chapter 22 "malik is back party"

1.5K 76 52
                                    

Ailedeki herkes, Zayn'in canı istediği için tekrar Bradford'dan gittiğine inanmıştı. Çünkü o öyle biriydi, canı isterse gelir, isterse gider..Bu yüzden kimse de sorgulamamıştı. Yaser çok iyi bir yalancıydı.

Ben hariç kimse gerçeği bilmiyordu.

Çok uğraşmıştım, çok direnmiştim inanmamak için. Ama mezarı başında ağlayana kadar sürmüştü bu çabam.

İçimden bir parça koparılmıştı sanki. Bunun yanında, vicdanım kendini suçlamadan da edemiyordum, sürekli kendimi suçluyordum. Benimle kaçmak istediği için öldü.

Nasıl devam edilir ki bundan sonra?

"Dakota?"

Hızla göz yaşlarımı silip yüzümü yıkadım ve havluyla kuruladım.

"Geliyorum!"

Aynaya dönüp baktığımda, sıfır makyajlı ve kırmızı gözlerim ile korku filmindeymişim gibi geliyordu. Ama değildim. Ve içim kan ağlasa da dışarıya karşı gülücükler saçmakta üstüme yoktu.

Üstüme siyah kot ceketimi giyindim ve çantamı da boynuma asıp aşağı indim. Luke moralimin bozuk olduğunu fark etmişti ve beni dışarı çıkarmak için yalvarmıştı adeta. Ben de kırmak istememiştim.

Yanına indiğimde yüzümü görür görmez korkmuştu. "Dakota? İyi misin bebeğim?"

"İyiyim, hadi gidelim."

Koluna girdim ve evden çıktık. Bahçenin ilerisinde duran arabasını açtı ve binmem için kapımı tuttu.

O da sürü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladı.

+

"Hiçbir şey yemedin aşkım?" dediğinde oflamamak için zor tuttum kendimi.

"Yiyiyorum." dedim omuz silkerek.

Zayn'in yokluğu balyoz gibi beynime çakıldığında nefesim kesiliyordu. Dayanamıyorum rol yapmaya.

"Düğün için babam sahildeki saray ile konuşmuş."

"Öyle mi?"

Tepki vermiyordum artık hiçbir şeye. Evlensem ne değişir, evlenmesem. Ben zaten yaşayan bir ölü gibiydim.

"Senin kafanda başka bir yer varsa orayla da konuşabiliriz."

"Fark etmez."

"Ya gelini olmak istiyordun hep, hayalin gerçek olacak." dedi masa duran elimi tutarak.

"Yaa, ne hayal ama.." dedim mırıldanarak.

"Efendim?"

"Hiç. Bende gelinlik bakmaya başlasam iyi olur." dedim ruhsuzca.

Luke sevinçten çıldırmış gibi bakıyordu. Beni çok seviyordu. Yazık.

Tatlılarımız da servis edildikten sonra boş boş etrafa bakındım. En arka masada simsiyah giyinmiş bir adam tek başına oturuyordu. Açtığı gazete ile de yüzünü kapatıyordu. Tuhaf.

Umursamayarak tatlıma döndüm ve çatalla oynamaya başladım. Birkaç lokma yedikten sonra Luke'a döndüm.

"Kalksak olur mu? Yorgun hissediyorum, biliyorsun daha tam iyileşmedim."

"Tabii ki hayatım."

Luke hesap işini hallederken ben de üstümü giyindim. Titriyordu vücudum, hasta hasta dışarı çıkmak saçmalıktı zaten.

Arabamıza bindik ve eviem doğru yola çıktık. Radyoda çalan slow şarkıyla birklikte vücudum gevşemişti. Luke bir eli ile benim elimi, diğer eli ile de direksyonu tutuyordu. "Hayatıma girdiğin için çok şanslıyım." dedi.

shameless💋malik [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin