1.Bölüm

46 2 0
                                    


1.BÖLÜM "Cesur" 

16 Haziran 2010 Çarşamba

Usul usul Barcelona Gracia'da sokakta yürüyordum. Bir anda gelen korna sesiyle irkildim. Yolun ortasından yürüdüğümü fark etmiştim. Hemen kenara çekildim ve kaldırma geçtim. Adamın yüzü ekşimiş bana garipçe, aptal olduğumu söyler gibi bakıyordu. Ama umursamadım. Onunla uğraşacak zamanım yoktu. Bir anda karşıma biri çıktı. Gözüm onu bir yerlerden ısırıyor gibiydi. Hemen adama fark ettirmeden hafifçe yakalaşıp dikkatlice inceledim. O da ne!

Bu adam benim yaklaşık 1 yıldır aradığım 3 banka soyan adamdı. Yüzünde bir nursuzluk vardı. Sakallarını kesmiş, zayıflamıştı . Buna rağmen hala iriydi. Üstünde *"fearless" yazan bir tişört vardı. Kendine çok güveniyor olmalıydı. Dar paça keten pantolonun cep kısmı çok kırışmıştı. Uzun süredir muhtemelen burada oturuyordu. Ayrıca tam da tahmin ettiğim gibi kolunda **"valiente" yazan bir dövme vardı. Buradan onun aradığım adam olduğunu çıkarmam zor olmamıştı. Bileğimde ***"Te amo"yazan dövmeye baktım. Kocam Corben' da da da aynı dövme vardı. Lisedeyken onunla tanıştığımda annemden gizli yaptırmıştım. Bu anıları hatırladıktan sonra rotamı çevirip başka bir yere doğru yürüdüm ve evlilik yüzüğümü cebime koydum. Onu yakalamam gerekiyordu. Geri döndüm ve bunca şey olurken o sadece telefonuma bakıyordu.

Oturduğu bankı gösterip 'Oturabilir miyim?' diye sordum. Çok centilmence davranıp 'evet' dedi ve bana gülümsedi. Sohbet etmeye başladık. Açıkçası çok iyi oynuyordum. Ona 'Kafeye gidelim mi? Bildiğim çok güzel bir kafe var. Yeni açıldı." diye sordum. Hemen kabul etti. Bu kadar çabuk kabul edeceğini düşünmemiştim bile. Aklımda planı yapmıştım. Beraber kafeye kadar yürüdük. 10 dakika sonra varmıştık. Kafeye geldiğimizde en baştaki sandalyeye oturduk. Bu planımın bir parçasıydı. Hangi kahveyi istediğimi sordu. Kibaraca'sen ne alırsan ondan' diye cevap verdim. Yeşil gözleriyle bana bakıyordu. Gerilmiştim. Birkaç dakika sonra siparişlerimiz geldi. Ekpresso siparişi vermişti. Bu benim en sevdiğimdi. Ama içmeye vakit yoktu. Ayrıca bu oyunu daha fazla devam ettirmek istememiştim. Çünkü daha önce hiç bu taktikle birini yakalamamıştım. Makyajımı tazelemek için tuvalete gideceğimi söyledim fakat yüzümde çok makyaj yoktu. Bana 'Makyaja ihtiyacın yok' dedi. Ama olduğunu ikimizde biliyorduk. Gülümsedim ve 'Sadece beni bekle. Geleceğim.' diye cevap verdim. Tatmin olmuştu. Rol yapma yeteneğim gelişmişti.

Tuvalete gidip planımın ikinci aşamasını uyguladım. Sivil polis arkadaşım Estrella'yı aradım. Hemen ekiple beraber geleceğini söyledi. Kısa kaküllü saçlarımı elimle düzeltip, koyu renk rujumu sürdüm. Artık hazırdım. Ama tuvalette daha fazla beklemem gerekiyordu. 5 dakika daha bekleyip tuvaletten çıktım. Beni gördüğünde yüzünde gamzelerini gösterircesine beliren aptal bir gülümseme belirdi. Aslında benden hoşlandığını sanmıştım fakat bana silah doğrulttu çok korkmuştum. Ama pes edemezdim. Çantamda silahımı aramaya başladım fakat hiçbir şey bulamadım. Korktuğumu belli etmemeliydim. Korkum bir anda iki katına çıktı ve karnıma ağrılar girmeye başladı. Bana neden silah tuttuğunu sordum büyük bir ağırbaşlılık ve soğukkanlılık içinde.

'Beni yakalamaya çalıştığının farkındayım' dedi büyük bir sinirle. 'Kolundaki dövmeden anladım farkındaysan üzerinde "seni seviyorum" yazıyor.'

'Merak etme bende seni dövmeden tanıdım sana hapishane hayatında sabır ve mutluluk dilerim'

'Ayrıca ben senden daha büyük oyuncuyum küçük hanım'

Aniden gelen siren sesiyle irkildim. Tam da tahmin ettiğim gibi arkadaşlarım gelmişti. Çok huzurlu hissettim. Adam bir anda koşmaya başladı. Arkadaşım Estrella onu yakalayıp tutukladı. Böylece sivil polis hayatımın 23. vakamda çözülmüş oldu.

*(ing):korkusuz **(isp):cesur ***(isp):seni seviyorum

Ava Ursula LopezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin