***Holly Henry- Asleep
" Bana uyumam için ninni söyle.
Artık tek başıma uyanmak istemiyorum."***
Karanlık bir odadayım. Etrafta kimse yok. Sessiz, fazla sessiz. Bir umut sesleniyorum, "Kimse var mı orada? Yoongi?" Sesim sanki boş duvarlara çarpıp yankı yapıyor.Vücudum terlemeye başlıyor. Elimi saçıma atıyorum stresle. Bir fısıltı duyuyorum, "Korkuyor musun?" Neden korkuyor muyum? Elim tekrar saçlarıma gidiyor. Saçlarım yerinde yok.
Sonra bir an da gözüm kırpıp açıyorum ve başka bir odadayım. Her yerde aynalar var. Bir sürü ayna, içiçe geçmiş yüzlerce 'ben'. Yüzlercesinin saçı yok. Hepsi ruh gibi bakıyor. Hepsi mutsuz. Dayanamıyorum bu görüntüye daha fazla elimi gözlerime siper ediyorum.
Tekrar duyuyorum fısıltıyı, "Bak kendine, korkuyor musun?" Kim bu? Hayır, korkmuyorum. Elimi çekiyorum gözlerimden. Aynalarda arkamda Yoongi beliriyor. Bana iğrenir gibi bakıyor. Nefret ediyor sanki benden. Geri geri yürüyerek uzaklaşıyor. Arkama dönemiyorum. Aynalardan izliyorum gidişini. "Hayır gitme Yoongi, bırakma beni lütfen." Yalvarıyorum, yine de gidiyor. Gözden kayboluyor.
"Kimsin, ne istiyorsun benden?" Çığlık atmaya çalışıyorum, sesim çıkmıyor. Boğazımda düğümleniyor kelimeler.
Tekrar gözümü kırpıp açıyorum ve nefesim kesiliyor. Suyun içindeyim, o kadar derindeyim ki ne kadar denersem deneyeyim yüzeye çıkamıyorum. Kollarım ve bacaklarım yoruluyor çırpınmaktan. Ağlıyorum, ilk defa o an ağlıyorum. Ama nasıl ağlayabilirim, suyun içindeyim? Göz yaşlarım gözümden çıktığı gibi birer balığa dönüşerek suyun derinliklerinde kayboluyor. "Kimsin sen?" Konuşabiliyorum. Suyun altındayım ve nefes alabiliyorum.
Arkamdan omuzlarım kavranıyor. "Şşt sakin ol." Yavaşça önüme geliyor. Aman tanrım! "Ben senim." Bu benim.
Ben..ben..fakat ben nasıl...
Diğer 'ben'in ellerinde saçlarımı görüyorum. Kazınan saçlarım. Uc uca eklenmiş ve daha uzun. Diğer 'ben' iyice yaklaşıyor, "Sen O'nu mahvetmeden önce ben seni mahvedeceğim." Ne demeye çalışıyor, kimden bahsediyor? Ben kimi mahvedeceğim?
Sonra ellerindeki saçlarımı kaldırıyor, boynuma doluyor. Çeviriyor çeviriyor çeviriyor... Benim elim kolum bağlı, hareket edemiyorum. İnme inmiş gibi.
Boğuluyorum, nefes..nefes alamamaya başlıyorum. Hayır, ölemem. Ben bu şekilde ölemem. Bu bir kabus olmalı.
Çığlık atarak uyanıyorum. "Hayır..hayır ölemem ben! Bırak! Ben kimi mahvedecekmişim?!"
Odamdayım. Rahatlıyorum. Sadece bir kabusmuş işte. Yan tarafıma bakıyorum Yoongi mışıl mışıl uyuyor. O kadar terlemişim ki tişörtüm sırılsıklam olmuş. Kalkıp banyoya gidiyorum. Kollarımı kaldırıp tişörtü yavaşça sıyırıyorum. Aynada arkamda Yoongi'yi görüyorum. Gülümsüyorum ona, "Uyandırdım mı seni? Kabus gördüm de, git yat sen merak etme iyiyim şimdi."
Bir sorun var, Yoongi bomboş bakıyor. Sonra iğrençleşiyor bakışları, evet nefret ediyor benden. Bağırmaya başlıyor, "Beni! Beni mahvedeceksin! Sen beni mahvedeceksin!"
Korkudan ağlamaya başlıyorum. Elimle kulaklarımı kapatıyorum. Çok gürültülü, öyle ki kulak zarım patlayacak. Gözlerimi de sımsıkı kapatıyorum.
"Neler oluyor!" Bu ses benden gelmiyor. "Hey neler oluyor!"
Benim ağzımdan defalarca tek bir cümle dökülüyor, "Benden nefret etme lütfen. Yalvarırım benden nefret etme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yuánfén | yoonmin
FanfictionYuánfén: İki insanı birbirine bağlayan güç veya o insanları bir araya getiren tesadüf, kader. Ceketinin içine uzattı elini. Çıkardı sonra ve bulutlara doğru uzattı kapalı yumruğunu. Elini açtı aniden ve elinin içinden bir zincir uzandı. Zincirin uc...