Evet bebeklerim ben geldimm. Okuyup kontrol edemeden yazdım ve atıyorum.Yanlışlarımı mazur görün. Umarım seversiniz.İyi okumalar. Okuyup bol bol yorum yapın. Sizi seviyorumm💘
Telefonun kapatma tuşuna basıp yatağa attım. Alt bedenimde sarılı olan havluyu da çıkartıp rahat bir şeyler bulmak için dolaba yöneldim.
O sırada telefonum çaldı ve arayanın Jimin olduğunu tahmin ederek ekrana bile bakmadan açıp omzum ile kulağım arasında tutmak için kafamı yana yaslayıp tekrar dolaptaki eşyaları karıştırmaya başladım.
"Ne var Jimin? Yine bu işin bir işaret olduğunu söyleyip boş yapacaksan söyle de baştan kapatiyim telefonu." dedim karşıdakinin konuşmasını bile beklemeden.
Aniden derin sesiyle "Neymiş o işaret?" dedi biri. Evet bu Tae'ydi ve ben demin ağzımdan ne kaçırmıştım.
Ani bir afallamadan sonra"Ş-şey şey işareti işte bilirsin ya. İşimin daha başlarındayım ve bu Japonya işi ilerde iyi bir iş adamı olacağımın işareti. Yani Jimin öyle demişti onu diyorum." diyip telefonu omzumun arasından elime alıp duruşumu düzledim ve yatağa oturdum.
"Evet sen neden aradın."diyerek hemen konuyu kapatmak istedim. "Ha evet ben hazırlandın mı diye aramıştım yani onu sormak için." demişti gayet net olan sesiyle.
Yatakta ve çırılçıplak bir halde onla konuşurken,onun o derin sesini kulaklarıma doldururken mantıklı düşünemiyordum,bunun farkındaydım.
Cidden şu an kendime tokat atıp aklıma başıma toplamak istemiştim.
Bu düşünceler içinde bir yandan da ona cevap verdim."Evet bavulum hazır bende duş aldım,şimdi ise uyuyup yarın için dinlenmek istiyorum."
"Hmm anladım peki daha fazla rahatsız etmiyim. Hadi yat o zaman sen. Yarın görüşürüz. İyi geceler."
Dedikleriyle gülümseyip "Sana da iyi geceler Tae." diyip telefonu kapattım.
Üşüdüğümü hissederek kalkıp dolaba yöneldim tekrar. Bulduğum ilk tişört ve altını alıp giyindim. Alarmımı kurdum ve yarın için hazırdım artık.
Yatağa uzandığım an telefonumdan gelen bildirim sesiyle irkildim. Ekrana baktığımda "Sabah evinin önünde olurum. Hazır bir şekilde beni bekle Kook." yazıyordu mesajda.
Bu çocuk cidden beni deli edecekti. Bende kısa bir şekilde "Tamam." diye mesaj atıp telefonu kapatarak çekmecenin üzerine koydum.
_____________
Sabah devamlı bir şekilde çalan alarmın sesiyle uyandım. Gözlerimi dahi açmadan çekmecenin üzerine uzanıp zar zor alarmın sesini kesebildim.
Uyanmam gerektiği aklıma geldi ve istemeyerek de olsa kalktım. Bir süre hayatı sorguladım. Ama bu bir işe yaramıyordu. Kalkıp elimi yüzümü yıkayıp hazırlanmak için dolaba yöneldiğimde pencereden evin önünde duran yabancı ve siyah arabaya gözüm takıldı.
Arabanın kapısı açılıp içinden biri çıktı ve bu Tae'ydi. O mu erkenciydi ben mi geç kalmıştım bilmiyordum. Ama üzerindeki beyaz tişört ve kot pantolon ile muhteşem göründüğünden emindim.
Bu düşünceleri kafamdan atıp bahçe kapısını açan Tae'ye zili çalmadan yetişmeliydim. Odanın kapısını açıp koşar adım indim merdivenlerden. Hem koşuyor hemde Hoseok hyungu uyandırmamak için sakin sakin atıyordum her adımımı.
Mutfaktan gelen ses irkilememe neden olmuştu. Bu Hoseok hyung dan başkası değildi zaten. Ama neden erken kalkmıştı ki.
"Günaydın Kook. Ne bu acelen?" dedi yumuşacık sesiyle."Hyung Tae geliyor. Sabah beni alacaktı ama bu kadar erken geleceğini bilmiyordum. Kapıyı açmalıyım." dediğim anda zil çalmıştı. Koşarak kapının koluna bastırdığım anda o da elini zilden çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seductive || Taekook
Fanfiction"Beni baştan çıkarıyorsun Jeon" dedi fısıldayarak.. "Belki de baştan çıkmanı istiyorumdur Kim" || Umarım çokça seversiniz İyi okumalar Sizi seviyorum💜 ||