Sabah uyandıklarında Hazal çok heyecanlıydı. Çünkü artık belki de senelerce hayatını kurduğu şey gerçekleşecekti abisi her ne kadar bu hayali bilmese de çünkü ağabeyi sadece 1 haftalık bir gezi gibi düşünüyordu. Ama aslında değildi yani her şey yolunda giderse Hazal Emir'e artık gittikleri adada yaşama fikrini açıklayacaktı. Gerçi kabul etmeme gibi bir ihtimali de vardı ama yinede Hazal kabul etme ihtimalini düşünerek çantasını hazırladı. Çantasında en az 1 ay yetebilecek kadar yiyecek vardı. Her şey hazırdı Hazal'a göre. artık yola çıkmak üzere evde çıktılar.
Denize doğru ilerlediler etraflarına bakındılar ancak tekne bulamadılar. Ama bu yolculuğu kafaya koymuşlardı özellikle de Hazal buraya kadar gelmişken geri dönemezdi Emir belki vazgeçebilirdi ama Hazal asla. Yaklaşık 2 saat sonra geçimini balık tutarak sağlayan bir adamla karşılaştılar. Balıkçıdan izin aldılar ve 10 gün sonra getirmek koşuluyla teknesini kiralamak istediler fakat balıkçı geçimini balık tutarak geçirdiği için izin vermedi . Hazal'ın ağabeyi adamla uzun bir süre konuştu fiyatı biraz fazla olsa da sonunda ikna ettiler. Son hazırlıkları yaptıktan emin olduktan ve herhangi bir eksikliklerinin olmadığından emin olduktan sonra yolculuk için hazırdılar . Tek ihtiyaçları olan şey tekneye binip kendilerine uygun bir ada bulmaktı . Ama artık bunun içinde hazırdılar tekneye bindiler ve kocaman bir denizin içerisinde ilerlemeye başladılar. Ağabeyinin kafası çok dağınıktı çünkü vereceği parayı düşünüyordu. Acaba tekne kiralamak için biraz daha beklemeli miydi? Önce geri dönmeye karar verdi bu fikrini tam Hazal'a söyleyecekken de vazgeçti.Çünkü emir fark etmese de oldukça fazla yol kat etmişlerdi. Emir tam bunları düşünürken Hazal'ın sesiyle birden bire irkildi.
- Ağabey buradaki çivilerden biri çok gevşemiş. Bize daha büyük bir sorun çıkarmadan ben bunu halledeyim mi?
Hazal dersleriyle ilgilenen bir çocuk değildi bu yüzden de evdeki boş zamanlarında hatta işi olduğu zamanlarda bile evin tüm işlerinde abisine yardımcı oluyordu ve ona bu konuda verilen bütün görevlerini de büyük bir titizlikle harika bir şekilde tamamlıyordu. Abisi de bu konuda ona güvendiği için yada belkide o anlık bir refleks le sadece "evet" diyebildi. Emir kısa bir süreliğine teknenin güvertesini Hazal'a bırakıp arkadaki küçük kutudan birkaç tane tornavida bulup Hazal'ın eline tutuşturdu. Hazal abisinin ona güvenmesi konusunda pek de şaşırmamıştı..Bu alışkın olduğu bir şeydi aslında çünkü sadece 2 kişilerdi abisi ona güvenmezse başka kime güvenecekti.Hazal büyük bir heyecanla hemen tornavidalar dan ona en uygun olanı seçerek çiviyi sıkmaya başladı.Ona göre harika olmuştu çünkü çok büyük bir dertten kurtarmıştı belki de ilerleyen zamanlarda çivi biraz daha gevşeyecek böylelikle geminin su almasını sağlayacaktı. Ama Hazal bunu çoktan engellemişti. Hazal bu başarılı görevinden sonra kendine daha çok güvenmeye başladı. çünkü artık sadece evdeki değil bir teknedeki belli başlı işleri de yapabiliyordu. Kendine olan bu güveninden kaynaklansa gerek teknenin yan tarafındaki diğer bir çivinin de gevşediğini görünce dayanamadı.Hemen onu da sıkmak istedi ama fark etmediği bir şey vardı tornavidayı ters yöne çeviriyordu. Ama fark etmediği için yine abisinin yanına gidip büyük bir gururla bu işi tamamladığını söyledi. Çok geçmeden teknenin içi su almaya başladı ama olay büyümediği sürece kimse bunu fark etmedi.Emir zaten gemiyi kontrol etmekle uğraşıyordu Hazal sa geminin arka kısmına oturmuş denizi seyrediyordu. Oda hala başlarındaki büyük felaketin farkında değildi.Ama fark etmeleri de çok uzun sürmedi. Kısa bir süre sonra Hazal acıkmaya başladı.Ama bir şeyler atıştırmayı düşünmüyordu.Çünkü Hazal yiyecekleri hazırlarken yolda yemek yiyeceklerini hiç hesap etmemişti.Yani şimdi yemek getirdiği erzakların azalmasına sebep olacaktı. Yemeklerin azalması demekse eve daha erken dönmeleri anlamına geliyordu. Kendini durdurabilirdi herhangi hiç bir şey yememe ye karar verdi. Ta ki abisi ona acıktığını söyleyene kadar...
-Hazal yanında getirdiğin onca yiyeceğin zaten 1 haftada biteceğini düşünmüyorum. Bari birazını çıkart da karnımızı doyuralım.
-Iııı şey ağabey ben daha acıkmadım adaya gidince atıştırırız olmaz mı ?
- Hazal zaten onca yiyecek getirdin bırak ta karnımızı doyuralım. Çantayı şu tarafa koymuştum hazırladığımız sandviçlerden verebilirsin.
Hazal abisine hayır diyemedi. Hemen yanındaki çantasından 2 tane sandviç çıkarttı yavaş ve sakince ayağa kalktı. İyi ki kalkmıştı yoksa bu büyük felaket onlar görmeden daha da büyüyecekti. Hazal gördüklerine inanamadı ve avazı çıktığı kadar bağırdı. Arkasını döndüğünde artık Emir'de neler olup bittiğini anlamıştı. Ama unuttukları bir şey vardı. Kayığın hakimiyeti artık Emir'den tamamen çıkmıştı.Her şey üst üste geliyordu hem kayık su alıyor hemde artık bir kayaya doğru yol alıyordu. Emir çok geçmeden ileride ki kayayı gördü. Hemen Hazal'a
-Hazal ben burayı halledeceğim şu tarafa geç ve hemen yönümüzü değiştir.
Ama Hazal fazla heyecanlıydı hemde çok fazla hatta heyecanından teknenin içinde koşmaması gerektiğini unutacak kadar.. ama unutmuştu bile çoktan hem kayığın su alması hemde Hazalın minik teknenin içinde koşması teknenin devrilmesine yol açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN BİR HAYAT
AdventureÇok küçük bir kararımla hayatımdaki her şey değişti. hemde tahmin etmekte bile zorlanacağınız bir derecede çevrem ,ailem gerçi siz benim ailem dediğime bakmayın benim tek ailem ağabeyim yani ağabeyimdi. Bu değişikliğe yaşadığım yani yaşamaya çalışt...