Güneşin odama izinsizce giren ışıklarıyla erkenden uyanmıştım. Her zaman yorgun uyanan bedenim bugün küçük bir çocuk kadar dinçti. Yüzümdeki gülümsemeye hakim olmak imkansızdı.
Sütlü bir kahve eşliğinde günün gazetelerini okuduktan sonra işe gitmek için evden çıktım.
Aşağıya indiğimde pastanenin beyaz ferforje sandalyesinde sıkılmışça oturan bedenle göz göze geldim.
Ayağa kalktı ve başıyla beni selamlayarak gül rengi dudaklarını araladı."Günaydınlar efendim"
"Size de günaydın,biraz erkencisiniz"
"Sabah yürüyüşüne çıkmıştım da uğrayıp,elinizden bir kahve içeyim dedim"
"Hoşgeldiniz o halde. Kahveniz nasıl olsun?"
Önlüğümü bağlayıp tezgahın diğer tarafına geçtiğimde artık aramızda satıcı müşteri ilişkisi başlamıştı.
"Şekersiz lütfen. Ve şey...terbiyesizlik yapmış olmayayım da acaba bana eşlik etmek ister misiniz ?"
"Çok isterdim fakat müşterilerle ilgilenmem gerek"
"Haklısınız. O zaman sadece sizi izlemekle yetineceğim"
...
Akşam olmuş, pastanenin kapanış saati yaklaşmıştı. Tüm müşteriler gitmesine rağmen birisi hala orada oturup resim çiziyordu, Aron."Beyefendi kapanış saatimiz yaklaştı, resminizi evinizde tamamlamalısınız."
"Bunu sizin olmadığınız bir ortamda tamamlanabileceğini sanmıyorum"
"Neden."
"Çünkü çizen ben değilim. Bu resimin asıl sahibi sizsiniz,sizin adeta güneş gibi içimi ısıtan ruhunuz."
"Belki bende sizinle gelirim"
Gözlerini gözlerimden ayırmadan yutkundu...
"Büyük bir şeref vermiş olursunuz"
Kafeyi kapatıp Champs Elysees'e doğru yola çıktım. Hava kararmak üzereydi ama Paris sokakları hala çok kalabalıktı,insanlar birbirlerini ezerek ilerliyordu. Omzuma gelen darbeyle geriye savruldum. Aron ani bir hareketle beni kolları arasına almıştı
"İyi misin?"
"Evet,sadece dengemi kaybettim"
"Sanırım elini tutsam daha iyi olacak, tabii senin için sorun olmazsa"
Gözlerimle onu onayladığımda gülümseyerek elimden tuttu. Kısa süre sonra dairesine gelmiştik. Elimi bırakıp paltosunun sol cebinden anahtarlarını çıkartrı. Kapıdan girdiğimizde bizi ilk karşılayan tabloları olmuştu. Geniş antrede her yerde rengarek ,boy boy tabloları vardı. Mor sümbüllerle bezenmiş,bana baharı anımsatana hızlı adımlarla yaklaştım. İşaret parmağımı çiçeklerin üzerinde gezdirdim.
"Mükemmel "
"Hangisi" Sesinde alaycı bir hava vardı. Bütün çizimlerinin mükemmel olduğunun o da farkındaydı.
"Hepsi,hepsine bayıldım"
"Ama hepsini sana hediye edemem, birini seçmen lazım"
Yüzümü Aron'a çevirdim, hafif bir tebessümle onun cümlesini yanıtladım ama aldığım cevap sadece sessizlikti. Belkide erken yakınlığım onda farklı düşünceler uyandırmıştı.
"Burayı gelip görmeyi tercih ederim...İçeriye geçebilir miyim?"
"Tabii, buyur"
Sadece kapısından gördüğüm küçük bir mutfak ve hemen yanında diğer oda vardı. L şeklindeydi, odanın girişinde oturma alanı köşeyi döndükten sonrada ahşap bir paravanla ayrılmış yatak odası vardı.
Alçak ,kırmızı koltuğa otururken gözüme duvardaki kemanlar çarptı.
"Çalıyor musun?"
"Acemiyim. Eski bir komşum vardı, yaşlı bir beyefendi, bana öğreteceğini söylediği için almıştım birkaç ders verdikten sonra vefat etti."
"Üzüldüm...İstersen ben sana öğretebilirim"
"Keman çalmayı bildiğini bilmiyordum"
"Bilmiyorum. Ama bir arkadaşım biliyor, ondan öğrenip sana öğretebilirim."
Beyaz,pürüzsüz dişlerini göstererek gülsedi.
"Çok memnun olurum"
...
Apartmanımın önüne gelmiştik, yine ayrılma vaktiydi."Resmimi tamamlamama yardımcı olduğun için teşekkür ederim."
"Ben teşekkür ederim, beni sanatının bir parçası olmaya uygun gördün için. İyi geceler"
"İyi geceler."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR TÜR SANAT
Fiksi UmumBir heykel,bir tablo ya da bir şarkı.Sen bir tür sanat eserisin. Ve ben gözlerimi senden alamıyorum.