Gözüm yolda gönlüm darda
Ya kendin gel ya da haber yolla
Duyarım yazmışsın iki satır mektup
Vermişsin trene halini unutupKara tren gecikir belki hiç gelmez
Dağlarda salınır da derdimi bilmez
Dumanın savurur halimi görmez
Kan dolar yüreğim gözyaşım dinmezYara bende derman sende
Ya kendin gel ya da bana gel de
Duyarım yazmışsın iki satır mektup
Vermişsin trene halini unutupÖyküsü;
Yıl 1915... Osmanlının birçok cephede savaştığı, her türden levazımın gerekli olduğu gibi her şeyden önce savaşacak askerin de gerekli olduğu yıllar. Büyük kayıpların verildiği, gidenlerin geri dönmediği çoğunun akıbetinin bilinemediği günler... İnsanımız istasyonlarda sabahlıyor, ümitle beklenen kara trenler kara haber getiriyor çoğu zaman. Anaların, bacıların, eşlerin, gözleri ağlamaktan fersiz düşmüş çaresiz bir bekleyiş sürüyor... Bekledikleri bir defa ölmüş ama her kara tren gelişinde sevenler bir defa daha ölüyor... Yorgun, bitkin ve başı eğik kara tren acı bir çığlık atarak uzaklaşırken kadınların inadına yaşatmaya çalıştıkları ümitleri, o korkunç bekleyişleri de bir ağıta dönüşüyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türküler Ve Hikayeleri
Non-FictionTürkülerimiz,buram buram Anadolu kokan,hasret kokan ilk aklımıza gelenleri ve bu türkülerin hüzünlü öykülerini sizler için derledim (içerisinde benimde seslendirdigim türküler olacak)