Dokuz Peruklu Kız

HER ŞEY BİR RÜYA GİBİ

Multide Matt ve Sophie

Zaman çok çabuk geçiyordu ve okulun ilk dönemi bitmişti bile. Bu çarşamba okulda doksanlar balosu verliyordu ve baloyu da Sophie düzenliyordu. Parti salonunda herşey hazırdı. Sophie son bir kez

bakmak için balo salonuna indi ve her şeyi yeniden gözden geçirdi. Işıklar,masalar,süsler,balonlar gayet iyiydi ve birbirleriyle uyum içerisindeydi. Kapıyı kapattı ve arkasını döndü.

Yüreği ağzına gelmişti.

'' Aman tanrım. Grace ödümü patlattın. ''

'' Hadi ama titre ve kendine gel tatlım parti üç gün sonra ''

'' Biliyorum ben organize ediyorum unuttun mu? ''

''Hayır ben Paul'la gidiyorum sen kimle gidiceksin? ''

Olamaz Sophie tüm bu hazırlıklar için uğraşırken bunu unutmuştu.

'' Ben mi? şey eee ben kimseyle gitmiyorum daha doğrusu buna ayıracak vaktim olmadı.''

'' Tek başına gelemezsin ama''

'' Çok işim var sonra konuşalım mı? ''

Sophie birini bulmayı unutmuştu ama onada kimse teklif etmemişti zaten '' Belki de gerçekten tek giderim diye düşündü.''

***

Sabah güneşli olan hava öğleye doğru kendini bozmuş ve güneş zar zor gözüküyordu ama hava hala sıcaktı. Sophie arka bahçeye doğru yürüdü. Kafasını kaldırdı. Bu SeaJin'di. Bir köşede

oturmuş kitap okuyordu. Yanına doğru yaklaştı.

'' Selam. ''

'' merhaba ''

Sophie arkadaşının yanına doğru oturdu ve

'' Partiye geliyormusun? ''

'' Aslında hayır. ''

'' Neden? Ben düzenliyorum gelmeisin''

'' Şimdiye kadar kimseden teklif almadım.''

Sophie güldü.

'' Mesele bu muydu yapma ben de almadım beraber gideriz olur mu? ''

SeaJin '' Tamam '' diyebildi sadece.

***

Sophie eve geldiğinde saat çok geç olmuştu. Kapıya doğru ilerledi ve çantasından anahtarlarını çıkardı. Kapının kolunu bulmak için başını aşağıya doğru indirdi. Paspasın üstünde küçük bir mektup vardı

ve özenle konulduğu belliydi. Mektupta şöyle yazıyordu;

'' Çarşamba günü olan partiye benimle gelmek istermisin? Matt.''

Matt Sophie'nin orta okuldan beri en iyi arkadaşıydı. Ailesi bir trafik kazasında öldüğü için okuldan sonra Grill'da çalışıyordu ve bir yandanda burs almak için okul takımına girmişti. Kardeşi Sally onun herşiyiydi.

Sophie muhtemelen bu teklifi kabul edecekti çünkü başka kimse onu davet etmemişti. İçeriye girdi. Basamakları ikişer ikişer çıktı. Yatağına uzandı ve o gün olanları düşündü. Birden aklına SeaJin geldi ona

yanlız gideceğini söylemişti onu aramalı ve durumu açıklamalıydı. Yapamadı çok yorgundu. Bu işte sabaha kalsın diye düşündü.

***

Sabah alarmın sesiyle uyandı. Banyoya doğru yürüdü. Yüzünü yıkadı. Odasına geçti. Koyu renk kırmızı kazağıyla deri siyah eteğini giydi. Alt kata doğru indi. Kapı açıktı ve kapının önünde de Abigail duruyordu.

Sanki biriyle konuşuyor gibiydi. Kapıya doğru yanaştı. Bu matematik öğretmeni Stephen'dı. Ablasıyla konuşuyordu. Acaba niye geldi diye düşündü içinden.

'' Merhaba.''

'' Merhaba Sophie.''

Abigail hemen araya girerek '' Sophie Stephen benim yakın arkadaşım. Beraber bir dergi editörüne gideceğiz. Bitkilerim için.''

'' Tamam.'' diyebildi sadece ve mutfağa doğru yürüdü. Çok şaşırmıştı. Bay King'in ablasının arkadaşı olduğunu neden bilmiyordu. Ablasını pekte iyi tanımadığını anladı o an.

Her sabah olduğu gibi Grace ile biirlikte okula gittiler. Sophie ona dün gece olanları anlattı.

Okul bahçesine girdiklerinde SeaJin Sophie'ye doğru geliyordu. Sophie dün geceyi hatırladı ve

'' Sea eee ben baloya yanlız gitmiyorum.'' SeaJin gülümsedi.

'' Önemli değil.''

''Gerçekten mi? Yani eğer istersen iptal edebilirim.''

''Evet. Çünkü ben de biriyle gidiyorum.''

Sophie gülümsedi. Onu bu hayatta üzebilecek tek şeyin dostlarının ve yakınlarının incinmesi olacağını düşündü.

***

Sophie çıkışta Matt'i gördü. Matt

''Kabul edecek misin?''

'' Elbette ''

İki dost eve doğru beraber yürüdüler.

ÇARŞAMBA.....

Sophie kırmızı.dantel deseni elbisesini giydi. Ayakkabıları ve saçlarıyla çok güzel görünüyordu. Bir kaç dakika sonra Matt geldi ve çıktılar.

Yolda giderken Grace ve Paul'u gördüler gerçekten mutlu gözüküyorlardı. Parti salonuna girdiklerinde Sophie büyülenmişti. Her şeyi o hazırlamıştı ama bu kadar da güzel

durabileceğini tahmin etmemişti. İçeriye doğru ierlediklerinde bir kaç ağızdan

'' Harika parti Sophie''

'' Çok güzel olmuş.''

diye sesler yankılanıyordu. Bu Sophie için yeni bir şey değildi zaten okul başkanıydı ve böyle şeyleri sık sık duyuyordu.

Müzik çaldı ve herkez dans etmeye başladı. Grace, SeaJin,sasha,sally......

Matt '' dans edelim mi? ''

Sophie'nin de canı sıkılıyordu. ''tamam.''

Matt harika dans ediyordu. Böyle dans etmeyi nerden öğrenmişti. Matt ile en son yedinci sınıftayken dans etmişti ve üç gün zar zor yürümüştü. Matt o gün onun ayaklarını ezmişti.

Ama bu gün harika dans ediyordu.

Sophie o gün çok eğlenmişti. Her şey harikaydı.

Sophie evin önüne gelmişti. Matt'e teşekkür etti ve içeri girdi. O gün olanları düşündü. Bu güne kadar hazıradığı en güzel partiydi.

Peki ama neden şimdi böyle düşünüyordu?

Bu partinin diğer partilerden farkı neydi ki?

Evet 3. Bölümde geldi.
Hikayenin anlatım tarzını biraz değiştirmeyi düşünüyorum.
Sizde fikirlerinizi söylerseniz çok sevinirim.