Ah anladım ya, kalbim hızlı atıyor çünkü sonuçta Jungkook benim hayranı olduğum grubun bir üyesi. Başka ne olabilirdi ki zaten. Kendi kendime gülüp bize ait pratik odasına girdim. Menajer unni, Loi ve dans eğitmenimiz içerideydi. Oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı.
G: Selam.
Dedim. Loi sesimi duymasıyla birlikte hemen oturduğu yerden kalkıp adeta koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı. Bende sakince kollarımı ona sardım ve sırtına bir iki kere yavaşça vurdum. Ay bir dakika o saçımı mı kokluyordu şuan? Aniden sanki başıma ağrı girmiş geri çekildim ve başımı tutmaya başladım.
Loi: İyi misin? Noldu? Hadi gel otur şöyle.
Dedi ve beni tekli koltuklardan birine oturttu. Ben bu çocukla ne yapacaktım ya. Bulduğu her fırsatta bana yaklaşıyordu. Buna kesin bir çözüm bulmam lazım. Birkaç dakika sonra sanki baş ağrım geçmiş gibi ( olmayan baş ağrım) oturduğum yerde biraz doğruldum.
G: Ee hadi unni çalışalım buraya boşuna gelmedim herhalde. Dinlenmem gerekirken burdayım. Boşa gitmesin.
Menajer unni kafasını salladı ve elime birkaç kağıt tutuşturdu. Kağıtları incelediğimde katılacağımız bir TV şovu hakkında olduğunu gördüm. Dikkatlice kağıtları okuyup unniye geri verdim. Yapıcağım şey basitti. Şirketin bana biçtiği rolü oynayacak ve bir süreliğine kendime aykırı bazı hareketlerde bulunacaktım. Ama tam anlamıyla kendimden kopamazdım. Hem beni sevecek insanların gerçek kişiliğimle beni tanımasını ve sonra sevmesini tercih ederdim.
Telefonumu elime aldım ve İnstagram'a girdim. Hesabımda 300 takipçim varken şimdi 150 bin takipçiye çıkmıştı. Açıkçası bunun nedeni bence artık fazlasıyla tanınan bir şirkette çıkış yapmış olmamdı. İnstagram'a fotoğraf yüklemek istiyordum. Çünkü en son fotoğrafımı 2019'da atmıştım.
gunes.aslan
gunes.aslan from photo shoot. 💞
Fotoğrafı yükleyip İnstagram'dan çıktım. Mesaj kutuma girip Jimin'e yazdım.
Gönderilen; Jimin'shi
- Jimin ne yapıyorsun?
Gönderen; Jimin'shi
- Üyelerle pratik yapıyoruz. Sen iyi misin? Başın falan ağrımıyor dime?
Gönderilen; Jimin'shi
- İyiyim. Başım da ağrımıyor. Merak etme. Sadece naptığını merak ettim.
Gönderen; Jimin'shi
- Anladım güzelim. Şimdi gitmeliyim. Konserimiz için pratik yapıyoruz.
Telefonumu sehpanın üzerine bırakıp ofladım. Canım sıkılıyordu ve ne yapacağımı bilmiyordum. Yerimden kalkıp kahve almak için şirketin mutfağımsı olan yerine gittim. Birkaç çalışan kendilerine kahve yapıyorlardı. Bana selam verdiklerinde bende onlara selam verdim ve kahve yapmak için kendime bir kupa çıkardım ve kahve makinesine uzadığımda biri benden önce davrandı ve " Ben ikimize de yaparım." dedi. Kafamı kaldırdığımda Jungkook ile göz göze geldik ve ona gülümseyip teşekkür ettim. Kenardaki masadan bir sandalyeye oturdum. Jungkookta karşıma oturdu.
Jk: Bugün için tekrardan özür dilerim. Imm....Şey...Sadece biraz şaşırmıştım.
G: Önemli değil Jk. Ama neye şaşırdığını anlayamadım.
Jk: Sen..çok güzel...gözüküyordun. Sadece....
