benim için çok özeller. Kurgu da çok özel. Ve ilk bölümü karakterlerin bendeki anlamını benim gibi taşıyan birine vermek istiyorum. Gamze'ye.
Geç gelen ama baya iddialı gelen bir ilk bölüm sizleri bekliyor. Ve ben de yorumlarınızı bekliyorum! İnanın bana çok sabırsızım düşüncelerinizi duymak için :) Heyecanlı olduğumu bilin.
Multimedya: Gizemli adamımız. Kızımızın elbisesi ve maskesi. Beğeneceğiniz bir bölüm olması dileğiyle! Keyifli okumalar :)
❧
Aynanın önünde, ellerim elbiemin tüllerini tutmuş kendime bakarken aklımdan "Bu sen değilsin, Nefes." düşüncesi geçti. "Bu sen olamazsın."
İtiraf etmem gerekirse güzel olmuştum. Çok güzel görünüyordum. En başında, asildim. Biraz da seksi. Bu kendini beğenmişlik değildi. Bu giydiğim elbisenin büyüsüydü.
Soluk ten rengi ve soluk pumba pembesi arasında bir renk kumaştan yapılan elbise belimde daralıyor, belimden sonra tiril tiril aşağıya dökülüyordu. Biraz uzundu. Ben yürüdükçe peşimden sürünecekti anlaşılan.
Göğüs kısmı boğazıma kadar düz gidiyordu. Kare yakaydı. Göğüs kısmına küçük parlak taşlar iliştirilmişti. Her hareketimde ışığı üzerilerine çektikten sonra bir ahenkle yansıtarak parıldıyorlardı.
Ama elbisenin asıl sırrı burada değildi. Elbisenin sakladığı asıl şey arkadaydı. Sırtımdaydı.
Kare yaka ensede birleşiyor ama orada kalıyordu. Devamı yoktu. Göğüslerimin başladığı hizaya kadar aynı düzlükte iniyor, mahrem bölgemin görülmesine izin vermiyor ama bütün sırtımı olabilen en uçuk çıplaklıkta sergiliyordu. Ve bitimi tam kalçamın üzeriydi...
İddialıydı. Biliyorum. Hatta belki konsepte uygun bile değildim. Eski zamanlardan kopup gelen bir elbise olmasa da en azından tarihi aşk romanlarındaki baloları anımsatabiliyordum. Yani, umarım...
Derin bir nefes aldım ve bukle yaptığım saçlarımı soktuğum dağınık topuzu şöyle bir düzeltip öne bıraktığım iki bukleyi de son kez parmaklarıma dolayarak çekiştirip biraz daha hacim verdikten sonra hazır olduğumu hissettim.
Masamın üzerinden maskemi aldım ve suratımın önüne tutup, iki ucunda asılı duran kurdeleleri arkaya çektikten sonra onları başımın arkasında bağladım. Böylece maskeyi suratıma sabitlemiş oldum.
Bir diğer sır maskemdeydi. Normal, işlemeli beyaz bir balo maskesi değildi. Bütün o ince işlemelerinin bir de artısı vardı; Kuş tüyleri. Kenarlarından süzülen narin zarif kuş tüyleri...
❋❋❋❋
Artık bir dans salonu olmuş gara girdiğimde nefesimin kesildiğini hissettim. Her şey o kadar gerçekçi yapılmıştı ki!
Sütunlar işlemelerle donatılmıştı. Mermer zemin pırıl pırıl yapılmış, duvarlara şekilli aynalar asılmıştı.
Avize bile getirilmişti! Şu mücevherlerle donatılmış süslü avizelerden!
Aivzelerin üzerindeki taşlar ışıkları doğrudan aynalara gönderiyor, bu yansımalar orada küçük şekillere bürünüyor ve havada asılı kalarak dans ediyorlardı. Bu aynaların önünden geçen bayanların gerdanlarını süsleyen elmas takılar ise bu parıltılara gülümsüyorlardı!
![](https://img.wattpad.com/cover/22499645-288-k119748.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehrim Sensin
RomanceHayali bir şehir. Maskeli bir balo. Hayat dolu bir kız. Ateş gibi bir adam. Ve ansızın gelen bir dans teklifi. Dans değil, yıldızlara dokunmak. Aşk değil, ateşe koşmak. Sevmek değil, uğruna ölmek. * "Bayım, bir baloda dans kaldırdığınız bir bayana b...