Ertesi sabah hafta sonu olduğu halde sabahın altı buçuğunda kalkmıştım . Çünkü bu yaşam tarzı artık . Herneyse .
Tuvaletteki işlerimi halledip spor kıyafetlerimi giydikten sonra sabah koşusuna çıktım . Nezih bir mahalle olduğu için sıkıntı yoktu . Yokuş aşağı inip kendime su almak için markete girdim . Su önemliydi .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Marketten çıktıktan sonra karşıya geçip bankta oturdum ve saate baktım .
Ne!?!?!? Diyerek henüz içtiğim suyu püskürdüm .
Saat 8'di. Bir kaç saniye daha telefona mal mal baktıktan sonra Hüseyin Bolt'u kıskandıracak hızda koşmaya başladım . Öteki yoldan karşıya geçerken az kalsın bana bir araba çarpıyordu . Kalbim ağzımda atıyordu . Arabadan Köfte dudaklı bir adam indi ve gülümseyerek konuştu .
"İyi misiniz ?"
"Sanırım ." Diyerek elimi kalbime götürdüm .
"Bir yere yetişmeye çalışıyorsunuz sanırım ? Tazı gibi koşuyordunuz ."
"Yani evet pekte hevesli değilim aslında ama neyse boşverin ben hayat hikayemi anlatırım size şimdi ." Diyerek 32 diş sırıttım o da dudaklarını samimiyetle yalayarak konuştu ."
"Ben de gideceğim yer için pek hevesli değilim ."
"Aa niye ki ? Ha bir de sen pardon siz buradan değilsiniz . Tanırdım ."
"Sen diyebilirsin ve evet . Aslında bir iş için daha doğrusu babamın işi için ."
"Şaka mi yapıyorsun - diyerek kahkaha attım .- ben de babamın işi yüzünden."
"Kaderlerimiz aynı ha ?"
Gülümsedim ve saatime baktım saat sekiz buçuktu .
"Ha S*ktir !" Diyerek ayağa kalktım .
"Ne oldu ?"
"Geç kalıyorum ."
"Nereye ?"
"Babamın zoraki işine (!)"
"Seni bırakayım istersen ?"
"Sağol teşekkür ederim . Koşarak daha hızlı gidebilirim ."
Yürüyerek yola ilerledim ve koşmaya başladım . Beş dakikada evdeydim .
Hemen duşa girdim ve giyinmeye başladım .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
