( Medyadaki benim hayalimdeki Güneş. Eğer hayalinizdeki Güneş daha farklıysa istediğiniz gibi hayal etmeye devam edin. Sadece benim hayalimdeki Güneş'i görmenizi istedim.)
********
Yüzümü okşayan rüzgar ve dalga sesleri ile birlikte gözlerimi yavaşça açtım. Hala Jimin'in göğsünde yatıyordum. Yüzümde kocaman bir tebessüm oluştu. Kafamı kaldırmamla Jimin tekrar kafamı göğsüne yatırdı ve " Birkaç dakika daha böyle kal." dedi. Gülümsedim ve kollarımı beline sardım. Saçlarıma minik minik öpücükler konduruyordu. O kadar huzurluydum ki sanki hiçbir şey bu mutluluğumu bozamazmış gibi hissediyordum.
G: Jimin'shi belim ağrıdı artık ama.
Jimin beni üstünden atınca neye uğradığımı şaşırdım. Ağzım şaşkınlıkla açılınca bu halime kahkaha atmaya başladı.
G: Sen beni fırlattın mı daha demin?
Jm: Imm... Şey sanırım öyle oldu Ufaklık.
Deyip gülünce sinirle ayağa kalkarken avucuma doldurduğum bir avuç kumu sanki ona sarılacakmış gibi yaklaşıp üstüne attım. Bu sefer gözleri şaşkınlıkla açılan taraf oydu. Yüzümde zafer gülümsemesi oluştu. Ama sanırım 2 saniye falan sürdü bu çünkü şuan saçlarım dahil her yerimde kum tanelerinin olduğundan eminim. Ufak bir çığlık atıp üzerimdeki kumları temizlemeye çalıştım. Bazı taneler içime girdiğinden huylanıyordum ve garip garip şekillere giriyordum. Biran da Jimin'in yanımda olduğunu ve dışarıda olduğumuzu unutup üzerimdeki ceketi çıkartıp yere attım ve daha sonra da tişörtümü çıkarttım. Jimin koşarak yanıma geldi ve hemen bana sarılıp elleriyle etrafımı kapatmaya çalıştı. O an ne yaptığımı kavrayınca hafif bir çığlık attım.
G: Jimin ben bir anlığına unuttum nerde olduğumu. Allah kahretsin çok utanıyorum.
Jimin eğilip yerden tişörtümü aldı ve üzerime geçirmemi sağladı. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğundan eminim. Utançla başım önde ceketimi de giydim ve kafamı kaldırıp Jimin'e baktım. Bana bakmıyordu. Kızmış mıydı acaba? Zorlukla yutkunduğunu görünce sinirlendiğini düşündüm ve yavaşça ellerini tutup konuşmaya başladım.
G: Jimin... Yani nasıl desem isteyerek yaptığım bir şey değildi. Seni utandırdıysam özür dilerim. Hatta şuan yanından gitmemi istersen gidebilirim. Gideyim mi? Ha?
Jimin ani bir şekilde kafasını bana çevirdi ve;
Jm: Saçmalama Güneş. Sence senden utandığım için mi böyle davranıyorum?
Kafamı usulca sallayınca ellerini yanağıma getirdi ve tam gözlerimin içine bakarak;
Jm: Beni etkilediğinin farkında değil misin ufaklık. Beni etkiliyorsun. Senden çok etkileniyorum... Hemde çok. Ve seni çok seviyorum.
Usulca gülümseyip yanağına öpücük kondurdum ve biraz ağzımda geveleyerek de olsa " Sende beni etkiliyorsun Jimin'shi." dedim. Jimin duymasına rağmen duymamış gibi davranarak bir daha söylememi isteyince ondan kaçmaya başladım. Tabi o da beni kovalamaya...
2 Hafta Sonra
Hastane odasında uzanmış operasyon için beni götürmelerini bekliyordum. Hijyen nedeninden dolayı yanımda ne Jimin vardı ne de tanıdığım biri. Kendimi yapayalnız ve korkak hissediyordum. Evet çok korkuyordum. Çünkü bu operasyon büyütülmeyecek bir şey gibi dursada riskleri vardı. Ve o risklerin gerçekleşme olasılığı beni çok korkutuyordu. Gözümden akan yaşı silmemle doktorun ve 2 tane hemşirenin içeri girmesi bir oldu. Hemşirelerden biri gelip kolumdaki serumu çıkarttı. Doktor bir şeyler gevelesede ne dediğini anlayamamıştım. Odadan çıkarılınca dışarıda bekleyen kalabalıkla gözlerim doldu. Sevdiğim herkes burdaydı. Annem, babam, Jimin, üyeler, menajer unni...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM
FanfictionHayallerinin ülkesine ve hayallerinin 7 deli dolu oğlanına kavuşan bir kızın bu 7 deli dolu oğlan ile geçirdiği bazen eğlenceli bazen hüzünlü bazen çılgın kardeşlik hikayesine var mısınız?