Sabah keman sesiyle uyanmamıştım. Balkonda da yoktu. Birkaç saat bekledim ama çıkmadı balkona. Endişeyle üzerimi giyindim. Aşağıya inip ona seslendim. Bir türlü balkona çıkmayınca korkmaya başladım. Sonra bir anda apartmanın kapısı açıldı. Beyaz elbisesiyle Meyra çıktı kapıdan. O kadar güzel görünüyordu ki, bir an donup kaldım. Saçlarını örmüştü. Hayranlıkla ona bakarken yanıma geldi.
- Gitmiyor muyuz?
Gülümsedim. Koluma girmesi için kolumu uzattım. Koluma girince birlikte yürümeye başladık. İleride yolun kenarında taksi beklemeye başladık. Taksiye bindik.- Nereye gidiyoruz Asrın?
Meraklı bir hali vardı. Önce uzunca gittiğimiz yolu süzdü. Sonra bana baktı 'cevap ver' dercesine.
- Sürpriz. Dedim gülerek.
Yarım saat yolculuktan sonra. Sonunda istediğimiz yere gelmiştik. Ücreti ödedikten sonda indik. Biraz ıssız görünen araziye baktım. Sonra hemen arkamızdaki yan yana dizilmiş evlere.- Burası neresi Asrın?
- Gel benimle, göstereceğim.
Elimi uzattım ona. Parmaklarını parmaklarıma geçirip yürümeye başladı. Evlerin arka cephesi bize dönüktü. Yürüyerek geldik arkasına. Sonra ondan gözlerini kapatmasını istedim. Elini tutup evlerin önüne getirdim.- Hadi aç gözlerini.
Gözlerini açtığında hayranlıkla baktı önümüzdeki koca portakal bahçesine. İlkbahar olduğu için henüz yetişmemişti portakallar. Ama onların yerine portakal çiçekleri vardı. Elini daha sıkı kavrayıp ağaçların arasına götürdüm onu. Portakal çiçekleri çok güzel kokuyordu. Ağaçların arasında koşuşturduk biraz. Sonra dinlenmek için bir ağacın altına oturduk.- Asrın, teşekkür ederim beni buraya getirdiğin için. Ben hayatımda hiç bu kadar güzel görünen ve kokan çiçek görmemiştim.
Gülerek baktım ona.
- Ben öyle bir çiçek gördüm. Dedim.
- Nerede?
- Tam karşımda duruyor, ben senden güzel çiçek görmedim Meyra.
Utanıp yanakları kızardı bir anda.
- Meyra.
Gözleri gözlerimi bulduğunda konuştum.
- Sen benim olsana.
- Zaten senin değil miyim? Dedi. Güldüm.
- Hayır sevgilim ol istiyorum Meyra.
Bana baktı, sonra gökyüzüne bakıp konuştu.
- Hava bugün baya güzel, olurum.
Ne dediğini anlamıyordum. Bir şeyler mırıldandı kendi kendine.
- Meyra bu portakal bahçesi bizim artık. Bana dedemden miras kalmıştı. Babam ne yaparsan yap diyordu. Dedim gülerken. Hemen yandaki evlerden birini göstererek;
- Bak şu turuncu ev de bizim. Burası ara ara gelip ailece takıldığımız bir yer. Ama son zamanlarda sadece ben geliyorum. Dedim. Meyra beni dinlemiyor gibiydi.
- Gidelim mi artık Asrın? Dedi bir anda.
- Nasıl istersen güzelim. Ama bana biz söz verir misin? Bir gün tekrar buraya geleceğiz birlikte di mi?
- Söz, yine bir gün yine birlikte buraya geleceğiz. Ona sıkıca sarıldım o an. Kokusunu ezberlemek ister gibi içime çektim. Portakal çiçeği kokuyordu. Gülümsedim. Birkaç gün sonra her şeyin değişeceğinden habersizdim.O gece yorulduğu için Meyra dışarıya çıkmadı. Bende evdeydim. Annemler bir konuyu konuşurken daldım içeriye. Taşınmayı düşünüyorlardı, hem de portakal bahçesinin hemen yanındaki o eve. Bu fikir aslında güzeldi ama pencereden bakınca göreceğim bir Meyra olmayacaktı orada. Ne dediysem de babamı ikna edemedim. Birkaç gün içinde her şeyi topladık ve diğer eve taşıdık. Bu süre içerisinde Meyra'yı hiç göremedim. Sadece arada sabahları keman çalmak için balkona çıkıyordu. Melodisini çalıyor, içeriye gitmeden önce de bana muhakkak el sallıyordu. Diğer eve taşındığımız günün sabahı Meyra'yı göremedim o balkonda. Taşıma işiyle uğraştığımız için benimde boş vaktim olmadı hiç. Akşama doğru işler bittiğinde o evde uyuyakaldım. Meyra'yı koskoca bir gün görmemiştim ve bu bana çok kötü hissettiriyordu. Diğer gün hayatımın en can yakıcı günüydü. Sabah Meyralar'ın evine gittim. Kapıyı çaldım defalarca. Balkonlarına seslendim. Ses yoktu. Evlerinin kapısının önünde, saksının hemen altında bir not buldum. Notta yazanlar, canımı hayli yakmıştı.
"Yeryüzü yıldızı artık senin değil. Çekip gitti buralardan, yıldız olmak istemedi."O gün; İki Nisan Pazartesi.
En güzel çiçeğim pazartesi günü öldü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bütün çiçekler pazartesi günü öldüler'❃
Short Storyya da belki, bütün çiçekler pazartesi günü yaşamaya başladılar. -lltamamlandıll-