***

6 1 0
                                    

       Bir genç kızın gözünden bakınca bu ilk karşı cinsten duyulan sevgi sözleriydi. Belki bundan dolayı utanıp kaçmak istedim. Aklımda geçen karmakarışık düşünceler içinde Olcay'ın hayla bahçede olduğumu merakı takıldı aklıma, sonra uykuya daldım.

Sabahın erken saatleri ve hayla Bozca Adadayım. Defne sabahları kahve içmeyi sevdiğinden her sabah bana da kahve hazırlayıp bahçedeki masaya bırakıyordu sonra beni salıncakta konuşmak için bekliyordu. Onunla konuşmak bana çok iyi geliyordu sanki uzun zamandır birbirimiz tanıyorduk gibi. Yine kahvemi alıp Defne ile salıncağa geçtik. Gözler yeni uykudan uyanmıştı bu belliydi, deniz yine kendi sersemliğinde başı buyruk dalgalanıyordu. Erken saatlerde yelken açılmıştı dalgalara. Gözlerim etrafımdaki güzelliklerden sekip incelemeye tutmuştu çevremi. Defne kahvesinden bir yudum alıp söze ilişti "Dün akşam ne konuşuyordunuz
?" Utancımdan yine kızardım. Bir şeylerin farkındaydı sanki. "Öyle havadan sudan." Kahvemden bir yudum aldım ve denizin dalgalarına takıldım ve oradan oraya şaşkın şaşkın baktım. Güler gibi tebessüm etti. "Seni sevdiğini söylemiş olması lazımdı." Evet söylemişti. Bir deniz kadar güzel olduğumu söylemişti. Belki onun gözünde ben deniz kadar sersem değildim. "Evet, söyledi." Güldü ve heyecanla ban doğru yöneldi. "Sen ne dedin, sen de seviyor musun?" Sadece olduğum yerde doğruldum ve ciddi bir sesle ona kendimi izah etmeye çalıştım. Beni anlayacağını düşündüm. "Sana saçma gelebilir ama ben ilk defa karşı cinsten aşka dair sözler duydum. Ondan dolayı utançtan kaçtım. Bana sorarsan ben ilk defa kendimi farklı hissediyorum. Sanki biraz daha büyümüştüm. Kendi irademle buraya gelmem ve birinin beni sevmesi... Her şey üst üste geldi daha hazmedemedim olayları, kendime hiç o açıdan bakmadım. Zaman gerekiyor gibi..." Kalkıp odama ilerledim. Feride Teyze erkenden kalkıp kafeye gitmişti. Bende hazırlanıp Defne ile kafeye ilerledik. Aşağıya ilerleyen uzunca bir yokuştan devasa ağaçlardan ilerliyorduk. Suskunluğum yine yerindeydi. Defne erkek arkadaşı ile telefonda konuşuyordu bu da benim kendi kendime düşünmeme sebep oldu. Bazen sadece şu aptal beynimi durdurmaya çalışsam da elimden hiçbir şey gelmiyor. Ben yine çıkmaz sokaklarda yürüyorum. Neye ulaşmak istediğim bile beli değil. Gitmem gerek. Uzaklara... çıkmaz sokakların olmadığı derin yollara. Belki o zaman sadece adım atmak durumunda kalırım...

Defne telefonunu kapatmıştı. Derin bir nefes aldım ve ilk defa denize karşı boş bakışlar attım. "Ne oldu, iyi misin?" Birden irkildim ve Defne'ye baktım. "Bir sıkıntı yok..." Yalandı aslında kendimce çok sıkıntım vardı ama bunun bir başkası için ne önemi var ki. Durdu ve yüzüme baktı. "Emin misin? Biraz dalgın gibisin." Doğru dalgındım ama neden dalgınım bir sebebi yok. "Kendimi biraz tuhaf hissediyorum." Evet iki gündür aradığım kelime buydu. Biri beni sevdiğinden dolayı kendimi tuhaf hissediyorum. Tuhaf, tuhaf ve hala tuhaf... Böyle düşündükten sonra anlamsızca gülümsedim. Defne bu gülümsemeyi yanlış anladı. "Yoksa sen de Olcay'ımı seviyorsun?" Şimdi gel de iki gün buna cevap ara. Bu kaçışı hiç böyle tahmin etmemiştim. Ben yalnız kalmak için kaçmıştım ve biri bana kalbinde yer açmıştı. "Bilmiyorum Defne, onu sevip sevmediğimi ben bile bilmiyorum." Biraz üzülmüş gibi oldu ve kaldığımız yoldan devam ettik yürümeye. Kafeye varana kadar hiçbir kelime etmedik.

Kafede çalışmak çok güzel. Tanımadığım insanlara gülümsemek iyi geliyordu. Sarı bir önlük taze sıkılmış limonata o masadan o masaya sıcak gülümsemeler... Kasiyerde hesaplara bakarken kafamı kaldırdığımda içeri geliyordu. Hiç fark etmemişim gibi geri işime odaklandım. Yanıma geldiğini bu sefer gerçekten fark etmemiştim. Seslenince irkildim. "Yel! Bir dakika gelir misin?" Neden beni dışarı çağırmıştı ki? O önde ben arkasında dışarıya çıktık. "Bu akşam sahilde arkadaşlarla buluşacağız. Müzik sohbet falan... Bize katılmak ister misin?" Gidip gitmemek arasında kararsızdım. Ben böyle düşünürken gözlerime bakıp konuşmaya başladı. "Defne de gelecek. Sen de gel. Sıkılmasın, her sene bu mevsimlerde toplanıyoruz. Eğlenceli geçiyor. Ne dersin?" Son cümlesine yetiştim. Gözlerinde takılı kalmıştım. Bu hisler bahar çiçekleri kadar güzeldi ama bana nedense tuhaftı. "Olur, benim içinde bir değişlik olmuş olur."

GİZLİ GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin