İLK GÜN

143 11 12
                                    

Mutimedyada Sophie

Sophie uyandı. Okula gitmek için sabırsızlanıyordu. Hemen kalktı. Banyonun yolunu tuttu .Yüzünü yıkadıktan sonra aynaya uzun uzun baktı. Evet nihayet bitiyor diye düşündü kendi kendine

.

''İşte son sınıfsın sophie. Son yılın'' dedi. Sözünü aniden bir ses böldü bu annesi Mia , O na sesleniyor ve aşağıya kahvaltıya inmesi için ısrar ediyordu. Sophi pek kahvaltı yapmayı sevmezdi.

Bu gün için bir istisna yapmayı düşündü ve ''geliyorum anne '' dedi gür bir sesle. Aşağıya indiğinde her şey dört dörtlüktü. Krepler, tostlar,taze sıkılmış portakal suyu her şey ama her şey

düşünülmüştü. Sophie ''masada bir kuş sütü eksik'' dedi. Annesi ''senin için. Nihayet son sınıf oldun.'' Sophie gülümsedi. Annesi ''hangi üniversiteye ve hangi bölüme gideceğine karar verdin mi?''

diye sordu. Sophie henüz buna karar vermememişti ve karar vermeyede kendini hazır hissetmiyordu. Bu durumu ailedeki kişilere teker teker açıklamıştı ama annesi bunu sormaktan bir türlü

vazgeçmiyordu. Sophie tepki olarak buruk ve birazda sinirli bir bakış attı.Portakal suyundan bir yudum aldı ve yukarı doğru giyinmeye çıktı. Üstüne kırık beyez bir bluz altınada buz mavisi

bir trençkot ve dizlerine kadar uzanan gri tonlarında bir hırka. İlk gün için biraz basit kaçıyordu belki ama o rahatlığı seviyordu. Özenle beline kadar uzanan açık kumral saçlarını taradı.

Saçlarına çok önem verirdi. Bir kadının en önemli parçasıydı saçları onun için. En sonda eyfel kulesi görünümünde çok şık ve zarif olan gümüş kolyesini taktı. Sophie bu kolyenin ona şans

getirdiğini düşünüyordu ve bu kolyeyi takmanın ilk gün için verdiği en iyi karar olduğunu düşündü. Bir kaç dakika sonra kapı çaldı bu gelen ablası Abigail olmalıydı. Hemen aşağıya indi.

Abigail Sophi'nin üstüne çok düşer ve onu her zaman küçük kız kardeşi olarak görürdü. Abigail bitkisel ilaç ve merhemleriyle ünlüydü hatta Times dergisinde de bir sayfalık bir bölümü vardı.

Ablası her türlü şey için bitkieri karıştırarak çeşitli içeçekler ve merhemler hazırlardı. Neden gelmesinden çok bu sefer nasıl bir şey hazırladı ve ona zorla içireceği şeyin tadını merak ediyordu.

***

Grace ''Selam'' diye seslendi ve geriden hızlı adımlarla Sophie'ye yetişti. Grace Sophie'nin lise başlangıcında tanıştığı ve o günden sonra en yakın dostuydu. Her şeyi beraber

yaparlardı.Grace uzun boyluydu.Sarı küt kesilmiş saçları ışıl ışıldı. Grace el ve tırnak temizliğine çok önem veriridi ve bu yüzden elleri hep manikürlü ve kremli olurdu.

Sophie Grace ile bir kaza sonrası tanışmışlardı. Okulun ilk günüydü ve Sophie kendini yanlız ve birazda dokuzuncu sınıf olmanın verdiği etkiyle ezik hissediyordu.

Biri vişne diğeri limon olmak üzere iki top dondurma almıştı ve sakin bir köşeye çekilmişti. Tam o sırada bir şansdır ki (bunu bir kötü kaza olarak görmüyordu çünkü bu ona Grace'i

kazandırmştı.) ayağı taşa takıldı ve dondurması Grace'in t-shirtüne bulaştı. Sophie korkarak ve istemeyerek yavaş yavaş başını kaldırdı. Onun çok kızmasını beklerken Grace ona gülerek

yaklaşmıştı o da şaşkın bir ifadeyle gülmeye başlamıştı. O günden sonrada zaten en yakın dost olmuşlardı.

Sophie Sophie......

''daldın gittin.''dedi Grace. ''Ha aaa şey'' gülümsedi. ''tanıştığımız günü düşünüyordumda.''

''Evet o zaman da böyle dalgın ve sakardın zaten'' dedi Grace. Ardından büyük bir kahkaha eşliğinde okula doğru yürüdüler.

Arkadaşlar bu benim ilk kitabım sonraki bölüm vote durumuna göre gelicek
Desteklerinizi bekliyorum.

Dokuz Peruklu KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin