1. Bölüm

60 7 0
                                    

Gözlerimi açmaya çalıştım. Sanki kollarımı kaldıramıyordum. Öksürerek ayağa kalkmaya yeltendim. Etrafıma bakınırken nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum.

"Günaydın."

Kaşlarımı çatıp sesin sahibine döndüm.

"Burası neresi?"

"Bilmem."

Elindeki bir deftere bir şeyler yazıyordu.

"Sen kimsin?"

"Bilmiyorum."

Tuhafça ona baktım. "Kim olduğunu nasıl bilmezsin?" "Peki sizin adınız nedir bayan çok bilen?" Adım? Kulaklarım çınlamaya başladı. Yer ayağımın altından kayıyordu sanki. "Ben kimim?" Sesim kulaklarımda yankılanırken titreyerek kalktığım yere geri oturdum. "B-ben bilmiyorum." Etrafıma bakmaya başladım. Dapdar simsiyah bir kutudaydık sanki. İçerisi kokusuz ve havasızdı. Cılız ışık yüzünden sadece varlığını bildiğim karşımdaki kişinin yüzünü seçemiyordum. Ellerimi yüzüme koydum. Kendi yüzümün nasıl gözüktüğünü dahi hatırlamıyordum. Güldü. "Kim olduğunu nasıl bilmezsin?" Ellerimi saçlarıma geçirdim. Sanki burası giderek daha da daralıyordu. Nefes alışverişim hızlanmaya başladı. "İyi misin sen?" Oturduğum sert yataktan aşağıya kayarken önümdeki sehpada duran bardakları yere düşürdüm. "N-nefes alamıyorum." Tişörtümü çekiştirmeye başladım. Gözümden yaşlar akıyordu. "Sakin ol biraz." Yanıma gelen yabancının suratını bile göremezken nasıl sakin olabilirdim? Boğazımı tutup öksürüyordum.

"Kendine gel!"

Yüzüme gelen sert tokatla kafam yana savrulurken tekrar nefes alabildiğimi hissettim. Yanağım hala acıyordu. Şaşkınlıkla kafamı yabancıya çevirdim.

"İşe yaradı mı bari?"

Yanağımı tuttum. "Bana vurdun." "Kendinden geçmiştin." Ayağa kalktım. "Buradan acilen çıkmamız gerek," -kafamı ona döndürdüm- "ve bir daha bana asla vurma." Işık yüzünden net bir şekilde göremiyordum. Ellerimi önüme getirerek bir duvar bulmaya çalıştım. Duvarı bulduğumda duvarda yana kayarak kapıyı aramaya başladım.

"Kapı açılmıyor. Boşuna uğraşma."

Kapıyı bulup kapı kolunu çevirdiğimde kapı aydınlık bir koridora açıldı. Yanıma yaklaştı. Yüzünü artık görebiliyordum. Kumral dağınık saçları, mavi gözleri ve yapılı fiziğiyle yakışıklı sayılabilecek bir gençti. Ben kaç yaşındaydım? Kendim hakkında hiçbir şey bilmemek beni rahatsız etse de koridora çıktım. "Ben denediğimde açılmamıştı. Çok tuhaf." Gözlerimi kısarken ışığa alışmaya çalışıyordum. Koridorda ilerlerken ayağımın bir karoya basmasıyla karo aşağıya indi ve bir anda bir deliğin içine düşmeye başladık.

"NE YAPTIN?"

"BİLMİYORUM!"

Yumuşak bir zemine düştüğümüzde başımı ovuşturup etrafıma bakındım. Jelden yapılmış bir sorgu odasına benziyordu adeta. Karşımızda camdan bir alan vardı. "O camın arkasında bir şey var mıdır?" Ona dönüp sorduğum sorunun ardından odada mekanik bir ses yankılandı.

"KİDE deneyine hoş geldiniz." Kaşlarımı çattım. "Ne?" "Ne saçmalıyorsun sen be? Çıkar bizi buradan piç kurusu!" Kolunu tuttum ve kulağına fısıldadım. "Sakin ol biraz hala hiçbir şey bilmiyoruz." Derin bir nefes verdi. Mekanik ses devam etti. "KİDE deneyinin seçilen 3. çiftisiniz." "Yani tanışıyor muyuz?" diye sordum. "Hayır. Hayatınızda ilk kez burada bir araya geldiniz. Çiftler zıt kişilikler olarak seçildi ve kişilikleri kendi aralarında değiştirildi. Eski hayatınızla iletişiminizin kesilmesi adına aynı zamanda hafızalarınız temizlendi." Yanımdaki yabancı bağırdı. "Abi kafayı yiyeceğim! Ne saçmalıyorsun ya!" Mekanik ses devam etti. "Bizim deneğimiz olarak seçildiniz. Aileleriniz bunu kabul etti çünkü hepsi bu deney için çalışıyor." Kafamı ovuşturdum. "Söylediklerinizin hiçbir mantıklı açıklaması yok. Bu imkansız. Ayrıca sizin söylediğiniz en ufak şeye neden inanalım?" Tavandan bir bölme açıldı ve bir bıçak bırakıp geri kapandı. Bıçak önüme düşerken yanımdaki yabancıya baktım. Birbirimizi öldürmemizi istemeyeceklerdi değil mi? Mekanik ses kulaklarımızı doldurdu. "Birinizin bıçağı alıp herhangi bir yerine batırmasını istiyorum." Yutkundum. "Öyle bir şey olmayacak!" Bağıran yabancıydı. Bir anda içimden gelen bir dürtüyle bıçağı yerden aldım. Bıçak ile hafifçe elimi çizerken yanımdaki yabancıdan bir "ah" yükseldi. "Bu ne sikim böyle?" Şokla eline bakıyordu. Benim çizdiğim yer onda da çizilmiş ve aynı şekilde kanıyordu. "Tebrikler. Deneyin ilk aşamasını keşfettiniz. Fiziksel olarak bağlısınız." Dayanamayarak bıçağı yere fırlattım. "Bunun başka bir açıklaması olmalı! O zaman bana tokat attığında neden hiçbir şey hissetmedi?" Bir gülme sesi yükseldi. "Bravo. Bunu fark etmenize sevindim. Bunun sebebi aranızdaki ilk temasın o olmasıydı. Zaten bağınızı da bu şekilde aktifleştirmiş oldunuz. Kapının ilk denemenizde açılmamasının sebebi de bağın aktifleşmemiş olmasıydı." Yabancı ellerini saçlarını geçirdi. "Bu nasıl bir rüya böyle?" Başım dönüyordu. Hiçbir şey anlamıyordum. "Peki her şeyi kabul ettik diyelim. Bu bir deney. Bizden ne istiyorsunuz?"

"İşte bu size söyleyemeyeceğimiz bir şey küçük hanım. Ama şu an size bir seçme şansı vermeye karar verdim. Sizi şu anda deneyin gerçekleşeceği merkeze gönderebilirim ve her şeyi orada deneyimlersiniz. Veya deneyin diğer aşamalarını burada keşfedebilirsiniz. Seçim sizin." Yabancı öfkeyle parmağını karartılmış cama sallamaya başladı. "Bir de seçim şansı diyor ya! Çok sağol, çok makbule geçtin!" Gözlerimi yabancının sinirle bana bakan gözlerine çevirdim. Kulağına fısıldadım. "Korkuyorum." Eline baktı. "Diğer aşamaları keşfetmek istediğimi sanmıyorum. Hem belki bahsettiği yere bizi götürürlerken kaçma şansımız olur." Dudaklarımı ısırıp bakışlarımı yere indirdim. "Bunu," -ellerimizdeki çizikleri gösterdim- "yapma gücüne sahip kişilerden bahsediyoruz. Kaçma şansımız olduğunu sanmıyorum."

"Cevabınızı bekliyorum."

Kafamı salladım. "B-bizi merkeze götürün?"

"Keyfiniz bilir."

---

Gözlerimi araladığımda bir yatakta yattığımı fark ettim. Güzel bir evdi burası. Aniden neler olduğu aklıma geldi. Elime ve ardından yanıma baktım. "Uyan! Bizi bayıltmışlar." Yanımda yatan yabancıyı sarstım. "N-ne?" Hızlıca doğruldu. "Ne oldu?" "Hatırlamıyorum. Uyandığımda buradaydık. Burası merkez olmalı." Etrafına baktı. "Bizi dışarı mı saldılar?" Güldüm. "Sence?" Yataktan kalktım ve odadaki cama yaklaştım. Aşağıya şokla baktım. "Şuraya bak!" Aşağıda bir sürü market, eczane ve aklınıza gelebilecek her türden dükkan vardı. Şehir merkezindeydik resmen. "Bizi öylesine bırakmışlar mı yani?" "S-sanırım." Başımı kaşıdım. "Yardım istemeye çalışsak bile kimse bize inanmaz." Bana döndü. "Onlara gösterebiliriz." "Ama bu çok tuhaf." Bana sorguyla bakarken yatağa oturdum. "Bizim bunu düşünebileceğimizi akıl etmiş olmalılar. Bu işte başka bir iş var." Kolundan tuttum ve onu odadan çıkardım. "Nereye gidiyoruz?" "Dışarı çıkacağız." Kolunu bıraktım ve merdivenlerden aşağıya indim. Kapıya geldiğimizde kapıyı açtım. Bana anlamlandıramadığım bir duyguyla bakıyordu. Adımımı dışarı attım. Dışarı çıktığımda şokla bağırdım. "Bak çıkabiliyoruz!" Kapıdan uzaklaşıp derin bir nefes aldım. O da yavaş adımlarla yanıma geldiğinde kaşlarını çattı. "Bir şey fark etmedin mi?" Kafamı iki yana salladım ve etrafıma bakındım. 

"Burada hiç kimse yok. Sadece ikimiz varız."  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KİDE DeneyiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin