Merhaba arkadaşlar :)
Bu benim ilk kitabım bu yüzden de hata yaparsam lütfen hoş görünSizden ricam yorumlarınızı oylarınızı ve düşüncelerinizi eksik etmemeniz. Saygı çerçevesi içerisinde iyi kötü eleştirilerinizi dile getirmeniz. İyi okumalar :)
Buraya başladığınız tarihi yazarsanız çok sevinirim
Mehir Sancak' tan
"Yalnızlık
Ne çok yakındı bu kelime benliğime,.
Sanki yıllardır aşikar olduğum; özümün bir yansımasıydı bu kelime..
Oysa kim bilebilirdi ki bu kelimenin bu kadar can acıtacağını.. "Saatlerdir uyuduğum için uyuşan bacaklarımı yataktan sarkıttım. Başım ziyadesiyle zonkluyordu. En son neler olduğunu düşününce dün gece ilk defa fazlasıyla kendimi içkiye kaptırdığım aklıma geldi. Bu hafta daha fazla sadece düşünerek ve kendimi yıpratarak kalsaydım kafayı sıyırma ihtimalim daha da artacaktı. Bu nedenle dün gece kendimi içkinin o anason kokusuna emanet etmiştim bütün benliğimi. Belki biraz olsun içimi kavuran o acılarımdan arınır da bir süreliğine unutabilirim düşüncesiyle.
Ayılabilmek adına banyoma girdim ve bir an önce yıkanmam gerektiği kanısına varıp duş kabinine girdim.
Duştan çıkınca hızlıca iç çamaşırımı ve koyu renk eşofmanlarımı üzerime geçirdim.
Saçlarımı kurulayıp kurulamamak arasında kalınca zaten başımın yeterince ağrıdığını ve daha fazla ağrımasını istemediğim için aynamın karşısına geçip fönü çalıştırdım. Bir yandan da kendimi inceliyorum. Fazlasıyla Koyu, kalçama kadar olan bukleli saçlarım vardı. Gözlerim ise koyu mavi rengindeydi. Oldukça güzel bir vücudum vardı, daha doğrusu benim haricimde herkes bunu düşünüyordu.
Saçlarımı fönleme işim bitince Bakışlarımı aynamdan ve kendimden ayırdım ve mutfağa girip sade bir kahve yapma kararına vararak ayaklandım.
Mutfağa girince kurşuni renginde ki minik köhne tepsiyi ve kahve fincanımı da yerleştirip kahvemi yapmaya başladım. Ardından midemi daha fazla zor durumda bırakmamak adına atıştırıp dışarıya çıkma kararı aldım
_30 Dakika Sonra_
Yarım saattir ormanda yürüyordum. Kan donduran bir sükunet sarmıştı ormanı. Bu ormanın herkes perili olduğunu düşünür, bu yüzden de buraya girmeye cesaret edemezlerdi. Ama bu benim pek umurumda olan bir şey değildir. Yalnızca küçük bir çocukken buradan çok korkardım. Çünkü annemle yaşadığım zamanlardayken sürekli rüyamda bu ormana çok benzeyen bir ormanda bir vampirin beni izlediğini görürdüm.
O zamanlar vampirlere pek inanmazdım ancak 15 yaşındayken yani 4 sene önce annem bir şekilde ortadan kaybolunca elime bir mektubu bırakmıştı ve ortadan kaybolmadan önce bana her şeyi göstermek istemişti..
((Flashback))
Nedensizce içimde kötü bir his kendini belli ediyor içimde ki o nedensiz endişe bir türlü gitmiyordu. Annemin kızıl tutamları terden nemlenmiş, yüzüne yapışmıştı. Mavi harelerinde ise anlamlandıramadığım bir endişe hüküm sürüyordu ve ben buna dayanamıyordum.
"Annem, neyin var neden bu kadar endişeli görünüyorsun?"
" Kızım, zamanının geldiğini hissediyorum. Geç kalmış bile olabilirim.. Sana anlatmam gereken şeyler var. Gel benimle Mehir'im." Bu duruma ilk hayret etsemde annemi sessizce takip etmeye başladım. Normalde girmem yasaklı olan _o odaya girmem her daim yasaktı nedense_ ve annem beni ilk kez oraya götürüyordu. Bu yasaklı odaya ilk kez adımımı atıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığında Kanlı Dans 🍷
Fantasy🍷 Tek bir harfe bağlamıştı, son umut kırıntılarını Düğümlenmişti belki de, eriyordu günden güne.. Dökemiyordu acısını, vuramıyordu dışarıya Sanki ağzında katran tadında zehir Birikiyordu gözlerinde, akmaya hazır... Bu hikaye Mehir in hikaye...