Bölüm/1

79 22 13
                                    


Bölüm/1

İyi okumalar...

"Hösst ne oluyor be?"

"Asıl sana ne oluyor kızım? Yarım saattir omzunda uyuyorsun ses çıkarmıyorum."

"Ne olmuş yarım saatçik omzunda uyuduysam, öldün mü sanki?"

"Bakıyorumda omzunda uyumaya çok meraklısına, ha."

"Ya ya ne demesin ölüyorum böyle."

"Biliyorum."

Bu kelimeyi söyleyince beynime adeta kan sıçradı. Elimi yumruk yapıp omzuna bir tane geçirdim, tabi kim kime geçirdi orası tartışılır çocukta bir kas var maşşallah taş taş.

"Kaslarıma dokuna bilirsin sorun deyil.Dokunmak için vurmana veya uyumana gerek yok."

"Ne diyorsun sen be? Kolundaki etleri kas diye göstermek falan büyük cesaret."

Çarpıldım mı lan? Allah'ım sen affet.Hiç birşey söylemesine izin vermeden yerimden kalkıp gitmeye başladım.Muhtemelen beden hocası spor salonunda bizi salonun ortasına oturtturup saçmasapan şeyler anlatmaya başladığında uyuya kalmıştım.

"Hiştt baksana."

'Hiştt' mi? Benim bir adım var adım!! Gerçi çocuk adımı nerden bilecek.Yerimde durup, yavaş hareketlerle çocuğa döndüm.

"Yağmur"dedim. Öğretici bir ses tonuyla.

"Berat"dedi o da beni tekrar eder gibi.Demek adı Berat'mış. Vay be ben bu zekayla daha çok yaşarım.

"Bak bende ne var."

Ne? ne? neeeee?.Telefonum! Ne işi var "benim" telefonumun bu çocukta.Allah'ım bu çocuk beni iki dakikada katil edicek, sen koru...

"Benim telefonumun ne işi var sende." Diyerek yavaş adımlarla yanına doğru yürüdüm.

"Valla güzelim kusura bakma ama daha önce hiçbir kız yanımda telefonuna bakarak uyuya kalmamıştı."

"Peki bu neden, senin, benim Telefonumu almanı haklı çıkarıyor mu?"Çocuk şaşkınca yüzüme baktığında onu inceleme vakti buldum.Sarıya dönük saçları, bal rengi gözleri çok güzeldi. Benim için göz önemli mesele.Boyu baya uzundu maşşallah kasları falan da vardı kısacası kızların düşeceği bir tipti. Bir kaç saniye yüzüme battıktan sonra "Evet" dedi.

"Off tamam her neyse şimdi ver telefonumu."

"Cık cık cık cık olmaz öyle." Deyip başını iki yana salladı.

"Çocuk versene şunu uğraştırma beni."

"Biraz nazik olursan veririm. Mesela 'verirmisin?' dersen veririm"

"Off tamam, söylicem ama sırf senden bir an önce kurtulmak için."

"Aferin sana gökyüzü." Gökyüzü mü? O ne be.

"Gökyüzü?"dedim soru sorar gibi.

"Gözlerin, bana gökyüzünü hatırlatıyor" dedi. Gözlerimin içine bakarak. Tuhaf bir şekilde baya etkilendim. Gözlerim maviydi ama daha önce hiç kimse bana böyle seslenmemişti bir garip hissettim fakat çok hoşuma gitmişti. Gökyüzü...

"Hımm neyse telefonumu verirmisin?" Sonlara doğru sesim kısılmıştı.

"Duyamadım"

"Ya Berat versene işte telefonumu."dedim bağırarak.

"Peki bu seferlik veriyorum ama birdahakine bu kadar şanslı olmazsın onu söyliyim gökyüzü." Son kelimeyi söylerken gözlerimin içine bakmıştı. Off ne kadarda güzel bakıyordu öyle.telefonumu hemen elinden kaptım.

Fırtına'lı Yağmur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin