1.Bölüm

43 3 0
                                    

Bazen insanın bazı sınırlarının yanında diz çöktüğü, tuzla buz olduğu insanlar vardır.Tıpkı Enis'in sınırlarının Pınar'ın yanında yok olduğu gibi.
"Hadi baş belası indir kamp çantanı."dedi Enis homurdanarak.
Pınar yine çocukluk ve şirinlik taklidi  yapıp Enis'i kampa gelmesine ikna etmişti bu huyunu seviyordu  ne zaman bir şey istese şirinlik ve çocukluk taklidi yapar Enis'in o taş kalbini yumuşatır istediğini alırdı.
"Tamam ya alt tarafı iki dakikadır bekliyorsun geldim işte".diyerek arkasındaki içi dolu ve şişmiş çantayı kenara koyup Enis'e  arabasını gösterdi yani daha dogrusu babasının arabasını.
Enis kaşlarını yukarı kaldırmış bir Pınar'a bir de yerdeki içi dolu kamp çantasına bakıyordu.
"Şaka falan mı bu ? Diye sordu erkeksi sesiyle Enis. Elini Pınar'ın alnına koydu
"Ateşin falan da yok ."
Pınar kafasını elinden çekip,
"Ne diyorsun ya sen ateşim yok."dedi
"Bu çantayı iyi biri hazırlayamaz da ondan kızım. 2 günlük kamp iç savaşa gitmiyoruz sanki Çanakkale Cephesinde savaşmaya gidicez,kampa gidicez hani bu çadır kuruyorsun ateş yakıyorsun yemek yiyip zıbarıyorsun."dedi Enis ve konuşması biter bitmez elini kafasına koyup aklına bir şey  gelmiş gibi yana yatırdı ve konuşmaya devam etti ."Bu arada az önce iki dakika mı bekledin dedin sen cidden ateşin var bence saati bile unutmuşsun seni 16:00'dan beri bekliyorum ve saat şuan 17:02 hatta 17:02 ve 32 saniye ne zamandan beri 16:00 ile 17:02 arasında pardon 32 saniyede var,  2 dakika var ? O bir saat 2 dakika 32 saniye olmasın?"
Pınar yüzünü ekşitip Enis'e baktı ve pes etmiş gibi omuzlarını düşürdü
"Tamam  bayım haklısınız çantam dolu ama başımıza bir şey gelir diye ya ayılar gelirse yada aç kalırsak ya yağmur yağar her yer çamur olursa ve biz bataklığa batarsak yada yararlanırsak?o yüzden ve evet beklettim özür dilerim,oldu mu?"
Enis sadece Pınar'ın gördüğü manzara şeklindeki gülüşünü dudaklarına yerleştirdi,"Oldu  bu arada galiba çok survivor izliyorsun biraz izlemeyi bırak yoksa artık havale geçirdiğini düşünücem." Pınar ona gözlerini devirerek bakarken Enis çantaları aldı ve  Pınar'ın babası Mustafa Amca'nın arabasına yerleştirdi saat 5 olmasına rağmen  hava o kadar  güneşliydi ki Enis çantasından siyah güneş gözlüğünü gözüne taktı ve arabanın arka koltuğuna yayıldı Pınar da annesine kocaman sarılıp  arka koltuğa Enis'in yanına oturdu Pınar güneş gözlüğü takan Enis'e baktı Enis bunu fark edip Pınara döndü.
"Kampa güneş gözlüğü ile gelmek mi ?"diye sordu
"Enis Alp farkını bilmemek mi ?" diye uklaca cevapladı Enis .

BuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin