Baş ucumdan gelen tiz sesle seslice oflayıp iki kişilik yatağımın sesten uzak tarafına doğru yuvarladım kendimi . Ama ses " Kalk artık koca götlü ! " dercesine daha da yükselmişti . Başımı yastıktan kaldırıp telefondan geldiğine emin olduğum sesin alarm mı yoksa zil sesi mi olduğunu algılamaya çalıştım . Ama tabiki de bunu yaparken benim hiç bir zaman alarm kurmama mı hesaba katmamam da ayrı bi komikti .Çok bi bok varmış gibi sabahın köründe beni arayacak iki kişi vardı biriyle aynı evde yaşadığımı düşünürsek kesinlikle diğer süper zeka arıyordu .
" Ne var Namjoon gene kim vuruldu sabah sabah ? "
" Acilen bara gelin ! "Bu benim suratıma mı kapattı ? Sokucam barına da sanada bıktım lan bıktım . Barlar akşam kullanılmaz mı ? Biz niye sürekli sabahın yedisinde gidiyoruz , bezdim yemin ederim bezdim .
Derin bi iç çektikten sonra ayaklarımı yataktan sarkıtıp kendimi zar zor yataktan çıkardım . Merdivenlerden inerken bir yanda da saçlarımı düzeltmeye çalışıyordum . Kıvırcık saç ne kadar güzelse bir o kadarda zorluydu . Yinede seviyordum , insanların verdikleri tepkilerden dolayı kendimi ayrıcalıklı gibi hissediyordum . Sanırım Kore gibi bir ülkede yaşadığımı ve Korede ki kıvırcık saçlı insan sayısını düşünürsek gerçekten ayrıcalıklıydım .
Mutfağa adımı mı attığım an gelen kıkırtılardan Jungkook' un mutfakta olduğunu anladım .
" Sen bu saatte kalktığına göre bize yine bar yolu göründü . Doğru muyum ? "
" Lanet olsun ki evet ! "Kapı pervazına dayadığım kafam ve yarı kapalı gözlerimle biraz daha uyuklamaya çalışırken yaklaşan adım sesleriyle başımı yasladığım yerden kaldırmadan bana doğru gelen Jungkook 'a çevirdim . Tam önümde durduğunda elleri çıplak belimi buldu ve beni nazikçe kendine çekti . Boynuma kondurduğu minik öpücükten sonra anlını anlıma yasladı ve her zaman yaptığı gibi dudaklarımın üzerine sıcak nefesini vererek fısıldadı . Ve kahretsin ki bunu her yapışında sesimi çıkarmadan ona bakıyordum .
" Kahvaltı içerde sen geç bende şimdi geliyorum . "
" Jungkook kahvaltı etmeyi sevmediğimi biliyorsun . "
" Sende sana zorla kahvaltı yaptıracağımı biliyorsun şimdi içeri geç ve beni bekle birtanem . "Kafamı hafifçe aşağı yukarı sallayıp ellerini belimden çekmesini bekledim ve içeri adımlamaya başladım . Masaya oturdum ve Jungkook ' un sanki kraliyet ailesi gelecekmiş gibi özenle hazırladığı sofraya baktım . Kahvaltı etmekten uzun süredir nefret ederdim . Jungkookta bana çok yardımcı olarak neredeyse her sabah bana zorla kahvaltı yaptırırdı .
Yan tarafımda hissettiğim hareketlilikle elinde iki soğuk kahveyle yanıma oturan Jungkook 'a baktım . Bir elindeki soğuk kahveyi önüme koyduğunda gülümsedim . Ah evet soğuk kahve sabahın köründe de olsa seveceğim üç şeyden biriydi . Diğerleri de dondurma ve milkshaketi . Saçma bi şekilde bu üç soğuk yiyecek veya içecek her ne ise onlara zaafım vardı . Bu üç şeye zaafımda aynı kahvaltıdan nefret edişim gibi o gittikten sonra başlamıştı ya zaten . Önümdeki siyah tabakla bakışırken tabağıma bırakılan kahvaltılıklarla bakışlarımı boş tabaktan , yiyecekleri koyan Jungkook 'a çevirdim .
" Yoonji ben seni her sabah zorla kahvaltı ettirmeye bıktım sende şu kahvaltı nefretinden bıksanda ikimizde rahat etsek ya ? "
" Hıhı . "Net ve kısa cevabımdan sonra bakışlarımı tekrar tabağıma çevirdiğimde Jungkook 'un sıkıntıyla nefes aldığını duydum . Eskiden olsa neden bu şekilde nefes aldı , benden sıkıldı mı ? Gibi zibilyon tane saçma soruyla kendimi doldurur ve koca günümü kendimi yiyerek geçirirdim . Fakat şimdiki Yoonji olarak nefes almayı bırak senden sıkıldım siktir git dese umursamadan masadan kalkıp kahvaltıdan yırttığım için sevinecek durumdaydım . Ne fark ederdi ki o bile beni bırakıp gitmişti . Jungkook gidemeyecek miydi sanki ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Will Just Say Mr. Min | MYG
NezařaditelnéYoongi : BANA SADECE BAY MİN DİYECEKSİN ! DUYDUN MU ?! . . . . " Çünkü benim adım sadece s**ik egom yüzünden kaybettiğim kadınımın dudaklarında anlam buluyor "