Önümdeki kâğıtları incelerken alt dudağımı dişledim.
Bu kâğıtların buraya gelene kadar ki macerası fazlasıyla enteresandı. İki önce bahçede yürüyüş yaparken, Kayra'ya yazı yazma yeteneğim olduğunu falan zırvalamıştım. Ertesi gün benim için odaya birkaç defter, kâğıt ve kalem göndermişti. Yazı yazma işim bittikten sonra onun gözetimi altında bilgisayara geçirebilirmişim. Hah!
Kâğıda elbette Barlas'ın bana gönderdiği bilgileri yazmıştım. Planımı ona göre oluşturmuştum. Planımı bir tek banyoda yapabiliyordum çünkü bir tek oranın kapısını kilitleyebiliyordum.
Davete ne yapıp, edip onu tek gönderecektim. O davetteyken buradaki koruma sayısı da oldukça azalacaktı. O sırada Barlas geleceğini ve korumaları halledeceğini söylemişti. Ne yapacağını sorduğumda beni geçiştiriyordu ve ben ne yapacağını deli gibi merak ediyordum.
"Barlas ya beni de davete götürürse?" Kısık sesle sorduğum soru ardından, Barlas'ın sesini işittim. "Onun için de bir plan yapacağız." Alt dudağımı dişledim. "Elimizi çabuk tutmalıyız, davet gecesi yarın."
"Biliyorum güzelim. İki ihtimali de düşüneceğim, aramanı bekliyorum." Derin bir nefes bıraktım. Konuşmaya devam etti. "Sakin ol, Güneş. Oradan sağ salim kurtulacaksın. Seni seviyorum." Gülümsedim. "Seni seviyorum." Telefonu kapattıktan sonra kâğıtları poşete sardım ve çamaşır makinasının içine attım. Gündüz teyzenin dediğine göre makine bozukmuş, o yüzden burayı tercih etmiştim.
Telefonu sessize alıp, duşa kabinin içinde bulunan tel rafın arkasına sakladıktan sonra kilitli kapıyı açtım.
Buraya alışmış gibi davranıyordum. Dün sabah, Kayra odadaki boş dolaba bana uygun kıyafetler getirtmişti. Her şey yeniydi ve oldukça tarzıma uygundu. Piç kurusu tarzımı iyi biliyordu.
Üzerimdeki eşofmana ve beyaz bol tişörte, aynadan kısaca baktım ve dolabın kenarında duran spor ayakkabılarımı giyindikten sonra odadan çıktım. Merdivenlerden seri adımlarla inerken aşağıda birkaç kişi görmüştüm. Adımlarımı yavaşlattım ve aşağıda insanları yönlendiren Kayra'ya seslendim. "Burada neler oluyor?"
Bakışlarını bana çevirdi ve yüzüne bir tebessüm yerleştirdi. "Yarın akşam bir davet var, beraber oraya gideceğiz." Lanet olsun!
"Peki, ben neden geliyorum?" Çatık kaşlarla bana baktı. "Oraya benimle geliyorsun çünkü benim olduğunu tüm herkese göstermek istiyorum." Otomobil gösteriyor sanki piç!
Utanmış gibi yaparak başımı eğdim. "Buna gerek yok." Çenemden nazikçe tuttu ve ona bakmamı sağladı. "Buna gerek var." Sertçe söylediği cümle ardından saçlarımın ucunu okşadı ve görevlilere doğru ilerledi. Bir şey demeden merdivenlerden geri yukarı çıktım. Seri adımlarla odaya girdikten sonra kapıyı ardımdan kapattım ve kendimi banyoya attım. Banyonun kapısını kilitledikten sonra telefonu sakladığım yerden çıkardım ve ekranda parmaklarımı oynattım.
Yarın davete beni götürmekte kararlı. Yeni bir plan yapmalıyız!
Mesaj gecikmedi.
Her şey kontrolüm altında. Davete onunla git.
Bir şey yazmadan telefonu kapattım ve tekrar aldığım yere koydum. Klozetin sifonuna bastım ve musluğu açıp, ellerimi yıkadım. Açık saçlarımı rastgele ördükten sonra banyodan çıktım. Kapı birden açıldığında şaşkınlıkla gelene baktım. Beni görünce rahat bir nefes bıraktı. "Neredeydin sen? Sabahtan beri sana sesleniyorum!" Başparmağımla arkamdaki kapıyı gösterdim. "Banyodaydım. Bir sorun mu var?" Başını iki yana salladı ve yanıma gelip bana sarıldı. İğrenç!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kadın
ChickLit•tamamlandı• kalbim senin için atmak zorunda değil. gözlerim seni görmek zorunda değil. ben seni dinlemek zorunda değilim. ve şunu da unutma; canıma kıyarım, katil olurum ama sana âşık olmam. DISS KİTABIDIR. güçlü olan...