《 15 》

426 38 50
                                    

Avencırs ekibi Mükemmel Stark Tony'nin mükemmel kulesine gelmişti. Tony Panther'e biraz daha ciddi olmasını rica etmiş ve tüm Wakanda'yı, Wakanda'ya geri göndertmişti.

Bu iş Loki'nin tahmin ettiğinden daha fazla büyümüştü ve kontrol artık elinde değildi. Çünkü o sadece şakasına bayat turşu göndermiş ve sadece Clint'in miğdesini bozmayı planlamıştı. Natasha, o gün hastane ameliyathansinde Clint'i nam-ı diğer turşu kralını bulamayınca depresyona girer gibi bir eylemde bulunmuştu ama bunu da Bruce ve Steve engellemeye çalışmıştı.

Natasha, kendisi olduğundan beri ilk defa bir şeyi kafaya takıyordu belkide..
Buna alışık değildi. Bir şeyleri kafaya takıp onu gece gündüz düşünmek hiç ona göre değildi hemde.

Evet Clint ameliyathaneden resmen 'kaçırılmıştı' ve hiç kimse ne yapacaklarını dahi bilmiyordu. Bruce ise Nat'in kafaya taktığı şeyi ve depresyona girme sebebini kafaya takmıştı ve yemek yemeden kesilmişti. Yani anlaşılan herkes ayrı bir kafadaydı. Tony akşama  ekibini toplayacaktı. Jarvis de Clint'in nerede olduğunu bulamamıştı. Asıl şaşırtan hiçbir ize rastlanmadığıydı.

Tony labaratuvarında bağırmaya başladı.
"Bu imkansız! Bu cidden imkansız!"

"Jarvis sen iyi misin? Kafan falan mı güzel? Ki benim kafam şu an çok güzel!" diye bağırdı. Şimdi de Legolas'ın konumunu kendi evinde gösteriyordu ve Tony delirmeye başlayacaktı.

Elindeki şarap şişesini yere fırlattı. Şarap şişesi bin parçaya bölünüp yarım litre şarap yere dökülürken Jarvis ona sakin olmasını söylüyordu. Bu sesleri sonunda duyan Steve içeri bir hışımla girdi. Yerdeki kırmızı şarabı kan zannedip bağırmaya başladı.

"AMAN TANRIM!!!! TONY!?"

Koşa koşa büyük labaratuvarda arkadaşını aramaya başladı. Tony'i gördüğü anda rahat bir nefes verdi. Tony yere çökmüş başka bir şarap şişesini yudumluyordu.

"SENİ SALAK BİR ŞEY OLDU DİYE ÇOK KORKTUM!!" dedi ve Tony'nin yanına çömeldi. Tony oldukça düşünceli ve umutsuz görünüyordu.

"Sen Tony Stark'sın kendine gel." dedi Steve burukça gülümserken. Elini esmer adamın omzuna koydu ve dostça sıktı.

Kafası güzel olan Tony ona baktı. Steve'i dinlemiyordu. "Bu önceden de olmuştu. Yine aynı şey oluyor. Peki neden hep bizim aramızdan birisine bir şey olmak zorunda?" kendi kendine konuşmaya başlamıştı.

"Neden biz peki? Biz olmasaydık, kötüler de olmayacaktı değil mi Steve?"

Steve gözlerini devirmemek için kendisini zor tutuyordu. Tony boş yapmaya başlamıştı.

"Biz olmasaydık bunların hiçbiri olmazdı. Belki de bir kenardan hepimiz şarap şişemizi yudumlayarak olaylara karışmamalıydık sadece izlemeliydik. Bu daha mantıklı olurdu değil mi?"

Steve oflayarak konuşmaya başladı.

"Tony eğer sesini kesmezsen.."

"Ne? Sesimi kesmezsem ne yaparsın yüzbaşı? Yine kavga mı ederiz? Bana yine kalkanını mı fırlatırsın? Merak etme alıştım ben bunlara."

"Eğer sesini kesmezsen," Steve aldığı nefesi geri titrek bir şekilde verdi ve titrek ama ciddi bir sesle konuştu.

"Bırakırım."

Tony anlamamış bir şekilde kafasını sallayıp kendi kendine güldü.

"Hala seninle neden uğraşıyorsam?" dedikten sonra Tony'nin yanından kalkıp arkasını dönerek kapıya doğru yürümeye başladı. Kapıdan çıkmadan önce Tony'nin bitmiş haline son bir bakış attı ve çıktı.

__________

Zaa bölümü değiştirdm.

//düzenlendi//

Naber? Marvel TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin