3.Bölüm

41 7 21
                                    


"Ne yarışmasından bahsediyorsun hyung?" Kai meraklı bir şekilde sorarken Suho'nun tam karşısındaki koltuğa oturmuştu. Suho tüm üyelere baktı ve kimsenin bir şey anlamadığını üyelerin kendisine bakan anlamsız bakışlarından anladı. "Nasıl anlamazsınız? Kore'de kaç tane hayranlarla birlikte katılabileceğimiz yarışma var ki..." hala neden anlamadıklarını anlayamamıştı. 

 "Hyung geldiğinden beri gizemli gizemli cümleler kuruyorsun. Akıl okuyamıyoruz. Exo güçlerimiz falan da gerçek değil. Haberin olsun." derken büyük bir kahkaha atmıştı Baekhyun ve tüm üyelerde onunla birlikte gülmeye başladılar, bu sırada Chanyeol'un yanında oturan Chen sol tarafından gelen güçle boş bulunup yana savruldu. "Yaa! Sen gülerken yakınında olan insanlar için büyük bir tehlike arz ediyorsun." diyerek aynı zamanda gülerken çıkıştı. Bunun üzerine üyeler daha çok gülmeye başlayıp Chanyeol kendini yerlere atınca Suho araya girip "Bu konu cidden çok önemli. Biz bir şey yapmazsak eğer çok üzülecekler." biraz sitem ederek konuşmuştu. Xiumin ise dikkatini Suho'ya verirken konuştu. "Konuyu en başından anlat Myeonnie." Ahh Xiumin olmasaydı Suho ne yapardı? Ve Suho biraz önce ki olayı noktasına virgülüne kadar üyelere detaylıca anlattı.

Suho derin bir nefer aldı ve üyelerden gelecek olan tepkileri bekledi. "Nasıl yani? Ben katılmak istediklerini hiç düşünmemiştim." Üzgün bir sesle tepkisini dile getirdi Lay. "Cidden çok garip. Madem katılmak için bu kadar ısrar ediyorlardı ve 7 senedir istiyorlardı şirket neden bize hiçbir bilgi vermedi?" Kyungsoo sitemli bir sesle söylendi. Bu onları bile üzmüşken kim bilir fanlar ne kadar üzülmüştü. 

Baekhyun "Belki de fanlar bizim katılmak istemediğimizi düşündüler!" hem üzgün hem de kızgın bir sesle ayaklanarak konuştu. "Merak etmeyin çocuklar! Fanlar şirket izin vermediği için katılamadıklarını biliyorlar." Suho da ayaklandı ve konuşmasını mutfağa giderken sürdürdü. "İyi ki şirketteydim. Yoksa yine haberimiz olmayacaktı." Elinde bir bardak suyla geri döndü ve Kai'nin yanına oturdu. Bu sırada Kai endişeli bir şekilde Suho'ya döndü " Hyung! Ya kaybederlerse... Bu sefer katılamadıkları için değil bunun için üzülecekler." ve cevap bekleyen gözlerle Suho'ya bakmaya devam etti. 

Chen "Evet Hyung. Çok yorulacaklar. O programa katılan herkes 7 senedir sürekli katılıyor. Tecrübeliler." diyerek endişesini dile getirdi. "Chen haklı hyung. Nasıl yetişecekler? Çok daha fazla efor sarfetmeleri gerekecek." Xiumin de Chen ile aynı fikirdeydi. Görünüşe göre hepsi bu yarışmaya katılmayı istiyorlardı. Ama endişelilerdi. Fanların üzülmesini istemezlerdi. Ufak bir suskunluğun ardından Sehun Suho'nun yanına gidip oturdu ve başını omzuna koydu, bu sırada "Hyung! Biz bunu şirkete nasıl kabul ettireceğiz?" Sehun'nun sorusu havada kaldı çünkü Suho'nun da diğer üyelerin de fikirleri yoktu. Kyungsoo bu sinir bozucu sessizlikten sıkıldı ve ayaklandı. "Ben yemek hazırlayayım siz de biraz düşünün, yemek yerken konuşalım." dedi ve mutfağa doğru yürüdü. Kyungsoo giderken Xiumin de ayaklanıp Kyungsoo'ya yardım edeceğini söylerek onu takip etti.

Üyeler yemek yerken akıllarına gelen fikirleri söylediler ama hâlâ harika bir fikirleri yoktu. En mantıklısı gidip doğaçlama bir şekilde konuşmaktı. Bu izni almanın zor olduğunun farkındalardı ama alabileceklerine de inanıyorlardı. En azından kendileri için değilse de hayranlar için bunu yapmalılardı.

Yemekten sonra oturma odasına geçip oturdular. Hepsi üzgün ve düşünceliydi. Sehun herkesin yorulduğunu düşündüğü için ayağa kalktı. Kai'nin yanına gitti ve elinde tutarak oturduğu yerden kaldırdı. "Hyunglar hadi yatalım. Böyle hiçbir yere varamıyoruz. Sabah daha zinde bir şekilde düşünmeye devam ederiz. Şimdi biraz dinlenelim. Hepiniz zombi gibi görünüyosunuz!" dedi ve küçük bir kahkaha attı. Baekhyun yan taraftan Sehun'un üstüne atıldı ve kolunu ısırmaya başladı. "Yaa! Sensin zombi. Hyunglarınla nasıl konuşuyorsun böyle!" derken aynı zamanda da gıdıklamaya başladı. Üyelerin kahkahaları sonlanınca herkes Sehun'a hak verdi ve odalarına dağıldılar.

Baekhyun odaya girdiklerinde Chanyeol'e döndü "Chanyeollie ben banyoya giriyorum, ben gelmeden uyuma. SAKIN!" diyerek konuştu ve Chanyeol'un cevabını beklemeden odadaki banyoya girdi. Chanyeol dolabın önüne gidip içinden pijamalarını alıp giydi. Sonra koşarak yatağa atladı ve telefonuyla oyalanmaya başladı.

 Biraz oyalandıktan sonra Baekhyun banyodan çıktı ve giyinmek için pijamalarını aramaya koyuldu. "Nerede bu lanet pijamalar!" diyerek hafif bağırdı, bunun üzerine Chanyeol telefonunu komidinin üzerine koyduktan sonra yataktan kalkarak Baekhyun'un yanına gitti. Hâlâ pijamalarını bulmaya çalışan Baekhyun beline sarılan kollarla irkildi. Chanyeol çenesini omzuna koydu ve daha da sıkı sarıldı. Sonra muzurca bir gülümsemeyle "Bence pijamalar çok gereksiz." dedi. Boynuna küçük bir öpücük kondurdu ve duş jeliyle karışmış kokusunu içine çekti. 

"Chanyeollie.. Ben çok endişeliyim." diyince Chanyeol onu kendisinde doğru çevirdi, elleri hâlâ belindeyken anlatmasını bekledi. Baekhyun derin bir nefes aldı ve "Hayranlarımızın bu yarışmaya katılmasını çok istiyorum. Onlarla vakit geçirmek, eğlenmek kulağa o kadar mutluluk ve heyecan verici geliyor ki..." biraz durdu kollarını Chanyeolun boynuna sardı, konuşmasına devam etti "Ama sürekli onlarla olacağız. Bu harika bir şey olmasına rağmen büyük sorunlara yol açarsa ne yapacağız?" 

Chanyeol Baekhyun'u yatağa doğru götürdü örtüyü açıp içine yatırdı. Daha sonra kendisi de Baekhyun'un üzerinden atlayarak diğer tarafa geçti. Baekhyun hâlâ endişeli gözlere Chanyeol'e bakarken tekrar konuştu. "Belli etmemek çok zor olacak. Sahnedeki gibi olmayacak. Ya bizi desteklemeyen bir hayran olursa? Öğrenirse ne olur? Ne yaparız? Nasıl kişilerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz." Konuşmasını bitirince Chanyeol'e yaklaştı, kollarını ve bacaklarını doladı. 

"Haklısın bebeğim. Ben dikkatli olmamızın yeterli olacağını sanıyorum. Çok uzak olursakta yanlış anlarlar. Bu yüzden en yakın iki arkadaşmış gibi davranırsak kimsenin şüpheleneceğini sanmıyorum." dedi Chanyeol ve bu sırada Baekhyun'un saçlarını okşamaya başladı. "Umarım Yeollie..." diye mırıldandı Baekhyun ve devam etti "Hadi uyuyalım. Bu fikri şirkete kabul ettirmeye gideceğiz. Çok uzun ve yorucu olacak." dedi ve yüzünü Chanyeolun boynuna gömdü. Chanyeol'de kafasının üstüne bir öpücük kondurdu. "İyi geceler bebeğim." diyerek gözlerini yumdu.

Sabah olduğunda Chen Sehun'u da yanına aldıktan sonra tüm odaları dolaşıp üyeleri bağırarak uyandırmıştı. Hepsi aşağıya indiler ve kahvaltıya oturdular. Xiumin ve DO olmasa kesinlikle aç kalırlardı. "Bugün konuşmak için şirkete gidecek miyiz?" ağzı doluyken konuştu Kai. Sehun elini Kai'nin ağzına götürdü ve kapattı. "Yavaş ye boğulacaksın." dedi ve güldü. Kai ise kırılmış bir ifadeyle "İyi. Yemiyorum." dedi ve kollarını göğsünde birleştirerek arkasına yaslandı. 

Lay kahvesinden bir yudum aldı ve konuştu "Hadi hadi çabuk yiyelim de konuşmaya gidelim." Suho Lay'i desteklercesine başını salladı ve sandalyeden kalkarken "Hadi çıkalım. Umarım kabul ettirebiliriz." diye mırıldanmıştı. Tüm üyeler son lokmalarını da ağızlarına attılar ve yurttan çıkmak için hazırlanmaya başladılar.

Merhaba bu bölüm biraz geç geldi çünkü online dersler okula gitmekten daha zor. Ve bir 20 dk önce sokağa çıkma yasağı geldi. bu psikolojiyle iyi bile yazdım bence. Sizleri seviyorum beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayım. Kendinize çok dikkat edin. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
EridanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin