Özel Bölüm《4》

6.5K 413 230
                                    

"Canım acıyordu... O benim canımı yakıyordu... Her şeyi ile..."
_

Jimin bitmek bilmeyen hıçkırıkları ve gözyaşlarına sesli bir şekilde küfür etti. "Sikeyim! Ben her gün sana bu gözyaşlarımı akıttım! Fakat sen gelmiş beni hırpalıyorsun. "

Bağırmaktan çatallaşan sesi ve acıyan boğazı ile sertçe yutkundu Jimin. Nefret ediyordu, içindekileri kusarken böyle olmasına.

"Jimin?"

Jimin, geri sendeleyerek elini burnuna attı. Bir sıcaklık hissetmişti. Elini geri çekip baktığında ise metalik tatlı sıvıyı görüp, yere kapaklanması uzun sürmemişti....
_

"Yardım edin! B-bayıldı! Sikeyim, çekilin önümden!"

Jungkook koşarak okuldaki insanların arasından revire ulaşmaya çalışıyordu. Fakat, sanki öğrenciler ona inat önüne geçiyordu. Bakışlarını kucağındaki baygın, soluk tenli Jimin'e çevirdi. Sâhi ne kadar süredir ona dokunmuyordu? Görmeyeli baya zayıflamış, kemikleri hissediliyordu. Jeon, gözlerini kırparak su tanelerini özgür bıraktı.

Onun yüzünden bu hâldeydi ve bu Jungkook'u deli ediyordu!
_

Revirin içerisinde voltalar atıyordu Jungkook. Tanrı bilir, kaçın kez odayı dönmüştü. Hemşire, Jimin'e taktığı serum ile bakışlarını endişeli çocuğa çevirdi.

" Endişenme, o iyi. Sadece yorgun düşmüş. Düzgün beslenmiyor olmalı. Bir şey mi oldu? "

Jungkook, omzuna konan el ile volta atmayı bırakıp elin sahibine döndü.
Çekinerek başını aşağı eğdi.

" Biz, biraz tartıştık. Fakat, büyük bir şey değildi. Böyle olacağını tahmin etmemiştim... "

Hemşire, içini ısıtacak şekilde gülümsedi. Masasına doğru ilerleyerek eline kağıt ve kalem aldı.
" Pekala, bana ikinizinde ismini söyle. İzin kağıdı yazacağım. Yanında dur ve serumu bitincede biraz dinlensin. Sonra evine gitsin. Güzelce yemeğini yiyip uyusun. Dinlenmesi gerek. "

Jungkook onaylar bir şekilde başını aşağı-yukarı salladı. Hızla hemşireye ikisininde adını söyleyip Jimin'in yanına adımladı. Hemşire odadan çıkınca Jungkook, zorla tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.

Onun yüzünden bu hâldeydi. Başını çevirip Jimin'e baktı. Tombul yanakları neredeyse kaybolmuştu. Jungkook, onun yanaklarını çok severdi. Fakat, şimdi o yanaklardan eser kalmamıştı. Ve bu Jungkook'un bir kere daha kendisine küfür etmesine neden olmuştu.
_

Hâlâ Jimin'in başında oturmuş, uyanmasını bekliyordu. Serumun bitmesine az kalmıştı ama o hâlâ baygındı ya da uyuyordu.
_

Ağlaması iç çekişlere dönen Jungkook, hıçkırarak etrafa bakıyordu. Cebinde ne zamandır titreyen telefonunu hiç eline almamıştı. Jimin'e bakamıyordu. Utanıyordu. Ona bakınca, utanıyordu...

Hâlâ inat ile çalmaya devam eden telefonunu hıçkırarak elleri arasına aldı. TaeHyung, arıyordu.

" E-efendim? "

" Neredesin? Jimin iyi mi? "

" O baygın. Uyuyor hâlâ... " Hıçkırarak tekrar ağlamaya başladı. " Tamam, sakin ol Jungkook. O iyi, bir şey olmayacak. Uyanınca adam akıllı konuşun. Tamam mı? Şimdi hoca geliyor kapatmalıyım. Beni haberdar et. "

" T- tamam. " Jungkook telefonunu hızla kapatarak cebine attı.
"J-jungkook..." Jungkook, adının telaffuz edilmesi ile gözlerini kocaman araladı.

Jimin uyanmaya başlamıştı ve o...

O, Jungkook'un adını sayıklıyordu...

Jungkook hızla oturduğu yerden doğrulup Jimin'in yanına gitti. Serumlu elini, kemikli elleri arasına alarak masum bir öpücük kondurdu.

"Buradayım Jimin. Yanındayım. Budan sonra hep yanında olacağım meleğim...."

Jimin, yavaşça gözlerini aralayıp Jungkook'a baktı. Jimin'in de ağlamaya başlamasi ile Jungkook da ağlamaya başlamıştı.

Sürekli ona 'hep yanında olacağını, iyi olacağını' söyleyip duruyordu. İkili bakışlarını birbirinden kaçırarak sessizce serumun bitmesini bekledi.
_

Yaklaşık 15-20 dakika sonra serum bitmişti. Jimin, derse gitmek için ısrar etsede tabii ki Jungkook izin vermemişti. " Hemşire dinlenmeni istedi Jimin. Eve gidiyoruz. "

Jimin anlık duraksama ile sabit bir şekilde Jungkook'a baktı.  " Gidiyoruz? Ben lanet olası evime gidiyorum. Sende ne hâlin varsa gör! "

Sinirle gözlerini yumdu Jungkook. Cidden onu çok zorluyordu ve şuan karşısındaki eğer Jimin olmasaydı onu çoktan pataklamıştı. " Sana fikrini soran olmadı Jimin. Kalk gidiyoruz!"
_

İkili Jungkook'un evine doğru yol alıyordu. Fakat, bundan Jimin'in haberi yoktu.
_

Jungkook, arabasının içerisinde yola odaklanmaya çalışarak devam ediyordu. Jimin kendi evini tarif etsede Jungkook kendi evine doğru yol alıyordu. " Hey! Buradan dönecektin. Napıyorsun? Evim o tarafta değil! "

Umursamayarak arabayı sürmeye devam etti Jungkook.
_

Evinin önüne vardığında başını yanında uyuyan Jimin'e çevirdi. Sâhi, ne zamandır uyuyor? "Jimin?"

Onu uyandırmamayı düşünerek hızla arabadan indi. Jimin'in olduğu tarafa gidip onu kucağına aldı. Cidden, çok fazla zayıflamıştı. Hızla eve girip, Jimin'i kendi yatağına yatırdı. Üzeri toz içerisindeydi ve uyurken rahatsız olacağını düşünerek kendi kıyafetlerinden uzun bol bir tişört aldı Jungkook.

Jimin'e bakmamaya çalışarak yavaşça okul kıyafetlerini  çıkarttı. İstemsizce gözü süt beyazı tenine kayıyordu. Jungkook daha fazla oyalanmayarak hızla tişörtü geçirdi miniğin kafasından. Sırt üstü yatağa yatırarak elini pantolonunun kemerine attı. Elleri titriyordu... Jimin'e dokunmak onu mahvediyordu!

Hızla üzerindeki pantolondan kurtularak ufak bir bakış attı, ince bacaklara. Kendine engel olamayarak elleri bacaklarında dolandı. Ufak bir öpücük kondurarak beyaz tene geri çekildi. Giyindirdiği tişörtü düzelterek bacaklarının az bir kısmını örtmesine izin verdi. Üzerini örterek yanından ayrıldı.
_

Çalan telefonu ile Jungkook hızla tişörtünü giyindi. Tae, arıyordu. Olanları anlatarak telefonu kapattı Jungkook. Çünkü, içerideki meleğinin yanına gitmesi gerekiyordu.

Odaya geri dönerek Jimin'e baktı. Kocaman yatakta minicik bir kesime kıvrılmış uyuyordu. Bu hâline istemsizce güldü Jungkook. Yanına kıvrılarak minik bedeni kendisine çekti. Ellerini beline koyarak vücutlarının tamamen temas etmesini sağladı.

Bir eli yavaşça dairler çizerek belinde geziniyor,  diğer eli ise yüzünde. Karşısındaki güzellik ona çok fazlaydı. Sadece bakarken bile kalp krizi geçirebilecek türdendi. Yavaşça uyumaktan şişen dudaklara yaklaştı. Onu öpmeyecekti. Jimin'in izni olmadan asla yapmayacaktı. Tebessüm ile minik burnuna öpücük kondurdu. " Seni seviyorum. "

Kokusunu akciğerlerine depolayarak gözlerini kapattı....
_

Selam.
Umarım beğenmişsinizdir.
Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum....

《Hey!》Jikook [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin