six ✧

196 20 29
                                    

avril lavigne - wish you were here


"you're always there, you're everywhere
but right now i wish you were here."

✧:*.°✦༄

Mesajı okudum. Tekrar okudum, tekrar ve tekrar. Ne yaparsam yapayım ilk cümleye tekrar dönüyordum.

Ellerim terliyordu, telefonu elimden kaymaması için sıkı tutuyordum. Fakat gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum. Cümleyi tekrar okudum.

Steve Rogers, senden hoşlanıyor.

Steve Rogers, benden hoşlanıyor. Sertçe yutkundum. Gözümü telefondan kaldıramıyordum. Bu gerçek olabilir miydi? Çünkü olmamalıydı. Yani olamazdı.

Biri belli ki şaka yapıyor olmalıydı. Kalbim benden bağımsız deli gibi çarparken kafamı kaldırdım. Steve'e baktım.

Şuan Bucky ile şakalaşıp gülüyordu. Gerçek olamazdı. Böyle bir şey olması imkansızdı. Gerçekten olmamalıydı. Hâlâ şoktan hareket edemiyordum. Oturmaktan bacaklarım karıncalanmaya başlamıştı.

Aniden kalktım, lavaboya koştum. Telefonu lavabonun yanına koyup kapıyı hızlıca kilitledim. Musluğu açıp soğuk suyla yüzümü yıkadım.

Bu olamazdı. Benden nefret ediyordu, bu bir şaka falan olmalıydı. Gözümü kapattım. Aklıma gelen cümleleri, bana bakışları hepsi gözümün önündeydi.

Eğer bu gerçekse, eğer bu saçma durum gerçekse ne yapacağımı bilmiyordum. Çünkü ilk defa bir erkeğin bana karşı duyguları olduğunu öğrenmiştim. Gerçekten şuan olduğum durum beni bir çıkmaza sokuyordu.

Onunla nasıl normal konuşabilirdim ki, nasıl yüzüne bakabilirdim?

Bana karşı olan nefreti ne zaman buna dönüşmüştü. Bu olamazdı. Beynimin içindeki sesler o kadar fazla olamaz diyordu ki kafam patlayabilirdi.

Soğuk suyu tekrar açtım, yüzüme tekrar su çarptığım an kapıdan bir ses geldi.

"Tony, iyi misin?"

Gelen kalın sesle kim olduğunu hemen anlamıştım. Steve.

İyi değilim. Bu senin suçun Steve. Kafamı bok ettin 2 günde gerizekalı. Benimle resmen oyun oynuyordu, hayatıma girmesi hataydı. Onu tanıdığımdan beri kendimi iğrenç hissediyorum.
Nefret ediyorum senden Steve, nefret.

"Sanane." dedim sinirle. Gerçekten onu terslemek istemiyordum. Ama beni soktuğu şu durum gerçekten ne yaptığını artık anlayamıyordum. Bir açıklaması olmalıydı, tüm bunların gerçek bir sebebe bağlandığı bir açıklama.

Bir anda gizli numaradan gelen bir mesajla yıllardır benden nefret eden ve 2 gün önce benimle barışmak istediğini söyleyen bir gerizekalının benden hoşlandığını öğreniyordum.
Nasıl kafayı yemeden durabilirim ki?

Uzun sessizlikten sonra Natasha konuştu.

"Tony, cidden ne oldu? Steve yok. Sadece ben varım. Konuş benimle." Sesi kapıya o kadar yakın geliyordu ki bir anda onu yanımda hissettim.

"Natasha." dedim sessizce kapıya yaklaşarak.

Gerçekten burdan gidip onunla konuşmak istiyordum. Ona anlatmam lazımdı, içimde tutarsam kafayı yerdim.

"Özür dilerim fakat burdan gidebilir miyiz?" dedim sesim o kadar kısık çıkıyordu ki ben bile sesimi zor duyuyordum.

"Tamam, hemen gidelim. Ben Bucky'e kendini iyi hissetmediğini söyleyeceğim, bekle" dedi. Hafifçe gülümsedim. Hiçbir şekilde irdelemeden kabul etmesi beni mutlu etmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

here's to never growing up | stony auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin