Parıltı

Tanışma Faslı

"Ya bırak gerizekalı canımı acıtıyorsun!"

"Üf tamam be salak."

Gerizekalıya yarım saattir anlatmaya çalışıyordum. Tamam artık ayrıldık diyordum bi türlü kabul etmiyodu gerizekalı. 1 aydır çıkıyoduk ve bu mal kız yüzünden başıma gelmeyen kalmamıştı. Sırf eski kız arkadaşına kıllık olsun diye düşmanıyla çıkmaya başlarsan böyle olurdu işte. Ama okul işleride böyle yürüyordu napçan.

Daha fazla katlanamiyacagımı anladıktan sonra terk etmeye karar verdim ama kız buz devrindeki fındık görmüş sincap gibi bir türlü bırakmıyordu yakamı. Slk şey.

Ayrılma çabalarım baya bi uzun sürdü . İlk başta ona mantıklı nedenler sunmaya çalıştım.

_Bak sen benden daha iyilerine layıksın,

_Yakışmıyoruz biz. Sen sarışınsın ben esmerim yakışmıyoruz işte,

_Zevklerimiz farklı. Sen pembe seversin ben siyah,

_Ya sen sirkesin ben limon anlasana işte aynı turşuya koyulmuyoruz biz.

Ve daha neler neler... Tabi bu zeka parıltısı kabul etmedi. Neymiş zıt kutuplar birbirini çekermiş, ikimizde sarışın olsaymışız çok sıradan olurmuşuz , aşk uyuma değil aramızdaki hislere bakarmış falan filan. Sonra ben buna "Sana karşı bişey hissetmiyorum ki ben, aşk aramızdaki hislere baksın." dedim. Bu sefer de cırlamaya başladı mal.

"Bana cevap ver. Madem beni sevmicektin neden benle çıkmak istedin ? Madem ayrılacaktık neden bana ümit verdin ha ? Yaptığın hoş mu? Bi genç kızın duygularıyla oynamak bu kadar mı basit senin için? Neden benimle ayrılmak istiyosun onu bile söylemiyorsun." Sanırım kız kafayı yedi. Hadi buyur burdan yak.

Sonra birden aşkı memnu' ya bağlayınca bende şaşırdım. " Beni seviyorsun değil mi hala ? O yüzden neden ayrıldığını söyleyemiyorsun yüzüme. Tehdit mi ediyorlar seni ? Bak herşeyin üstesinden geliriz tamam mı ? Yeter ki sen iste. Sen beni terk edemezsin. Beni beni Rüya 'nı.

" Daha fazla dayanamadım ve yalan söylemek zorunda kaldım çünkü eğer daha fazla bu mal kızı dinlersem patlayabilirdim. "Senden ayrılıyorum çünkü başkasına aşık oldum. Seni aldatıyordum. Tamam mı? "Bunları söyledikten sonra kapıyı çarpıp çıktım. Bu kadar salaklık yeterdi. Bırakacaktım artık bu mal liseyi. Saçma sapan bir kız lisesinde okuyordum ve artık kendi tercihlerim değişmişti. Küçükken kızlardan hoşlanmazdım ama hoşlandığım ilk ve tek erkek olan Can yüzünden erkeklere karşı olan güvenim sarsılmıştı.

Bi babam yoktu , annem ben küçükken beni terk etmişti ve abim de bi gaydi.

Yine de abimi severdim beni sürekli düşünürdü. Para konusunda da sıkıntı yapmazdı hiç. Sırf anne ve babamız yüzünden hırs yapıp canını dişine takarak okumuştu ve şu an çok iyi bir şirkette stajyerlik yapıp okuyordu. Zaten o olamasa hoşlandığım çocuğun gerçek yüzünü göremeyecektim. Mal çocuk. Ben o çocuğu yıllarca beklemiştim. Birgün tam da hayallerime ulaşacağımı düşünmüştüm.

Ellerimi tutup " Seni seviyorum." demişti. Beni kalbimden vuran basit ,ama zehirli bir ok gibi vurulduğu tek noktadan bütün vücuduma zehrini saçarak ilerleyen bu sözleri söyledikten yaklaşık birkaç saniye sonra ellerimi bıraktı. Elimde hafif bir batma hissi vardı. Avcumun içine küçük bir not bırakmıştı. İçinde erkeklerden ömrümün sonuna kadar nefret etmemi sağlayacak tek bir kelime vardı.

"LADES"

Sözcüğü sesli bir şekilde okuduktan sonra karşımdaki yıllardır hoşlandığım mal çocuk Can kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Hem de hunharca. Evet yıllardır sevdiğin ancak sana karşılık verip vermediği belli olmayan cool çocuğu tavlamak için kanka numarası yapıp ladese girdiğin zaman da böyle oluyordu işte.

Sonradan öğrendiğime göre çocuk benim ona aşık olduğumu 7 yıllık en yakın kankimden öğrenmiş. Kankam denen o diğer mal çocuk da meğersem benden hoşlanıyomuş. Salak çocuk Mehmet, belki Can tarafından hor görülürsem onun kollarına atlicamı düşünmüş. Can denen mala gelirsek o da en başından beri biliyomuş onu sevdiğimi. O yüzden kullanmış beni yıllarca. 90 beklediğim sınavdan kağıtlardaki isimleri değiştirerek 56 almamı sağlamış ve kendisi 92 almıştı. Okulun önünde beni rezil etmiş -hem de defalarca -ertesi gün hiçbirşey olmamış gibi yanıma yaklaşıp öpmüştü beni. Hem de DUDAĞIMDAN. Onu öyle sevmiştim ki aldırmıyodum yaptığı hiçbirşeye. Yaptığı herşeye bir neden buluyordum. Kahveme tuz mu atmış ? Ay canım ya ilerde istemeye gelcek ya beni onu anlatmaya çalışıyooo. Şampuanımın içine saç boyası mı koymuş ? Bana sarının daha çok yakışacağını düşünmüştür o canım benim. Sırama yapıştırıcı mı sürmüş ? Ayy yerimden kalkıp yorulmayayım diyedir o.

İşte ben mal gibi böyle düşünürken abimle birgün Canlara gittik. Bir proje ödevim içindi. Annesi bizi kapıda karşılamıştı. Kadın tam Can ' ı çağıracakken abim kadınla birşeyler konuşmaya başlamıştı. Ben de fırsattan istifade Can 'ın odasına çıktım. Kapının önüne geldiğimde telefonda biriyle konuşuyordu.

"Ya kim olcak Derin varya hani şu bana yıllardır aşık olan mal. Abisi Utku ile gelcekler işte." İşte bu sözlerden sonra herşey kafama dank etti ve bütün acı gerçekler kirli bir çorabın yıkandıktan sonra suyun üstünde bıraktığı kirler gibi açığa çıkardı tüm gerçekleri. Gerçekler suyun altında bulanık olurlardı ve siz onları bazen sezerdiniz. Bazen de göremezdin suyun üzerindeki köpüklerden. Bazen o köpükleri siz koyardınız bazen de başkaları. Burda köpüğü ekleyen bendim. Salak ve aptal olanda . Bu olaydan sonrada bıraktım kendimi. Sadece denemek istediğim bir dünyaya direk giriş yaptım. Erkeklerle dolu bir dünya istemiyorsam kızlarla dolu olanına katlanacaktım.

Öncelikle yaptığım yazım yanlışları varsa -kesin vardır- üzgünüm. Düzeltmeye çalışıyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Şimdi hikayemi okuduktan sonra tek saniyenizi bile almayacak olan vote tuşuna bastıktan sonra tekrar yazmanızın tek bir dakikanızı bile almayacağı yorumlarınızı lütfeder misiniz plis?