Sabah kalktığımda başım feci bir şekilde ağrıyordu.Bu acıyan başımla bir de sınava mı gireceğim diye düşündüm.Biraz müzik dinledikten sonra okula gitmek için hazırlandım.Kahvaltımı da yaptıktan sonra otobüse binmek için durağa yürüdüm.Dokunsalar ağlayacak moddaydım.Okula geldiğimde direk kantine inip ağrı kesici aldım. Sınıfa geldiğimde kızlar gelmişti bile. Ooo erkencisiniz dedim. Ardından elimdeki ilacı gösterip baş ağrımın sebebi sizsiniz diyip sıraya oturdum. İlaç içmeyi asla beceremeyen biriyim. Hatta içerken boğulduğum falan bile oluyor. İlacı zar zor yuttuktan sonra rahat bir nefes aldım. Kızlar gelip başımı falan okşamaya başladılar. Hoca gelince yerimize geçtik. Sınav olduğu için hoca ders çalışmak için boş bıraktı. Direk kafamı masaya koydum. Beş dakika geçtikten sonra sınıfa bakınca herkesin ders çalıştığını gördüm. O an Kaan'la göz göze geldik. Gülümseyip göz kırptı. Ben de gülümseyip başımı tekrar masaya koydum. Sınavlar kelebek sistemiyle olacağı için nöbetçi sınav dağılım listesini getirdi. Bizim grup hemen InşaAllah Su ile aynı sınıfta oluruz diye dua etmeye başladılar. Kaan hemen nöbetçinin yanına koşup listeyi alıp okumaya başladı.
Oha Su aynı sınıftayız diye bağırdı. Boş gözlerle ona bakıp yanii diyince bozulur gibi oldu.Ama yanii ne yapayım koşup sarılmamı falan mı bekliyordu anlayamadım.Liste okunduktan sonra Melek'le aynı sınıfta olduğumuzu öğrendik üstelik yanımdaki sırada oturuyordu.Kızlar biraz daha ders çalışmaya karar verip devam ettiler. Ben tabii yine sıramda boş boş oturuyordum.Zil çalınca kalemliğimi alıp Melek'le beraber sınav olacağımız sınıfa doğru yol aldık.***
Gözetmen öğretmenin dinci olduğunu öğrenen Melek halay çekerek yanıma geldi. O varya harika ötesi bir hoca ama senin kadar harika bir insan olamaz diyip sarıldı bana. Sadede gel dediğimde sen anladın beybisi diyip göz kırptı. Bildiğiniz bas baya kopya istiyordu. Kankamız ister de vermez miyiz. Tabiki anladım diyip yerime oturdum. Hoca da gelip isimleri teker teker okuyup doğru yerlere oturmamız için yardımcı oldu. Sıra sınav kağıtlarını dağıtmaktaydı. 9.sınıftan başlayıp dağıtmaya başladı. Arada Kaan ile göz göze geliyorduk. Ama hemen gözlerimi kaçırıp uzun sürmemesini sağlıyordum.Hoca 11 edebiyat diyince el kaldırdım. Derken yanımdaki elalemin çocuğu da el kaldırdı. Hemen Melek'e bakıp:Ee bu yanımdaki elalemin çocuğu da el kaldırdı dedim. Bildiğim kadarıyla ikimiz de 11.sınıfsak ve aynı sınava girecek olursak yan yana oturma şansımız Fenerbahçe'nin dünya kupasını kazanması kadar imkansız bir şeydi. Bu arada az önce Melek'e fısıldadığımı söylemiştim ya aslında fısıldadım gerçekten ama yanımdaki:Elalemin çocuğu? diyip dudak büktü. Içimden fısıldadım ya sen nasıl duydun desem de yandaki şahısa dönüp : Ne dememi bekliyordun pardon diyip göz devirdim. Elalemin çocuğu da hocaya dönüp : Hocam yeni nesil çok fena ya dedi. Ben tabii bozulmadım değil ama hiç çaktırmadan: Hocam acaba arkadaş kendisini kaçıncı yüzyılda hissediyor o herhalde sonradan geliyor. Yanii biz yeni nesil olduğumuza göre dedim. Arkadan bir kaç kişinin oooooo dediğini de duyunca yandaki elalemin çocuğuna bakıp kocaman sırıtıp yerime oturdum. Melek hayretle bizi izliyordu. Bana bakıp bravo kızıma diyip elini uzattı. Tam çakacaktım ki çok erken sevinme be gülüm dedi elalemin çocuğu. Ben en fazla gülün üstündeki dikenin olurum diyip göz kırptım. Aman Allahım umarım düzgün kırpabilmişimdir. Hoca sınav kağıtlarını alıp hanginiz 11.sınıf diye sordu. Tabii ikimiz de aynı anda ben dedik. Sonra hocaya bakıp hocam tabiki de ben dedim.Yandaki şahıs da:Bi kere senin neren 11.sınıf ya dedi. Tam konuşacaktım ki hoca hemen araya girdi. Herhalde bir karışıklık oldu.Şimdi hemen birinizi boş bir sıraya oturtalım diyip sınıfı süzdü. Ama malesef ki boş sıra yoktu ve biz de öyle oturmak zorunda kaldık. Hoca sınavı başlatınca hemen çözmeye başladım. Sınavı beş dakikada bitirip verince elalemin çocuğu bana bir değişik baktı. Sınav kağıdına bakınca neredeyse hiç çözmediğini gördüm. Ve ardından dil çıkartıp 32 diş sırıttım. Tövbe estağfurullah diyip çözmeye çalışıyormuş gibi yaptı. Ona bakıp: Arkadaşım beynini fazla zorlama bence ilerde bir gün lazım olur dedim. Yanımda oturan şahıs kaşlarını çatınca korkup sustum. Ya haklıyım ama şu an burda olması bile çok saçma. Tükenmekte olan bir şeyi Unesco neden koruma altına almıyordu hâlâ çözememiştim. Sınava az kaldığını görünce Melek'e dönüp soruların cevabını söylemeye başladım. Sınavın bitmesine beş dakika kala hoca uyarıda bulundu. Yandaki elalemin çocuğuna bakıp:50 dedim. Tam o sırada zil çaldı. Melek'le kol kola girip sınıftan çıktık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA DEĞER
ChickLitHani demiştim ya sana senin için bu acıları çekmeye değmez diye kalbinden çok özür dilerim asıl senin için bu acılar yaşanmaya değer. Sana değer.