Hayal olmasını istediğin anılar olur yada kabusun ta kendisi Melek tamda bunu yaşıyordu. Daha bir saat önce koynunda onunla olan adam şimdi kumasını gözünün içine baka baka öpüyordu.
Neyin bedelini yaşatıyordu bu adam anlam vermek imkansızdı. Ölen kız kardeşinin mi yoksa bundan 6 sene önce abisinin silahından çıkan kurşunla can veren abisinin mi intikamını alıyordu.
Hazar ise Yazgıyı sertçe öpüp odasına doğru çevirdi.
"Sen git ben birazdan geliyorum yanına" Yazgı elde ettiği zaferle odasına girdi.
Melek ise daha fazla bu saçmalığa tahammül edemeyip ayaklandı. Tam geçmek için hamle yapmıştı ki Hazar önüne kale direği gibi dikildi.
"Nereye böyle gece öpücüğü vermeden" iğrenerek baktı bir zamanlar kocam dediği adama.
"Yapma Hazar 6 senelik eşinim benden neyin hırsını alıyorsun söylesene neden bu zulm" bağırarak konuşuyordu.
"Sesinin ayarına dikkat et hesap vermem ben ne sen nede ben birbirimize aşık yada sevdalı değiliz ha seviyor musun diye sorarsan belki benim abim senin abin yüzünden can verdi. Cezasıda sana kaldı" dahada nefret eder hale geliyordu.
"Demek aşık değilsin o süslü laflarınla iyi kandırdın beni helal olsun sana var git sevgili karının yanına mazallah bir tarafı falan şişer" diyip hışımla odasına girdi.
Hazar karısının ardından öfkeyle bakıp yalıyı terk etti. Ne onu bekleyen Yazgı nede onu izleyen annesi umrunda değildi.
Gözünü her kapattığı vakit abisinin kanlı bedeni geliyordu. Kucağında can çekişe çekişe ölmüş ölmeden evvel Meleği ona emanet etmişti.
Lanet kadın onun uğruna can veren ağabeyini gözü dahi görmemiş aşkını hiçe saymıştı.
Hazar ona emanet edilen Meleği kırıp dökmekten asla vazgeçmeyecek tam tersi dahada ileri gidecekti.
Arabasını uçurumun kenarına sürerken karısının telefonunu cebinden çıkarıp kontrol etti.
Mesaj falan yoktu ama bekleyecekti karısı son bir kaç aydır fazla uysaldı. Elbet kokusu ortaya çıkardı sabırlı adamdı.
Radyodan şarkı açarken gözü yeni yeni doğan güneşe değdi. Acabalar keşkeler onluk değildi.
Yaptıysa arkasında sonuna kadar dururdu. Melekle çocuğu olsun istemiyordu bir zamanlar tabi şimdi bu fikri değişmişti.
Tıpkı Meleğe benzeyen kız çocuğu ne güzel olurdu. Hayali bile güzeldi hoş Melek asla istemezdi ama onu takan kimdi ki!
Arabayı çalıştırıp konağa doğru sürmeye başladı. Bu sırada karısının telefonuna mesaj gelmişti.
Yalı 'ya geçince bakardı bakalım mesaj sahibi kimdi. Yazgının deli olduğuna emindi bütün gece onu bekletmiş olsada telafi ederdi.
Sabah sporu niyetine Yazgıyı biraz sevebilirdi. Arabasını durdurup indi adamlarından birine anahtarını verip içeri girdi.
Melek bütün endam ve güzelliğiyle mutfağa girmiş kocasını görmezden gelmişti.
Eğer bir gün tercih yapması gerekirse hiç kuşkusuz Meleği seçer yoluna onunla devam ederdi.
Islık çalarak Yazgının odasına giriş yaptı. Karısı vücudunu ortaya seren geceliğiyle yaş dolu gözleriyle ona bakıyordu.
Onun haline gram üzüntü duymuyordu herkes hak ettiğini yaşardı.
"Soyun" diyerek söylendi. Yazgı bütün gece kocasını beklemiş sabaha kadar ağlamıştı.
"Bumu yani sadece soyun bütün gece seni bekledim be adam ben" gözlerini deviren Hazar tısladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Bir Tebessüm(Tamamlandı)
General FictionTebessümü beni mutlu ediyordu. Hele o kor alev gibi yanan gözleri sıcacık elleri ellerimi kavradığı an göz göz geldik, geldiğimiz bu muhteşem çiçek tarlası o kadar güzeldi ki hem aşık olduğum adamın kokusu hem çiçeklerin o nefis kokusu! Yere serdiği...