Bazı Duygular Kelimelere İhtiyaç Duymaz.

665 64 24
                                    

Bölümümüz birazcık uzun haberiniz olsun .d

Charles ile konuşmamızın üstüne daha fazla ders çalışamayacağımı hissedip yatağıma uzandım. Söyledikleri benim için çok dokunaklıydı. Yani, tam olarak söyleyememişti ama anlamıştım. Evlendiklerinden beri beni de öz kızı gibi gördüğünü ve sevdiğini söylerdi. Hatta birçok kez okulumdaki problemleri anneme söylemek yerine Charles'a söylemiştim ve asla anneme çaktırmamıştı.

Yine de biraz sinir bozucuydu, annemden görmem gereken desteği üvey babamdan görmek yani. Gerçi şu an annemden destek göremezdim çünkü ona Lisa'yı anlatacak kadar cesur değildim. Çünkü ne söylemem gerektiğini bilmiyordum, Lisa ile ne olduğumuz belli değildi, birkaç defa ders çalışmış, ardından birden kendimi onun kimseye göstermediği yüzünü korkmadan bana gösterirken bulmuştum. Garipti ama akışına bırakıyor, paranoyak düşüncelerimi engelliyordum. Ve emin olduğum bir şey vardı, yaralarını sarmak istiyor, içindeki küçük çocuğun ağlamasını durdurmak istiyordum. Çünkü konu aileye gelince hepimiz birer çocuk oluyorduk ve onun çocukluğunu yaşayamadığını biliyordum. Bisiklet sürmeyi bilmediğini ve hiç uçurtma uçurmadığını, yüzmekten korktuğunu ama deniz kenarında dondurma yemeyi çok sevdiğini, en sevdiği kitabın Küçük Prens olduğunu, beyaz çikolatadan nefret ettiğini de biliyordum. Ve en çok kendine yıldız seçmeyi sevdiğini biliyordum, kendinin onlardan daha çok parladığını bilmeden imrenerek yukarıya baktığını da.

Telefonum çalınca sıçrayıp elimi kalbime koydum. Titreşimde kullanmayı sevmiyordum ama gecenin bu saatinde de birden çalınca kalp krizi geçirmeme sebep oluyordu. Arayan kişinin Lisa olduğunu gördüğümde belli belirsiz bir sırıtma ve heyecanla telefonu açtım. "Jennie? Uyandırmadım değil mi?" Sesindeki hafif endişe gülümsememe sebep olmuştu. "Hayır, hayır. Ders çalışıyordum zaten."

"Bu saatte mi?" Sesi sonlara doğru yükseldiğinde kıkırdayıp yüzümü sıvazladım. Aptal gibi gözüktüğümden emindim. "Garip alışkanlıklarım var. Gündüz çalışmayı sevmiyorum, aslına bakarsan gündüz bir şey yapmayı sevmiyorum."

"Uyuman gerek Jennie, bu kadar geç saatte uyanık olman sağlıklı değil."

"Merhaba? Sen de uyanıksın?"

"Evet ama ben dizi izliyordum, bu saatte ders çalışmam mümkün değil." Altta kalmayacağını anladığımda haklı olduğunu mırıldanıp gülümsedim. "Jennie?"

"Evet?"

"Joy ve Jackson sizle tanışmak istiyorlar." Kaşlarımı çatıp telefonu diğer kulağıma aldım. "Zaten birbirimizi tanıyoruz?"

"Öyle değil, yani hep beraber takılmak istiyorlar."

"Bunu neden soruyorsun ki?" Sormadan duramamıştım ama gerçekten, direkt yanımıza gelebilirlerdi. Lucas zaten Joy ile takılmak için her şeyini verebilirdi. Suçlayamazdım çünkü gerçekten o kız özenle yaratılmış gibiydi. Jackson'ın herkesle arası iyiydi ve Chaeng bir süredir Hoseok ile takılıyordu. Karşı hattan bir oflama gelince kaşlarımı çattım. "Garip bir durum olmasını istemedim, herkes herkesi sevmek zorunda değil sonuçta." Ağzımdan garip bir 'Aaaawww' sesi çıkmasına engel olamadım. Sevimliydi, çok çok çok sevimli. "Emin ol Lucas Joy ile takılacağımızı duysa beni omuzlarında taşır." Kıkırdadığını duyduğumda kalkıp balkona yürüdüm. Odada nefes alamamaya başlamıştım. "Şaka yapmıyorum, bildiğini belli etme ama bayağı bir süredir ne zaman Joy'u görse kendine çeki düzen veriyor. Hatta yarın buna dikkat etmelisin, feci komik bir durum."

"Ben de seni gördüğümde kendime çeki düzen veriyorum ama?"

"Kapa çeneni." Kahkaha attığını duyduğumda kızardığımı görmediği için seviniyordum. "Hey, Lis?" Boğazımı temizleyip keskin bir tonda konuştuğumda heyecan vücudumu ele geçirmişti. "Evet?" Dudaklarımı yalayıp derin bir nefes aldım. Yetişkin insanlar emin olmadıkları bir şeyi sorarlardı değil mi? Dizlerimi kendime çekip çenemi dizime yasladım. "Uhm... Nasıl sormam gerektiğini bilmiyorum ve yanlış anlamanı da istemiyorum ama sormazsam meraktan çatlayacağım ve seni gördüğüm ilk yerde bayılırım." Nefesimin tükendiğini hissettiğimde kafamı kaldırıp kocaman bir havayı ciğerlerime doldurdum. Gerilmiştim, yanlış anlamayacağını biliyordum ama yine de onu üzecek bir şey söylemek istemiyordum. "P-pekala?"

Mutual | Jenlisa.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin