''Bu..Bunun ne işi var burada?''
Soruma cevap vermeden derin bir nefes çekti içine ve bana sarıldı. Ağlıyordu. Bu hayatta hiç istemeyeceğim şeylerden biriydi Ceren'in ağlaması. Tamam hiçbir kız ağlamayı hak etmezdi ve istemezdim de ağlamasını. Ama Ceren ve Ceren gibi sevdiklerimin ağlaması katlanamayacağım şeylerdendi. Ayrıca annesi Cereni, bana ve Füsun'a emanet etmişti.
''Ben bilmiyorum Sera. Ne olacak şimdi? Ben bu adamın yüzünü dahi görmek istemiyorum. Hangi akla hizmet edip buraya gelmiş bu? Sabah okula geldiğimden beri burada bekliyor beni.''
''Şşşt güzelim ağlama bir şimdi sen. Tabi ki görüşmeyeceksin hiçbir şekilde konuşmayacaksın onunla. Akşama kadar bizi beklemez herhalde gider birazdan.''
Sanırım Ceren için iyi olan onu buradan uzaklaştırmaktı. Zilin çalması da buna yardımcı oldu. Ceren'in yüzüne uzanıp gözlerini sildim. Çünkü onun ağladığı çok çabuk belli olurdu. Hemen kızarırdı gözleri şişerdi de. Az önce kantinden aldığım suyun kapağını da açıp Ceren'e uzattım. ''Al iç şunu. Bak daha hiç içilmedi.'' deyip gülümsedim. Ceren pek herkesin kullandığı şeyleri kullanmazdı ne kadar yakın olsak da. Annesi hariçti tabi. '
'Bu durumda bile gülümsetiyorsun ya beni. İyi ki varsın.''
''Bence de iyi ki varım da sen de iyi ki varsın ama biraz daha burada kalırsak müdür bizi... Anladın sen.''
''Anladım anladım. Yürü hadi.''
Sınıfa girer girmez Füsun'un gazabına uğrayacağımı bildiğim içi çantamdaki çikolatalı sütü devreye soktum.
''Hani hemen geliyordun n'oldu?''
''Geldim işte kanka. İşimiz vardı biraz. Hem bak sana ne getirdim.''
''İstemiyorum bir şey ben.Ne işiymiş o?''
Sabah olanları benim anlatmam doğru olmayacağı için önümüzde oturan Ceren açıklama yaptı.
''Benimle ilgili bir şey oldu kanka. Teneffüste anlatırım sana.''
''Peki o zaman. Ben alayım o zaman şu çikolatalı sütü.''
İşte bizim arkadaşlığımızda böyleydi. Her üzgün olduğumuzda birbirimizin yanında olur toplardık birbirimizi. Sonra da saçma şeylere gülüp eğlenirdik. Üçlü arkadaş gurubunun verdiği mutluluk... Aslında ilk başta bu kadar yakın değildik birbirimize. Ben ikisine karşıda önyargılıydım lisenin başında. Dokuzuncu sınıfın başlamasından bir kaç hafta sonra Ceren ile yakınlaştım. Ceren ile kimse konuşmazdı pek yakın olmak istemezdi. Eskiden tanıdığı arkadaşları dışında pek arkadaşı yoktu. Onlarda bizim sınıfta değillerdi zaten. Galiba ilk yakın arkadaşıydım ben onun, o da benim.
Ardından da Füsun ile yakınlaştım. Birden yakın olduk hatta. Sonra Ceren ile arkadaş oldular. Üçlü bir gurup halinde değildik o zamanlar ama Ceren'in annesi ölmeden önce Ceren'i bize emanet edince daha da yakınlaştık. Şimdiyse kocaman bir iyi ki var önümüzde. Bir yılı geçen arkadaşlık.