3.kişiden
"Hyung biz artık gidelim. Sen de kendine dikkat et."
Hyunjin ayağa kalkıp elini hala koltukta oturan sevgilisine uzattı. Seungmin, Hyunjin'in elini tutup ayağa kalktı, tuttuğu eli bırakmadan Hyunguna sarıldı.
Hyunjin sarılacak gibi yaklaştı fakat sonradan elindeki eli gösterip 'Kusura bakma hyung, sana sarılamam' deyip kapıya yürümeye başladı.
"Velet!"
Hyunjin Minho'nun bu sözü üzerine bir öpücük yolladı. Seungmin de el salladığında evden çıktılar. Hyunjin elindeki Seungmin'in elini öptü ve aklına gelen şeyle ellerini ayırdı. Yere eğilip taşı kenara çekti. Altında bir anahtar görmeyi beklerken hiçbir şeyle karşılaşmaması kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.
"Bu nasıl olabilir? Daha eve girerken buradaydı."
"Sakin ol Jiniie, eve gidince kameradan bakarız."
.
.
.
Hyunjin görüntüyü tekrar geri sardı. Minho ve Chan ıslanmış bir şekilde eve girerken kapıyı Chan açıyordu. Kapının oradaki kameraya da baktıklarında Chan'ın anahtarı kendi cebinden çıkardığını gördüler. Bugünki kayıtları açtığında anahtarı Chan'ın evden çıkarken taşın altından aldığını gördüler.Hyunjin sinirli ve sesli bir şekilde nefesini dışarı verdi. Seungmin Hyunjin'in elini tutup baş parmağıyla elini okşadı.
"Minho Hyung'a bunu anlatmamız gerek."
Hyunjin Seungmin'i onaylamak için kafasını aşağı yukarı salladı.
"Ama... Chan Hyung'un bugün Minho Hyung'a olan bakışlarını gördüm. Ona değer verdiği çok belliydi. Acaba bu işe karışmakta hata mı yapıyoruz?"
Hyunjin kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı.
"Eğer ona değer verseydi ona zarar vermezdi Seung."
"Ya bilerek yapmıyorsa, ya bir hastalığı varsa ya da Minho hyung biliyorsa, o zaman ne yapacağız? Bence artık söylemeliyiz Minho Hyung'a, ikinci gündeyiz Jiniie."
Hyunjin Seungmin'in sözlerine hak verdi ama yine de bunu şansa bırakamazlardı.
"Yarın söylesek?"
Seungmin kafasını olumsuz sallayınca Hyunjin küçücük bir öpücük kondurdu miniğinin dudağına. Seungmin beklemiyordu bu yüzden tepki vermedi. Hyunjin fırsattan istifade edip "Olur muu?" Dediğinde Seungmin "hı-hm" şeklinde bit cevap verdi.
Hyunjin onay almanın verdiği sevinç ile Seungmin'in yanağına minnacık bir öpücük bıraktı ve Bayan Kim'in sesiyle odadan çıktı.
.
.
.
Chan, anahtarı olabildiğince sessiz bir şekilde çevirdi ve eve girdi. Minho'nun uyuduğuna emindi. Saat 3'ü geçiyordu eve girdiğinde.Hemen bacaklarına dolanan kedilerin başlarını küçük bir hareketle hızlıca okşadı ve sessizce Minho'nun odasına ilerledi.
Minho'nun yüzünü en ince ayrıntısına kadar inceledi. Bu süreçte avukatın dedikleri, kendi düşünceleri ile çelişti, fırtınalı bir havada okyanus dalgalarının balıkçı gemilerine vurması kadar şiddetliydi çelişen duygu ve düşünceleri. Aklına Daehwi'nin ölü bedeninin yanında hıçkıra hıçkıra ağlayarak verdiği söz geldi: 'sana bunu yapanı kendi ellerimle öldüreceğim!'.
Kapüşonunun cebindeki silahın kabzasını daha sıkı kavramıştı. Yavaşça tabancasını cebinden çıkardı ve Minho'nun kafasına doğrulttu.
Bu düşüncesinin hemen peşinden Minho'nun gözleri geldi aklına. Tüm fırtınaya karşı gelen güneş ışığı gibi işledi zihnine.
Gözünden düşen damlayla tabancayı tutan eli gevşedi. Nasıl öldürebilirdi ki onu, çoktan aşık olmuştu.
Gözünden düşen damlayı boşta kalan eliyle sildi bununla aynı zamanda tekrar sıktı tabancanın kabzasını. Ölmeliydi o.
Tabancayı daha da yaklaştırdı hiçbir şeyden haberi olmayan, huzurla uyuyan bedene. Gözünde biriken yaşları engellemek için kafasını iki yana salladı ne kadar işe yaramayacağını bilse de. Gözünden düşen yaşlara karşı koyamadı. Ağzından minik bir hıçkırık kaçtığında boşta kalan eliyle ağzını kapattı.
Ama kararını vermişti bugün onun ölüm günü olacaktı. Dikleşti gözyaşlarını umursamadan. İşaret parmağını tetikte sabitledi.
Parmağını yavaşça tetiğe bastırdı. Oluşacak manzaraya bakamayacağını düşündüğünden kafasını sağa çevirdi. Gözlerini sımsıkı kapatmak için hazırlanıyordu ki gözgöze geldi komodinin üzerindeki çerçeveden ona bakan küçük kardeşiyle.
Minho, kardeşini kolları arasına almıştı fotoğrafta ona hiçbir şeyin olmasına izin vermeyecekmiş gibi. Kardeşi ise gülümsüyordu. Mutlu duruyordu Daehwi Minho'nun yanında. Aynı kendisinin de olduğu gibi...
İndirdi yavaşça silahı. Tekrar kapüşonunun cebine sıkıştırdı. Minho'nun yüzüne eğildi, saçlarının kokusunu içine çekerken aynı zamanda tam alnından öptü.
Saçlarının kokusu ciğerlerine ulaştığı anda pişman olmuştu saniyeler önce içinde olduğu durumdan. Sesi tirerken özür diledi onlarca kez. Yatağın hemen dibine dizlerinin üzerine çöktü, göz yaşları yüreğindeki ateşi söndüremedi aksine daha da körükledi.
Hıçkırıkları çoğalmaya başladığında Minho'yu uyandırmaktan korktuğu için yavaş yavaş kalktı çöktüğü yerden. Tek eli hıçkırıklarının duyulmaması için ağzındayken yürüdü.
Mutfaktaki dolabın hemen arkasındaki -aylardır kaldığı (ara sıra kaldığı)- küçük odaya girdi. Kendini içeri atmasıyla ağlaması şiddetlendi. Sadece uyumaya ihtiyacı vardı ne kadar uyuyamayacağını bilse de.
Çıkardı cebindeki silahı köşeye bıraktı. Kalın ve yüksek minderin üzerine yatıp gözlerini kapattı.
.
.
.
Seungmin gözlerini kapıyı tıklayıp artık uyanmaları gerektiğini söyleyen annesinin sesiyle açtı. Hyunjin yanında yatan sevgilisinin kıpırdanmasıyla daha da sıkı sardı kollarını Seungmin'in beline.Bayan Kim'in çağırışları artık isyana dönmeye başlayınca Hyunjin kollarını açıp Seungmin'in kalkışını izledi. Hemen ardından o da kalktı yataktan.
.
.
.
Kahvaltılarını yapıp tabakları mutfağa taşırken konuştu Bayan Kim."Hyunjin,"
Gözleri Hyunjin'in gözlerine değdiğinde gencin onu dinlediğine emin olup konuşmaya devam etti. Seungmin de annesine bakmaya başlamıştı.
"Biliyorsun tatlım, kocam" yutkundu, "eski kocam bizi terk etti, gerçi umrumda değil ama demek istediğim şu ki... bizimle yaşasana."
Hyunjin affallamıştı, Seungmin ise boş boş annesine bakıyordu. Bayan Kim konuşmaya devam etti.
"Zaten bende tekrar işe başladım, günlerdir eve gelmediğim zamanlar olucak ve Seung'un yalnız kalmasını da istemiyorum hem sen de yalnız yaşıyormuşsun."
Bayan Kim karşısındaki iki gençten tepki gelmeyince yalandan endişeyle konuştu.
"Oğlum, n'oldu size, tepki verin."
Ellerini iki oğlanın gözleri önünde gezdirdi dikkatlerini kendisine çekebilmek için.
Manyak aşıklar diye geçirdi içinden tatlı kadın gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The KILLER † Banginho
FanfictionHiç kendinizi izleniyormuş gibi hissettiğiniz oldu mu? Peki ya gerçekten izleniyorsanız...