KARMA: "2"

43 1 1
                                    



Güneş, ışığının eşini selamlarken Birinci Atlı tenini okşayan sıcaklığını büyük bir minnetle kabul etti. Otuz yıldır atıyla, Dünya üzerinde çiğnemedikleri toprak kalmamış ve artlarında bıraktıkları duman; o topraklara huzur getirmişti. Şeytan'ın fısıldadığı minik fitne kıvılcımlarını ufak ateşlere, ardından yangınlara ve bununla da yetinmeyip cehenneme çeviren insanoğlunun kulaklarına barışın melodilerini doldurmuştu.

Her yurttan geçerken peşine atıyla bir yiğit mutlaka katılmıştı. Ardına topladığı bir ordu dolusu süvariden geriye yalnızca on iki tanesi kalmıştı. Birinci Atlı, beyaz atını yavaşlattı ve ihtişamlı gökyüzüne bakarak gülümsedi. On iki yoldaşı onunla beraber yavaşlarken gökyüzü her şeyi önceden anlamışçasına bulutlanmaya başladı.

Rüzgar, içli bir nefes vermişçesine Birinci Atlı'nın suratını okşadı.

Doğa, telaşa kapılmıştı.

Ağaçların hışırtısı, Birinci Atlı'nın kulağına endişe çığlıkları misali dolarken rüzgarın nefesi dağlarda yankılandı ve büyük bir uğultu dört bir yanı saldı.

Birinci atlı, seri bir hareketle atından indi. On iki cengaveri de onunla birlikte atlarından inerken Birinci Atlı, Kral, tacını düzeltti. "Dostlarım," diye başladı sözüne. Okyanuslardan daha mavi olan gözlerini yumup etrafını işaret etti. "Duyuyor musunuz?"

Gökyüzü daha da kasvetlenirken dağlardan yükselen ıslık sesi kulakları tırmalıyordu.

On iki yoldaşının başı hüzünle öne eğilirken Birinci Atlı gülümsedi. "Kısa bir süreliğine de olsa dünyada barışı sağladık." Dedi. Gözlerinde saklayamadığı bir hüzün, bakışlarını bulutlandırdı. "İnsanoğlu'nun zayıflığı... Aldanmaları onların sonu olacak. Bu sonsuzlukta yazıldı. İnşa ettiğimiz barışı koruyamayıp İblis'in fitne tohumlarından tadacaklar, İkinci Atlı bunu ateşleyecek, Üçüncü Atlı harlayacak ve Dördüncü Atlı bunu söndürecek."

"İkinci Atlı'nın ne zaman yeryüzüne ineceği meçhul lakin alametleri gördüğünüzde bilin ki, O, ya yeryüzündedir ya da ansızın inecektir."

Birinci Atlı, yoldaşlarının arasında dolanmaya başladı. Adımları öylesine zarifti ki, bastığı toprak mest oluyordu. "İkinci Atlı'nın alametleri," dedi ve derin bir nefes çekti. Gelecek, zihnine güneş gibi doğarken gözlerine yansıyan hüznü, yoldaşlarının yüreğine oturdu. "...insanlar, acımasızca birbirini boğazlayacaklar ve sebepsizce birbirlerini öldürecekler. Öyle ki, düşmüş olana el uzatmak yerine tekmeleyecekler ve cebindeki son ekmeği çalacaklar. Sağladığımız barışın, keskin bir kılıçtan geçtiğine ve oluk oluk kana şahit olacaksınız."

Birinci Atlı, ilk yoldaşının omzuna usulca dokundu. İlk yoldaşının tüm bedeni ürperdi. "Simon," dedi ve gülümsedi. "Sizleri, şu an var olan mutlak barışımızın, daha uzun sürebilmesi için elçi olarak tüm diyarlara atayacağım. Sizler, Barış'ın Havarilerisiniz "

İlk yoldaşın, Simon Petrus'un, omuzları gururla gerildi. "Çok sevgili, Simon," diye mırıldandı Birinci Atlı altın sarısı saçları rüzgarda savrulurken. "Seni, Roma İmparatorluğu'na layık gördüm, oraya git ve inşa ettiğimiz barışı koru."

Simon Petrus, Birinci Atlı'nın gözlerine son kez dolu dolu baktı.

Kral, Simon Petrus'un bakışlarındaki anlamı biliyordu. Bu yolculuklar, tarifsiz bir acıyla son bulacaktı. Kral gibi onun en yakını, en değerli evladı, öğrencisi olan Simon Petrus da bunu biliyordu.

Kral, O'nun sonunu gözlerinden okumuştu.

Simon, atına çevik bir hareketle atladı ve ufka doğru sürdü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin