15 eylül 2008
"uçur! düzgün uçur şunu!"
suntae, uçurtmasının ipini kolaylıkla çekiştiriyorken; yüzünde parlak bir gülümseme vardı.
okullarının uçurtma yarışlarında, henüz ikinci sınıf olsa bile hızlı gelişen vücudu sayesinde liderliği hiç zorlanmadan elinde tutabiliyordu.
çevresindeki çocukların çığlıklarına karışan zafer kahkahaları, ona nerede olduğunu bile unutturuyordu.
jaewoo'nun tahminleri doğruydu; suntae sosyal bir çocuktu. bir çevresi vardı, seviliyordu, popüler çocuk bile sayılırdı.
katladığı origamiler ve kazandığı kalpler, yüksek enerjisiyle birleştiğinde bu çocuğun tanınmaktan başka çaresi kalmıyordu.
"suntae, suntae! koş da ödülünü al!" omuzlarını sarsıp duran adam'a gülümseyip kürsüye koşturdu.
bu günü simgelemesi adına mavi bir uçurtma verdiler eline. açık, güzel bir mavi.
'cavetown- talk to me,
"jaewoo, ben kazandım!"
tepede oturup kelebeklerle oynayan arkadaşının yanına tırmanmıştı güç bela. elinde gururla taşıdığı ödülü, tırmanışını zorlaştırıyordu.
jaewoo, zaten kazanacığını bildiği arkadaşına döndü yüzünü. ve onun yüzündeki gülümsemeyi izlemek uğruna kelebeklerini terk etmeyi tercih etti.
'wallows, clairo- are you bored yet?,
"...özellikle de kızların yüzünü görmeliydin! hepsi bana bayıldı resmen."
jaewoo, gülümsemeliydi.
kafasındaki senaryo böyle işliyordu. suntae anlatacaktı, kendisi de ona destek olacaktı. anlattıklarını dinleyecek, gülümseyecek, yanında olacaktı.
jaewoo, gülümsemeliydi.
"kızlar arasında kesinlikle ünlü olacağım!"
jaewoo, gülümseyemedi.
"tabii ki olacaksın. şirinsin, güçlüsün, kazanıyorsun, tanınıyorsun... ya kim ünlü olacaktı başka?"
suntae, bu kez de woo için uçurtmasıyla göklerde rotalar çiziyorken; neden böyle olduğunu anlamıyordu.
bütün kızların onu seveceği hayali, bunun ona vereceği heyecan... neredeydi?
midesindeydi, midesinde uçuşan kelebeklerdeydi elbette. fakat midesindeki de bir "şirinsin," lafından başkasının kelebeği değildi.
jaewoo işte, diye düşündü. o her zaman kelebeklerledir. bunlardan birini yutmuş olmam normal.
"özür dilerim." dedi bir anda. "kelebeklerin mideme kaçtı sanırım."
"kelebeklerimi suçlama!" woo'nun ani çıkışına anlam veremedi suntae. "hepsi okulunun kızları yüzünden oluyor işte!"
olmuyordu.
çünkü suntae; popülerden önce, şirindi.
yine de bir şey demedi esmer çocuk. daha da sinirlendireceğinden korktu.
güneş batana, woo'nun süt beyazı tenini turunculara boyayana kadar bu çocuk için uçurdu hediye uçurtmasını.
ve içindeki bu ağırlığa hiç anlam veremedi.
'lana del rey- fuck it i love you.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♕ ⋮ ᗰY ᖴIᖇST ᗩᑎᗪ ᒪᗩST
Fanfiction➳ᴛʀᴇɴᴅᴇ ᴋᴀʀsɪʟᴀsᴛɪɢɪᴍɪᴢ ʏᴀʙᴀɴᴄɪʟᴀʀ, ʙᴜʏᴜᴅᴜɢᴜᴍᴜᴢ ɢᴜᴢᴇʟ ᴀɴɪʟᴀʀ