Limerence (JackJae)

4 [Plan]

" Youngjae aç abicim kapıyı Jackson gitti. " kapının diğer tarafından abimin sesini duyunca kalkıp kapıyı açtım.

Yüzüme bakıp dudaklarını büzdü.

" neyin var, neden bu kadar üzüldün?"

Eliyle yanağıma düşen göz yaşlarını temizledi.

" görmüyor musun abi? Dünya onun etrafında dönüyor sanki. Hiçbir şey umrunda değil. İstediği şeyi istediği gibi yöneteceğini sanıyor. Onun için feda ettiğim hiçbir şeyi görmüyor. "

Abim saçlarımı okşamayı bırakıp elimi tuttu.

" Gel otur abicim. " beni yatağa çekip oturttu.

" ağlamanı gerektirecek kadar kötü olan tam olarak ne?"

" Jackson. O beni hiçe sayıyor. Onun hep yanında oldum. Hep destekçi oldum. Ama o hep bana engel oldu. Hep... "

" abine her şeyi anlatabileceğini biliyorsun değil mi?"

" sinirleniyorum. Bir umut veriyor bir uzak davranıyor. Her ayrıldığı zaman bir umut diyorum. Bir umut bu sefer beni görecek ama sonra saatler geçmeden başkasını buluyor. Abi canım acıyor. "

Ağlamam şiddetlenirken konuşmayı bırakıp yüzümü ellerimle kapattım.

Ellerimi tutan eller yüzümü açığa çıkardı.

" utanma. Utanacak hiçbir şey yok. " beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

" Jackson kötü biri değil Youngjae ama bazı şeyleri anlaması için belki biraz yardıma ihtiyacı olabilir. "

Ondan ayrılıp bacağının üzerine kıvrıldım.

" bilmiyorum abi ama artık gerçekten sıkıldım. "

Jackson'ın ağzından

Ji Soo'nun evine gelince arabayı park edip beklemeye başladım. Kafam karışıktı. Youngjae'yi düşünmekten kendimi alamıyordum. Onu bu kadar sinir edecek üzecek ne yaptığımı bir türlü anlayamıyordum. Onu korumak istiyor olmamın nesi bu kadar sinir bozucu olabilirdi ki.

Elimle sertçe direksiyona vurunca korna çalmıştı. Tabiki camda gelmemi bekleyen Ji Soo hemen balkona çıkmıştı. Arabadan ona baktım. Giydiği geceliği ile yine beni şaşırtmamıştı.

Yan koltuktaki telefonumu alıp arabadan indim. Arabayı kilitleyip apartmana doğru yürüdüm.

Asansöre binip 7. kata tuşladım. Elimdeki telefona baktım. Youngjae'yi aramalı mıydım. Ya da abisini. Hâlâ bana sinirli midir? Cidden ne yaptım bu kadar ya...

Kapı açılınca kata çıktım. 23. daireye ilerledim. Elimi tokmağa götürmemle kapının açılması bir oldu.

" Jackson hoşgeldin. Seni çok özledim. " dediğinde çoktan boynuma sarılmıştı. Havadaki ellerimi beline doladım.

" Hoşbuldum Ji Soo. "

Başını boynuma doğru çevirip burnunu boynumda gezdirdi. " hâlâ eskisi gibi güzel kokuyorsun. "

Gözlerimi devirdim. "sende hâlâ eskisi gibisin " diye geçirdim içimden.

Benden ayrılıp elimi tuttu. Beni içeriye çekip kapıyı kapattı. Salona kadar geldikten sonra mumlarla hazırladığı oda sırıtmama sebep oldu. Beni hiç şaşırtmıyordu.

" Jackson beni özledin mi?" dedikten sonra beni koltuğa itti. Üzerime çıkıp saçlarımla oynamaya başladı. Eli gömleğimin düğmelerinde gezinirken diğer eliyle başımı yüzüne çevirdi. Dudağını disleyip diliyle ıslattı.

" beni istiyor musun?"

Ona ayak uydurmaya karar verip elimi sıyrılan geceliğin açık bıraktığı bacaklarına yerleştirdim. Ellerim yavaş yavaş üzerinde haraket ederken yüzüne yaklaştım. Bir elimi saçlarına koydum. Onu öpmek için uzanırken telefonumun zil sesi ile bölündüm.

" bir dakika" dedikten sonra arka cebimden telefonu çıkardım. Arayan Youngjae'nin abisiydi. Beklemeden aramayı açtım.

" efendim hyung, Youngjae iyi mi?"

" evet uyudu Jackson. Neredesin?"

Ji Soo'nun gözlerine baktım. "arkadaşımda hyung. "

" eve gelebilir misin? Seninle konuşmamız gerekiyor. "

" şey hyung aslında..."

" Youngjae ile ilgili"

Üzerimdeki Ji Soo'yu yavaşça yan tarafa kaydırdım. " geliyorum hyung. "

Telefonu kapatıp cebime koydum. Ve evden çıkmak için kapıya yöneldim.

" Jackson!"

bana seslenen Ji Soo'ya döndüm.

" nereye gidiyorsun? "

" evime. "

Kapıyı açıp evden çıktım. Girdiğim gibi asansöre binip apartmandan ayrıldım. Vakit kaybetmeden arabama geçip hızlıca eve ilerledim. Merak ediyordum. Hyung benimle Youngjae ile ilgili ne konuşacaktı.

Eve varmak üzereyken küçük bir marketin önünde durup Youngjae için atıştırmalık bir şeyler aldım. Geçen gün neredeyse bitmek üzere olduğu için söyleniyordu. Bir tane de çilekli süt aldım. Suçumu bilmiyorum ama buna bayıldığını da biliyordum.

Eve geldiğimde Youngjae uyuduğu için kapıyı çalmayıp hyungu aradım. Hemen kapıyı açıp beni içeriye aldı. Elimdekileri mutfağa bıraktıktan sonra çilekli sütü alarak Youngjae'nin odasına gittim. Sessizce kapıyı açıp içeriye girdiğimde mışıl mışıl uyuduğunu gördüm. Yatağa yaklaşıp sütü baş ucuna koydum. Üzerini güzelce örtüp kızaran göz kapaklarına baktım. Benim yüzümden olmuştu. Yüzü şişmişti. Elini sıktığı yastıktan ayırıp örtünün içine yerleştirdim. Kızaran gözlerine ve anlına bir öpücük bıraktım.

" Hyung çok pişman sana ne yaptığını bilmesede. " saçlarını yavaşça okşadım.

" özür dilerim Youngjae. "

Youngjae'nin baş ucundan kalkıp son kez masum uyuyuşuna baktım. Daha sonra odadan çıktım. Salonda beni bekleyen hyungun yanına geçtim.

" evet hyung ne konuşacaktın benimle. "

Hyung kalkıp kapıyı kapattı.

" Jackson bugün Youngjae'nin ne kadar kırgın ve üzgün olduğunu gördün. "

Başımla onayladım.

" sen gittikten sonra onunla biraz konuştuk. Sorunun ne olduğunu çözdüm. "

" neymiş hyung ?"

Yanıma gelip elini omzuma attı.

" biliyorsun Youngjae bizden biraz farklı bunun sende farkındasın. O biz gibi kızlardan hoşlanmıyor ve kendini garip hissediyor. "

Kocaman açılan gözlerimi eski haline getirdim. Benden farklı değildi...

" neden garip hissetsin ki ?"

Küçük bir tebessüm edip devam etti. " çünkü sen onu ne zaman bir erkekle görsen sorun çıkarıyormuşsun ama kendin kızlarla konuşurken hiç sorun yokmuş. "

Başımdan aşağıya kaynar sular dökülüyordu.

" hyung ben onun için değil onu korumak için erkekler tehlikeli varlıklar onun için. "

Küçük bir kahkaha attı. " Jackson oda bir erkek. "

" ben biliyorum hyung ama gerçekten garip hissetsin diye yapmadım. tek amacım onu korumaktı yemin ederim. "

Omzundaki elini sırtıma indirip sıvazladı.

" biliyorum. Bu yüzden aranızı düzeltmek istiyorum. Yarın bir oyun oynayacağız. Seni biraz pataklamam gerekecek ki zaten bunu bugün sen teklif etmiştin. "

" nasıl yani hyung ? "

" Youngjae ile barışmak istiyor musun?"

" evet gerçekten istiyorum. "

" o zaman beni iyi dinle... "