Memur söylediğiyle benim oradan çıkmamı engellemiştir sanki. Beynim hala gitmemi istiyorken kalbim kalıp bilmem gereken her neyse öğrenmem için bana baskı yapıyordu. Kalbim bir an için beynime üstün gelmişti ve geri dönüp tekrar o sandalyeye oturmuştum. Memurun acıyarak bakması rahatsız edici olsa da söyleyecekleri için buna maruz kalmaya hazırdım. Dudaklarını araladı. Sanki canımı yakmak istemiyor ve bunu geciktirmek istiyor gibi görünüyordu. Sonunda konuşmaya başladı:
-Annenin cesedi otopsi sonrası kayboldu.
Tepkimi görmek istercesine beni izliyordu. Odayı kaplayan sessizliği bozmuştum. Gecikmiş bir tepki vermiştim. Yalnızca 'Ne!' diyebilmiştim ve ağlamaya başlamıştım. Bir anda ne yapacağımı bilmeyerek ani bir şekilde kalkıp odayı terk ettim. Koşarak tuvalete girdim. Kimse yoktu. Aynadaki yansımama baktım. Bitmiştim,bitmiş... Acınacak durumdayım. Yukarıdan özensizce topladığım kahverengi saçlarıma baktım. Annem ne çok severdi saçlarımı. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerime baktım. Yavaşça sildim göz yaşlarımı ve yüzümü yıkadım. İyisin dedim kendi kendime. Annemi üzmeye niyetim yoktu. Kendimi toparlamaya çalıştım ve çıktım oradan. Kapıda Chris ve Ege beni bekliyordu. Chris hala dik duruyor iken Ege çoktan ağlamaya başlamıştı. Hızlıca oradan ayrılmak istiyordum ama Ege benden de çok sarsılmıştı. Yanına gittim ve ağlamamasını istercesine bir bakış yolladım. Tamam anlamına gelecek şekilde kafasını yukarı aşağı salladı. Sonra beraber çıkışa yöneldik. Chris hiçbir tepki vermiyordu ve bu biraz tuhaftı.'Chris' dedim. Arkasını dönüp bakmadı bile. Yalnızca 'Efendim?' demekle yetindi. omuzuna dokunmak istedim aslında ama bunu yapabileceğimi pek sanmıyordum. Kolum havada beklemek istemiyordum. 'İyi misin?' diye sordum ve bunu yaparken hızlıca önüne geçmiş gözlerimi gözlerine dikmiştim. Sert bir duruşu vardı ama sanki dokunsam ağlayacak gibiydi de. Sarıldım ve ben daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Of olamaz hayatım ağlamakla geçmemeli. Son 1 saat içinde kaç kere ağladığımı ben bile hatırlamıyorum. Chris bir anda sarıldığımda afalladı. Sonra havada kalan kollarını belime sardı. Beklemediğim bir şekilde Ege de gelip sarıldı. Sanırım bir ya da iki dakika öyle kaldıktan sonra ben geri çekildim. 'Tamam bu kadar yeter çocuklar. Lütfen eve gidelim. Duyduklarımı sindirmem gerekiyor. ' İkisi de onayladı beni ve eve döndük. Kapıdan içeri girer girmez ilerideki koltuğa bedenimi bıraktım. Gözlerimi yumdum. Memurun sesi kulaklarımı dolduruyordu. İkisi de bir yanıma oturdu. Ege:-Arya biz her durumda yanında olmaya hazırız. Bunu sende biliyorsun. Sadece bir süre bu olayı düşünmeden geçirmen gerekiyor. Kendini toparlamadan nasıl bulacaksın ki?
O haklıydı. Belki de bir süre uzaklaşmalı okula dönmeliydim.
-Evet haklısın. Okula dönüp biraz bu olaylardan uzaklaşıp kafamı toparlamalıyım. Ama okulda sizin desteğiniz olmadan o insanlarla başa çıkamam.
Ben öyle dediğimde bir anda Chris:
-Sen gelmeyeceğimizi falan mı düşündün? Bunu düşünmen bile saçmalık. Sen böyle bir karar verirsen seni oraya asla yalnız göndermem.
Ben bakakalmıştım. Galiba okula dönüyorduk. Hep beraber okula gideceğiz.
-Bankın mutlu görüneceğiz tamam mı? Kimsenin konuşmasına fırsat vermeyeceğiz.
İkisi de kafasını salladı. Sabah erkenden uyanmıştım hazırlanmıştım. Sonra çocukları uyandırmıştım. Onlar hazırlanana kadar kahvaltı hazırladım. İkisi de aşağı aynı anda indiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim Öğrencisi
Mystery / ThrillerO günün diğerlerinden bir farkı yoktu ta ki o kapıyı açana kadar...