15: handhold

1.9K 196 44
                                    


[ ♡ : yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın. İyi Okumalar.

Oturduğu bankta bacaklarını kendine çekti ve telefonundan bir müzik açtı, Sewon. Sojungs elleri montunun cebinde sessizce oturuyordu. Dışarısı soğuktu ama Sewon, vücuduna işleyen o havayı hissetmek onu kendine getiriyordu. Saat daha çok erkendi. İki haftası vizelerle geçmişti ve bugün son vizenin olduğu gündü. Bölümü, on beş günlüğüne tatile girecekti. Çok kısa bir süre olmasına rağmen evine dönmeyi planlıyordu. Valizini çoktan hazırlamıştı bile. Uçak biletini de almıştı. Okuldan çıkar çıkmaz yurda dönüp valizini alıp yola koyulmuş olacaktı.

Bir süre sonra çalan müziğin arasından Sojung konuştu. "Jeongin'i görmeyi planlamıyor musun?" Yüzündeki sırıtışla birlikte arkadaşına tamamen dönmüştü. Aslında onu düşünmüyor değildi Sewon. "Asıl sen Hyunjin'i görmeyi planlamıyor musun? Bence benimle uğraşmak yerine, yaklaşık beş dakikadır bizim fakültenin girişinde duran sevgilinin yanına git." Sojung kafasını hızlıca oraya çevirdi ve gerçekten de orda olduğunu gördü. "O zaman... Ben seni ararım." Ve hızlıca sevgilisinin yanına gitti Sojung. Birbirlerine sarıldıklarında gülümsedi Sewon. En azından birileri mutluydu, yalnız değildi. 

Telefonundan gelen müzik bir anda kesildi. Ne olduğunu görmek için yan tarafına döndü. Jeongin yanına oturmuştu. Karşısındaki çifti izliyordu. "En azından birileri mutlu, diye düşünüyordun değil mi? Peki,onlar mutlu olacak diye ben kaç takla attım bunu onlar biliyor mu? Hiç sanmıyorum. Sadece kendilerini düşünüyorlar. Etraflarında olup biteni görmek gibi bir huyları yok. Ama sen... Sen daha ilk anda gördün değil mi?" Sewon duyduklarını sindirmeye çalıştı. Bunları ondan duymayı beklemiyordu çünkü. "Bana bunları neden söylüyorsun, anlamıyorum." Jeongin seslice nefesini dışarıya verdi. Sadece içinden ne geçiyorsa dışarıya vurmuştu. Daha fazla burada oturup onları izlemek istemiyordu. Ayağa kalktı ve Sewon'un kolundan tuttu. Onu da ayağa kaldırdı. Sorgulayıcı bakışlarını hissediyordu. "Buradan uzaklaşalım." Sewon kafasını salladı ve kolunu ondan ayırıp telefonunu ve çantasını aldı. Sonra da Jeongin kızın elini tutup onu kendisiyle birlikte ilerletti. Sewon bugün ondan beklenmedik şeyler görüyordu. Ama elinin onun elinin arasında olmasından yana hiçbir şikayeti yoktu. Fakülte kantinene girdiklerinde, müsait bir yer bulup yanyana oturdular. İki gencin elleri hâlâ kenetliydi. En sonunda Sewon konuşma gereği duydu. "Bugün Busan'a dönüyorum." Jeongin kafasını salladı. Onun da ailesi oradaydı ama geri dönmeye niyeti yoktu.

Sessizce oturmaya devam ettiler ama sınav saati gelmişti. Gitmesi gerekiyordu Sewon'un. "Benim gitmem gerekiyor artık. Sınavım başlayacak." Elini istemeyerek geriye çekti Sewon ama Jeongin izin vermedi. "Ben seni götürürüm. Yani... Beraber gidelim." Sewon şu an kalbinin yerinden çıkacağını düşünüyordu. Jeongin'in bu hareketleri onu şaşırtıyordu.

Birlikte fakültenin önünde durdular. "Uçağın saat kaçta?" diye sordu son kez Jeongin. "Akşam 7'de." Kızın elini bıraktı ve gülümsedi. "Başarılar..." Ve sonra arkasını dönüp öylece gitti. Sewon her ne kadar şaşkın olsa da gülümseyip duruyordu. Bu iyi hissettirmişti çünkü.








—merhabalar:) sizi beklettiğim için özür dilerim ama ve sonunda o bölüm geldi karantina hayatı nasıl gidiyor?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


merhabalar:)
sizi beklettiğim için özür dilerim
ama ve sonunda o bölüm geldi
karantina hayatı nasıl gidiyor?

who're you || yang jeonginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin