Mahkeme salonundan çıktığımda derin bir nefes almış, kravatımı gevşetmiştim. Başım ağrıyordu ve açlıktan karnım gurulduyordu. Ayrıca, yaz ayında olmamızın etkisiyle üzerimdeki cübbe sanki kürk giymişim gibi hissettiriyordu.
Müvekkilime döndüm ve gülümsedim, elimi uzattım. Elimi hemen kavradı ve sıktı, "Bay Jeon, çok teşekkür ederim. Siz olmasaydınız, kızımın katili belki de serbest kalacaktı."
Dolu gözlerine rağmen gülümsüyordu. Acının tatlı tebessümü dedikleri şey bu olmalıydı. On dokuz yaşındaki kızı, alkollü bir sürücü tarafından arabanın altında kalmıştı. Herif resmen para babasıydı ve kefaleti parayla ödeyip yırtabileceğini düşünüyordu. Karara karşı çıktığımda acılı babaya para teklif etmişti. Bay Kang'a teklifi götürdüğümde kabul etmemiş, kesinlikle hapis istediğini söylemişti. Uzun süren uğraşlar sayesinde, dördüncü celsede adam müebbet hapise çarptırılmıştı.
"Bay Kang, kızınızın ruhunu biraz rahat ettirebilmişizdir umarım. O adam bir daha asla çıkamayacak ve orada can verecek. Merak etmeyin." Ellerimiz ayrıldığında adamın gözlerinden yaşlar süzüldü. Mahkemede çok fazla zorlanmıştı, konuşamamıştı bile. Kızı sahip olduğu tek aile üyesiydi. Eşini kızının doğumunda kaybetmişti. Elimdeki dosyalarımın olduğu çantayı, ağrıdığından dolayı diğer elime aldım, "Benim diğer davalarım ile ilgilenmem gerekiyor, lütfen beni en ufak ihtiyacınız da arayın. Hoşça kalın."
Önünde hafifçe eğildim, o da benim önümde aynı şekilde eğildi, "Çok teşekkür ederim Bay Jeon. İyi günler."
Adama gülümseyip üzerimdeki cübbeyi dahi çıkaracak halim olmadığı için adliyeden çıkıp hızla otoparktaki arabama yürüyüp bindim. Derin bir nefes alıp direksiyona başımı yasladım.
Çok yoruluyordum. Davalardan birisi daha bitmişti ve şimdi dün Bay Kim'in verdiği en son dava ile beraber on iki tane kalmıştı. Gözlerim uykusuzluktan yanıyordu, vücudumdaki her yer ağrıyordu. Ailemle, arkadaşlarımla uzun süredir vakit geçirememiştim. Sadece ev arkadaşım Jimin ile evde biraz vakit geçirebiliyorduk. Sonrasında zaten ben birkaç saatlik uykuya dalıyordum.
Evet, güzel bir para kazanıyordum. İyi bir arabam, güzel bir evim ve lüks içinde yaşayıp da birikim dahi yapabildiğim bir gelirim vardı fakat parayı harcayamıyordum işte. Eve gidip televizyonun karşısında uyuya kalıyor, alışveriş yapmaya zaman bulamıyor, dışarı çıkmak için fırsat çok zor yaratıyordum. Sadece tek günüm boştu ve o gün de doğal olarak dinlenmek, uyumak, film falan izlemek istiyordum. Jimin ile sürekli kavga ediyorduk. O beni dışarı çıkarmaya çalışıyordu, evde asosyallikten gebereceğimi falan söylüyordu. Aslında bu aralar gece gezmesine gerçekten ihtiyacım vardı çünkü cinsel hayatım resmen acınası haldeydi.
Şirkete yaklaşık bir on beş dakikalık sürüşten sonra varmıştım. İçeriye girerken hala üzerimde cübbem vardı, çıkarmaya üşenmiştim. Şirketteki birkaç kişi ile ayaküstü sohbet etmiş, tebriklerini alıp ofisime çıkmıştım.
Koltuğa kendimi bıraktığım an derin bir iç çektim ve düşen omuzlarım biraz aşağı kaydım. Yorgundum ama tatlı bir yorgunluktu bu. O herifi içeri attırmaya çalıştığım anlarda resmen kanım kaynıyordu, eğer başarısız olsaydım zaten sadece birkaç saatten ibaret olan uykum da kaçacaktı. Şimdi ise gururlu ve mutluydum. Bir sonraki davama odaklanmaya hazırdım.
Koltuğun kenarından tutarak kalktım ve üzerimdeki cübbemi çıkarıp, diğer cübbelerimin olduğu askılığa astım. Çantamı açıp içinden evraklarımı ve davanın dosyasını çıkarmış, masaya bırakmıştım.
Gerçekten şu an beynim biraz nikotin kırıntısı adına dizlerinin üstüne çökmüş gibiydi ama önce Bay Kim'i görmem gerekiyordu.
Günün en çok sinirlerimi geren zaman dilimiydi işte bu. Bay Kim'e rapor vermek. İşe başladığımda raporları sekreterine ileteceğimi düşünmüştüm ama daha ilk seferde Bay Kim beni azarlamış, onunla irtibata geçmem gerektiğini söylemişti. Her şeye burnunu sokmaya bayılıyordu işte. Koca burunlu, bilmiş herif.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boss and lawyer | taekook
Fanfictionjeon jungkook, kore'nin en başarılı avukatıydı ve kth hukuk bürosu'nun sahibi kim taehyung'u pek sevmezdi. taehyung da ona karşı aynı hisleri besliyordu fakat ne derler bilirsiniz, en büyük aşklar nefretle başlardı. !yetişkin içerik.