Bu bugün 2.kez oluyordu ve ben 2.kez Jungkook'un karşısında garip bir şekilde heyecanlanıyordum.
G: Ah.. Teşekkürler...
Kahve makinesinden kahvelerin olduğuna dair bir ses gelince ikimizde aynı anda yerimizden kalktık ve makineye uzandık. Ellerimiz birbirine değince sanki elektrik çarpmış gibi kendimi geri çektim ve ikimizin bardağına da kahve koymasına izin verdim.
G: Ara mı vermiştiniz?
Jk: Ha? Evet saatlerdir durmadan pratik yapıyorduk. Buna herkesin ihtiyacı vardı.
G: Anladım. O zaman Jimin'i görebilirim.
Jungkook'un bir anda yüzü düşsede hemen kendini topladı ve kısık bir sesle " Evet" dedi. Gülümseyerek mutfağımsı yerden çıktım ve BTS'in pratik odasına doğru ilerledim. Arkamdan Jungkook'un geldiğininde farkındaydım. Pratik odasına girince gözlerim direk yerde ter içinde ve nefes nefese kalmış sevgilim kaydı. Seri adımlarla yanına gidip dikkatlice yere oturdum. Eteğimden dolayı rahat hareket edemiyordum. Yüzüne doğru hafif üflediğimde önce kaşlarını çattı sonra da " Hobi hyung halim yok başka biri ile uğraş lütfen." dedi. Dudaklarını büzmüş homurdanırken o kadar tatlı gözüküyordu ki ağzımdan bir kıkırtı çıkmasına engel olamadım. Jimin anında gözlerini açtı ve doğrulup bağdaş kurdu.
G: Vaov. Ter içindesin Jimin'shi.
Jm: Berbat gözüküyorum dime?
G: Pek sayılmaz. Hala gözüme çok çekici geliyorsunuz Bay Park.
Dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Kapı açılıp üyeler şakalaşarak içeri girince Jimin yerden kalktı ve benimde kalkmam için elini uzattı. Jimin'in elini tam tutacakken biri üzerime atladı ve neredeyse beni boğacak gibi kollarını boynuma sardı. Ah tabi ki Tae oppaydı. Başka kim olabilirdi ki zaten...
Tae: Güneşşşş. Ah kahve mi o? Benim için mi getirdin yoksa?
Deyip ben daha ağzımı açıp cevap veremeden kahveyi alıp içmeye başladı.
G: O kendim içindi. Ama artık senin oldu maalesef.
Dedim. Bana sırıtarak bakınca kafamı onaylamaz anlamda salladım ve yerden destek alıp ayağa kalktım. Tek tek üyelere baktığımda hepsinin aslında çok yorgun gözüktüklerini fark ettim.
G: Vay canına. Size napıyorlar böyle? Hepiniz ölmüşsünüz resmen.
Üyeler sanki o an yorgunluklarının farkına varmışlar gibi yüzlerini buruşturup sızlanmaya başladılar. Kapı açılıp içeri Loi ve menajer unni girince ne olduğunu anlamak için onlara bakıyordum.
Menajer: Ah sonunda bulduk seni Güneş. Hadi gitmemiz lazım. Daha Loi ile birlikte yaşayacağınız yurda yerleşmeniz lazım.
Gözlerim şokla açılmıştı. Ben ve Loi aynı yurtta mı kalacaktık. Dudaklarımın arasından büyük harflerle bir " NE" kelimesi çıkınca sesin çok daha yüksek çıkmasıyla şaşırmıştım. Jungkook ve Jimin aynı anda benimle birlikte bağırmış ve ikisi de çok sinirli gözüküyordu. Jimin'in sinirinin nedenini anlıyordum ama Jungkook....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM
FanficHayallerinin ülkesine ve hayallerinin 7 deli dolu oğlanına kavuşan bir kızın bu 7 deli dolu oğlan ile geçirdiği bazen eğlenceli bazen hüzünlü bazen çılgın kardeşlik hikayesine var mısınız?