Sessizce kampüse doğru yürüyorduk. Ne olduğunu ya da detaylarını sormamıştı, ben de anlatmamıştım. Sadece ne zaman yardıma ihtiyacım olursa burada olacağını söylemişti ve sanırım duymaya ihtiyacım olan tek şey oydu. Öncelikle Charles ile konuşmalı ve ona randevu ayarlamalıydık. Daha sonra ailesi ile konuşacaktı ve geriye yapacağımız tek bir şey kalıyordu; desteklemek. Bunları tek başına aşamayacağı belliydi, denemişti çünkü. Yine de bırakmak istemesi bile çok önemli ve büyük bir adımdı. Agresifleşecekti, annem sigarayı bırakacağı zaman burnumuzdan getirmişti ve uyuşturucuyu düşünemiyordum bile. "Jennie?" Lisa sarıldığım kolunu sallayıp ona odaklanmamı sağladı. "Dalmışım özür dilerim. Ne diyordun?"
"Akşam bir planın var mı?"
"Annemlerle sinemaya gideceğiz." Kafasını sallayıp sessizce yürümeye devam etti. Ellerim yine soğuktu ve hareket ettiremiyordum. "Jennie hastaneye gitmelisin, tırnakların morarmış." Gözleriyle elimi işaret ettiğinde umursamazca omuz silktim. "Kansızlığım var, yeni bir şey değil." Kaşlarını çatıp cebinden çıkarttığı eldivenleri giydirdi. "Hastaneye gideceğiz ve doktor ilaç verecek." Kendi ellerini benimkilere sürtüp az da olsa ısınmalarını sağladı. "Daha sonra içmeyi unutacağım ve-"
"Ben onları hatırlatacağım." Sevimlice gülümseyip yanağıma parmaklarının ucuyla vurdu. Kıkırdayıp koluna vuracaktım ki hızla kendini geriye çekti. Yakalamak için öne atıldım ki, koşmaya başladı. "Lisa! Buraya gel!" Kahkaha atıp peşinden koşmaya başladım. Soğuk hava koştuğum için daha sert suratıma çarpıyordu ve burnumun kızardığına emindim. Lanet kadının bacakları zaten benim boyum kadardı ve bir de onu yakalamamı bekliyordu. Bir anlık saçlarımı gözümün önünden çekmek için durduğumda Lisa'yı görememiştim. Kampüse yaklaşmıştık ve oraya gittiğini düşünüp nefes nefese ilerledim. "Isındın mı?" Arkamdan gelen sesle kısa bir çığlık atıp elimi kalbime koydum. Yanımızdan geçen insanlar dönüp bana bakmışlardı ama fazlasıyla hızlı atan kalbim bunu umursamamı engelliyordu. Karşıma geçip anlımı öptü. "Hhm, ısınmışsın." Koluna vurup dudaklarımı büzdüm. "Çok kötüsün." Kafasını sallayıp koluma girdi. "Üşümüştün."
"Ceketini verebilirdin."
"Sonra ben üşüseydim." Gözlerimi devirip kıkırdadım. Yavaşça insanlar çoğalıyordu ve çoğunun gözü üstümüzdeydi. Lisa'nın gerildiğini hissedebiliyordum o yüzden sakin olmasını söylemek için kafamı çevirmiştim ki Seulgi'nin bize doğru geldiğini gördüm. Irene'nin numarasını isteyeceğinden adım kadar emindim. "Hey Jennie." Yanıma gelip samimi bir şekilde gülümsedi. Seulgi tam bir parti kızıydı, oldukça havalı ve güzel olan tiplerden hani. Ama dış görünüşünün aksine oldukça yumuşak biriydi ve bunu herkese göstermediğinden emindim. Ayrıca güvenebileceğim insanlardan birisiydi, defalarca birbirimizin kıçını kurtarmıştık ki, uzun zamandır tanışmamıza bağlıyordum bunu. "Nasılsın Seulgi? Ah partine gelemediğim için üzgünüm." Kafasını sallayıp boşta olan kolumu tuttu. Diğer kolum hala Lisa tarafından işgal ediliyordu. "Sorun değil, Jisoo çok önemli bir işin olduğunu söyledi." Gülümseyip kafamı salladım. Kafasını Lisa'dan tarafa yatırdığında kahkaha atıp omzuna vurdum. O da gülüp Lisa'ya döndü. "Sen nasılsın Lisa? Birkaç haftadır dans kulübüne katılmadın?" Lisa kafasını sallayıp dudaklarını yaladı. "Ah birkaç küçük problemim vardı, bu hafta katılacağımdan emin olabilirsin." Gururla kafasını salladığında istemsizce gülümsedim. Seulgi ile konuşurlarken kızarmış burnu ile ne kadar sevimli göründüğünün farkında değildi ve o an kül renginin ona ne kadar yakışacağını fark ettim. Bunu ona kesinlikle söylemeliydim. "Jennie, ufak bir iyilik isteyebilir miyim?" Seulgi sesini inceltip kafasını yana yatırdığında gözlerimi kıstım. "Ufacık bir iyilik?" Aynı şekilde baktığımda oflayıp duruşunu düzeltti. "Irene'nin numarasını isteyecektim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutual | Jenlisa.
Fanfiction"Kötü kızlar, iyi kızların fark edilmesi için vardır Jennie." Kendinden emin bir şekilde, göz kontağımızı kesmeden karşımda durduğunda yutkundum. Gerildiğimi anladığı an yan şekilde sırıtıp kulağıma doğru eğildi. "Doğru söyle. Fark edilmek hoşuna gi...