08 nisan 713,
Valhalla kasabasının tarlasında çalışan İnari, kasabanın satılması için üretiği tahılı taşımak için Dogoda'dan yardım ister..
-Tahılı alacak kişiler gelmedi,sanırım atlarında bir sorun var. Bizim götürmemiz gerekecek. Senin attın vardı, yarın bana yardım eder misin?
-Benim sırtım ağrıyor, sana yardım edemem. Istersen Mahmut'an iste o yardım eder.
-Taşımana gerek yok, herşeyi ben yaparım sen sadece beni oraya kadar götür. Sana yemin ederim attan inmen gerekmeyecek bile
-Üzgünüm ama biliyorsun, kasabadan izinli kişiler çıkabiliyor, benim çocuklarım var ve böyle evraklara para harcayamam.
-Çıktığını söylemen gerekmiyor, benimlesin ve bir eşarp ile herşey hallolur... Hem Nate'in doğum günü gelen hafta, oradan güzel bir hediye alabilirsin, özel bir hediye, buradan olmayan..Dogoda çok kararsız kalır
-Tamam ama sabah erken, saat... hmm.. 5 civarı buradan çıkmış olmamız lağzım ve akşam 10 buçuk ta geliriz. Olur mu?
-Çok teşekkür ederim, sana bir gün bu iyiliğini geri çevirmenin bir yolunu bulurum.
-Bundan kimseye bahsetme yeter bana.09 nisan 713
Sabah 4 suları, Dogoda ambara gelir, beyaz attı ile
-Hey İnari, nasılsın?
-Günaydın Dogoda, uykun yoktur umarım
-Yok yok, merak etme sen. Bak bu Semìk, ikinci karım diyebiliriz
-(Inari güler)
-Tabi onun kadar konuşmasada.(Dogoda'da gülmeye başlar)Tüm tahıl çuvallarını attın çektiği yük vagonuna dizerler.
-Semìk zorlanır mı sence?
(Dogoda gülerek cevap verir)
-Sen onu hafife alma, şimdi yaşlandı gerçi ama ben çocuk iken, bu yükün 4 katını çekerdi. Şimdi bu kadarı koymaz ona bence.
-Güçlü olmasına sevindim.Yola koyulurlar, gidiş sırısında,
-Yolculuk tahminen 7 saat sürmesi lağzım, 6 saat orada durarız, 3 saat boyuncada bir yerde kamp kurarız.
-Tamam, kamp sırasında lezzis bir çorba yaparım
-Hahah, umarım benim hanım gibi yapmıyorsundur.
-Çok güzel çorba yaparım
-Söyle bakalım
-Neyi?
-Onlar bugün yarın gelip alırdı, neden sen götürmek istiyorsun?
-Euhh.. Şey...
-Doğruyu söyle, bak senin için karıma bile yalan söyledim.
-Ahh, şey ben çok özür dilerim.
-Uzatmada söyle hahah
-Tamam. Biliyorsun, tahıl ticaretini ben yapıyorum, evlere tahıl'ı ben dağtıyorum.
İşte, sattığım kişinin ismi Mustafa.
-Anlamalıydım işin içinde aşk olduğunu.
-Ama görsen, çok iyi biri, gülüyor, güldürüyor. İnsan halinden iyi anlıyor, bana çok yardım etti. Şimdi onun attı ruam hastası ve gelemiyor. Çalıştığı yer ona 2 güne yeni bir at alacakmış. Işte bende ona süpriz yapmak istiyorum, attı olmadığı için çalışmıyordur ve 2-3 saat beraber oluruz onla, çok şey değil.
-Anlıyorum, anlıyorum. Bizim İnaride nasıl zeka varmış böyle
(Ikiside güler)İkiside, sorunsuz bir şekilde, Mustafa'nın çalıştığı yere gelirler. Ilk başta onları gürünce şaşıran Mustafanın patronu, işleri hafiflediği için mutluda olmuştur, sonuç olarak 7 saat zaman kazanmıştı.
Dogoda, İnariye 5 saat süre vermiştir, ve İnari hemen Mustafa'yı görmeye gider.
Mustafa evde tek başına yaşıyormuş, küçük, bir mutfağı, birde gündüz salon, gece yatak odası olan bir oda. Tuvallet için, aynı evde yaşadığı, aile ile paylaşıyormuş.
inari, Mustafa'nın yaşadığı evin kapısına yumruğu ile 3 kez nazikçe vurur.
Kapıyı açan yaşlı bir kadındır
-Merhaba kime bakmıştın?
-Özür dilerim, ben Mustafa'ya bakmıştım ama sanırım yanlış geldim.
-Yok, o bizim çatıda yaşıyor, geç buyur içeriye.
-Teşekkür ederim
İnari çatı katına çıkar, ve kapıyı açar
Onu gören Mustafa çok şaşırır.
-Ahh, ne yapıyorsun burada?
-Merhaba sana süpriz yapmak istemiştim, yanlış bir zamanda gelmedim dimi?
-Yok, zaten iki günlük tatildeyim, sıkıntıdan ölmekten kurtardın beni
(İnarinin yüzünde bir tebbessüm belirir)
Geç otur şöyle..Saatlerce konuşan ikili, konuşmaları kapının çalması ile bozulur.
-Birini mi bekliyordun?
-Yok sanırım komşumun kızı, biografi de iyiyimdir, insan anotomisini iyi bilirim. Komşumun kızınada ders veriyordum, dersi insan anotomisi üzerinide.
Mustafa kapıya gider ve kıza müsait olmadığını söyler.
-Şey istiyorsan ben gideyim, hem engel oluyorum size, iyi hissetmiyorum böyle olunca
-Yok, onun dersi bekleye bilir, yarın ona ders veririm, nede olsa evdeyim(Mustafa gülümser)
-Tamam o zaman.İnari ona herşeyi anlatır ve zamanı dolduğu için artık gitmek zorundadır.
Dogoda ile buluşan İnari, hep gülümsüyordur.
-Hayırdır, bakıyorumda bu sabahki huysuz İnari yok
-Ha Ha Ha, ama Mustafa ile konuşmak çok iyi geldi, baya zorluklar ile büyümüş, annesi babası o küçükken ölmüş.
-Baya konuşmuşsunuz, iyi iyi. Ara sıra seni mutlu görmek iyi geliyor. Kaç yıl oldu, 24 mü?
-Evet, seninle doğdumdan beri arkadaşız ve sen benim abim gibisin, gerçi beni hep koruyup kovladın, yani gibisiz abimsin.
-Ahahah, haydi gel, yola koyulalım.Kamp yapacakları yere gelirler. Dogoda ateş yakar.
-İki saat buradayız
-Tamam, anlatacak hikayen var mı?
-Ne anlata bilirim bir bakayım... Hmm..
Sinilind efsanesini biliyor musun?
-Hayır merak ettim nedir?
-Eskiden...Dogoda ona hikayeyi anlatır, hikaye bittiğinde, Dogoda bir etrafa bakmayı ister, 10 dakikaya geleceğini söyler. İnari gözlerini kapatmış bir şekilde hayal kuruyordur taki biri gelip, onu karnının üzerine zorla yatırır.
-Kimsin?? Ne istiyorsun??
-Ahh güzelim, seni iyice kirletecem..
-Lütfen yapma, kimsin??
Gizemli kişi, İnarinin pantalonunu indirir, ve külotunu elindeki bıçak ile keser.
-Lütfen istediğini veririm, ama lütfen yapma..
-Ooh, zaten istediğim sensin, başından beri senin hayalini kuruyordum. Şansa bak, kendin benim ayağıma geldin.
-Mus...tafa? Sen misin?
-O küçük kızdan bıkmıştım, 14 yaşındaki birinden ne kadar tatmin olabilirsin ki? Bana taha olgun biri lağzımdı.
(İnari ağlamaya başlar, duyduklarına inanamaz)
O kıza ilk tecavüz ettiğimdeki gibi bağır, iç organlarını hissetmemişti 1 hafta boyunca, sonra onu iyileştirdim ve oda zevk almaya başladı. Eminim sende seversin.
-Yapmaa.. Lütfen, YAPMAAAA.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli kız Melek
Mystery / ThrillerMelek, tüm kasaba halkı tarafından dışlanır, yokmuş gibi davranılır. Peki Melek öldü mü? Hepsi hayal ürünü mü? Veya gerçek taha karmaşık olabilir mi?..